‘Cumhuriyetin Kuruluş Ayarlarına Dönüş’ tanımlaması, son dönemde sıkça kullanılan bir özdeyiş oldu. Ülkenin
gidişinden endişe duyan yurtseverler, kurtuluş için Atatürk dönemi
politikalarına yöneliyor; kurtuluşu orada görüyor. Bu yöndeki istek giderek
artıyor ama yönelişin somuta dönük tartışması henüz başlamış değil. Örgütsüzlüğün
neden olduğu edilgenlik, her konuda olduğu gibi, günümüz
koşullarında Kemalist bir programın oluşmasını geciktiriyor... Programları örgütler yapar. Bu doğrudur ama bizler ilerde
örgütlü yapıların oluşturacağı program konusunda tartışma başlatabilir, ilerisi
için belirli bir birikim sağlayabiliriz. Program konusunu, birey olarak
tartışabiliriz. Kemalist aydınlara basit bir taslak sunuyor ve konuyu tartışmaya
açıyorum. Düşünelim, araştıralım ve konuyu geliştirelim. Eksiği tamamlayalım,
yanlışı çıkaralım. Gerçekleştirilmesini, ilerde oluşacak örgütlere bırakarak, düşünsel
anlamda geleceğe yönelik bir sözümüz, bir hedefimiz olsun. Bu taslak ya da
başka taslaklar ele alınsın, ulusal birliğe yönelen tartışma süreci başlasın.
Her kesimden insanımızın katılacağı tartışmalar, düşünsel bir imeceye
dönüştürülsün. Oluşturulacak ulusal bilinç ve yurtsever birikim, yolumuzu
aydınlatsın; neyin nasıl yapılacağı araştırılsın.
Durum
Türkiye’nin, ekonomik olarak Batı’nın
yarı-sömürgesi durumuna düşmesi bugün somut bir gerçekliktir. Görmek
isteyenlerin kolayca görebileceği bu gerçek, ülkeyi aynı durumdan kurtaran Mustafa
Kemal’i ve eylemini güncel kılmaktadır. Gizli İşgal’e dönüşen dışa
bağımlılık, Türkiye’yi Türkler için ve Türkler tarafından yönetilen bir ülke
olmaktan çıkarmış, ulusal gücü kırmaya yönelen dış karışma, sıradan olay haline
gelmiştir. Ülke, halkın gönencini ve ulusun bağımsızlığını sağlayacak bir
anlayışla değil, yabancıların isteklerini yerine getiren bir tutumla
yönetilmektedir. Türkiye, Osmanlı’nın gittiği yola sokulmuş durumdadır.
Tehlikenin farkında olanlar, henüz yeterince
örgütlü ve güçlü değil. Gidişin sorumluluğunu taşıyan yetki sahipleri, ülkenin
ekonomik gücünü giderek ortadan kaldıran uygulamalar içindedir. İşbirlikçi anlayışa
karşı seçenek oluşturan ve halka ulaşan ulusal siyaset, örgütsüzlük nedeniyle
henüz yaratılamamıştır.
Ancak, kötü gidişi yaşayarak görmeye başlayan kitleler, el yordamıyla
da olsa, tepkisel bir hareketlilik içine giriyor. Olayları sorgulayanların
sayısı her geçen gün artıyor. Özelleştirilen ya da kapatılan fabrika işçileri,
tarlasını ekemez duruma gelip toprağından olan çiftçiler, işyerini yitiren
esnaf, yoksullaşan memur, işsiz gençler ve ülke için kaygı duyan aydınlar;
yaşanan sürecin ne anlama geldiğini, ülkenin nereye gittiğini anlamaya başlıyor.
İzlenecek Yol
Ulusal uyanış giderek yayılıyor ancak bilgi yetersizliği
ve örgütsüzlük nedeniyle yapılması gereken bilinemiyor. Yoksulluk ve bilgisizlik
direnç gücünü kırıyor. Türk ulusu, varlığını koruyup geleceğini güven altına
almak için gücünü toparlamak, emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı bir
araya gelmek zorundadır. Emperyalizme karşı direnmek ve başarılı olmak, yoğun
emek isteyen güç bir iştir. Halkı, tam bağımsızlık ve ulusal kurtuluş amacıyla
kazanmayı gerekli kılar. Bu ise, gerçeklere dayanan bir program çevresinde
örgütlenip bilinçlenmeyle sağlanabilir.
Halkın sorunlarının kavranması, çözüm önerilerinin güven veren bir
programa dönüştürülmesi gerekiyor. Bunu yapacak bir örgüt henüz yok. Bu
nedenle, yapılması gerekenleri belirleyip tartışmak ve program taslaklarına
dönüştürmek Kemalist aydınlara düşüyor. Taslaklar hazırlanmalı, tartışılmalı,
eleştiriler süzgecinden geçirilerek olgunlaştırılmalıdır. Halk nelerin nasıl yapılacağını
duymalı, yapılacakların onun sorunlarını çözmeye yönelik olduğunu anlamalıdır.
Çerçeve
Emperyalizme karşı savaşım, ezilen ülke ulusçuluğunu, ırkçılığın dar kalıplarından çıkarır, onu özgürlüğü amaçlayan demokratik bir devinim durumuna getirir. Ezen ülke ulusçuluğuyla, ezilen ulus ulusçuluğu arasındaki fark; despotlukla demokrasi, saldırganlıkla savunma, tutsaklıkla özgürlük arasındaki farktır. Emperyalizme karşı çıkmayan kişi ya da siyasetler yurtsever, demokrat ya da sosyalist olamaz. Ezilen ulus aydınları, herşeyden önce emperyalizme karşı çıkmak, bunun için de ulusçu olmak zorundadır. Ulusçuluk, ezilen ulusların emperyalizme karşı kullanabileceği tek silahtır.
Her sorun, ona uygun araçlarla çözülür. Emperyalizmin boyunduruğu
altında, feodal ilişkilerin sürdüğü azgelişmiş bir ülkedeki çalışma türü,
bağımsızlığı ve demokrasiyi temel alan bir çalışmadır. Burada sınıfsal değil,
ulusal mücadele esastır. Ülkenin ve halkın gereksinimlerini, çalışmasını ulusal
hedeflere yönelten örgütlenmeler karşılayabilir. Ülke, emperyalist işgal ya da emperyalist
egemenlik altındaysa; program bağımsızlık programı, örgütlenme biçimi ulusal
örgütlenmedir. Ülke ileri kapitalist bir ülkeyse, program ve örgütlenme
sınıfsal olacaktır.
Ön Taslak
1-Tam bağımsızlık ulusal egemenlik anlayışı toplumun
ortak iradesi haline getirilmelidir. Bu amaca yönelik olarak, eğitim
kurumlarının tümünde yeni ders programları hazırlanmalı, halkın katıldığı
etkinlikler düzenlenmeli, yazılı ve görsel basının yayınları bu amaca
yöneltilmelidir
2-‘Cumhurbaşkanlığı
Sistemi’
adı verilen kişi yönetimine son verilmeli, halk oylamasıyla yeniden temsili
demokrasiye dönülmelidir.‘Cumhurbaşkanlığı sistemi’nde alınan kararlar
incelenmeli, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine ve demokratik işleyişe uygun
olmayanlar, doğurduğu sonuçlarla birlikte yürürlükten kaldırılmalıdır.
3-Seçim ve siyasi partiler kanunu
değiştirilmeli, siyaset paraya bağlı bir etkinlik olmaktan çıkarılmalıdır. Halkın
para ödemeden serbestçe aday olması sağlanmalıdır. Partilerin milletvekili
adayları, genel başkanlar tarafından değil, parti üyeleri tarafından
seçilmelidir.‘Seçim barajı’ kaldırılmalı, ’milli bakiye’ sistemi getirilmelidir. ‘Yüksek Seçim Kurulu’ ile ‘Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu’ yenilenerek özerkleştirilmelidir.
4-Hukuk düzeni, tümüyle özerk olmalı, köklü
değişikliklerle çağdaş işleyişe kavuşturulmalıdır. Yargı bağımsızlığı, koşulsuz
sağlanmalı, hiçbir gelişme hukukun bağımsızlığını zedelememelidir. Hakimler
ve Savcılar başta olmak üzere, ‘mülakatla’ işe alınan tüm görevliler
yeniden sınava tabi tutulmalı, yetersiz olanlar başka görevlere atanmalıdır.
5-Kamu yönetim anlayışı yenilenmeli; devlet
görevlilerinin tümü, bir program dahilinde Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini öğreten
kurslara alınmalıdır. Atamalar siyasetten arındırılmalı, memur alımları sınav
başarısına bağlanmalıdır. Görevlendirmeler ve terfilerde yeterliliğe (liyakat)
bağlı kalınmalı, bu işleyiş kalıcı kılınmalıdır.
6- Milli Eğitimi ABD
denetimine veren ikili anlaşma iptal edilmeli, Amerikalı ‘uzmanlar’
ülkeden çıkarılmalıdır. Eğitimin
birliği sağlanmalı, eşit, parasız, ulusal ve laik eğitim ilkokuldan
üniversiteye dek her düzeyde gerçekleştirilmelidir. İmam hatip okullarındaki
öğrenci sayısı, ülkenin imam gereksinimine yanıt verecek kadar olmalı, imam
hatip lisesi mezunları yalnızca Yüksek İlahiyat Fakültelerine gidebilmelidir. Yabancı
dilde eğitime son verilmelidir.
7-Üniversiteler özerkleştirilmeli, akademik
gelişimi yetersiz öğretim üyelerinin üniversiteyle ilişkileri kesilmelidir. Son
20 yıl içinde üniversiteden uzaklaştırılan öğretim üyelerinin dosyaları yeniden
ele alınmalı, hukuksuzluklar giderilmeli, haksızlığa uğrayanlar görevlerine
dönebilmelidir. Rektörleri Cumhurbaşkanı değil öğretim üyeleri seçmelidir.
Üniversiteler, siyasetin etkisinden kurtarılmalıdır.
8-TRT ve Anadolu Ajansı özerkleştirilerek yeniden yapılandırılmalıdır. Bu
kurumlarda, siyasi ayırım ya da yolsuzluk yapanlar saptanmalı, gerekli yasal
işlem yapılarak suçlu bulunanlar cezalandırılmalıdır.
9-Ordu siyasetten arındırılmalı, iç işleyişinde
tümüyle özgür kılınmalıdır. YÖK’e bağlı ’Milli Savunma Üniversitesi’
kapatılmalı, Harp okulları, Askeri Liseler ve Harp Akademileri yeniden
açılmalıdır. Ordunun sağlık ve hukuk kurumları Genelkurmaya geri
verilmelidir.
10-Özelleştirme adıyla
elden çıkarılan Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) yeniden devletleştirilmeli, üretimi
durdurulanlar yenilenerek üretime geçirilmelidir. Özellikle azgelişmiş yörelere
yeni KİT’ler açılmalı, iş alanları yaratılarak kente göç önlenmelidir. Kesin
olarak üretim ekonomisine geçilmeli, bu
amacı gerçekleştirmek için her türlü özveri göze alınmalıdır. Beşer yıllık
kalkınma planları hazırlanmalı, ulusal sanayi ve tarım programları hazırlanıp
uygulanmalıdır.
11-Ulusal tarım atılımı
gerçekleştirilmeli, ‘köye dönüş’ kampanyaları düzenlenerek tarımsal üretim canlandırılmalıdır.
Türkiye toprak haritası çıkarılmalı, tarım topraklarının birleştirilmesi teşvik
edilmelidir. Üreticilere yön vermek için yıllık üretim planları hazırlanmalı, ana
tarım birimlerine yönelik araştırma enstitüleri açılmalıdır. Makinalı tarım teşvik
edilmeli, devlet tarım üreticisine ucuz akaryakıt sağlamalıdır. Tarım ürünleri
dışalımına kota getirilmeli, gümrük vergileri arttırılmalıdır.
12-Kooperatif birlikleri kurulmalı, tarım üreticilerinin üyeliği yasal
zorunluluk haline getirilmelidir. Her üreticiye, ürettiği ürünün miktar ve
kalitesine göre teşvik pirimi ödenmelidir.
13-Ayrı bir Hayvancılık Bakanlığı kurulmalı, Türk hayvancılığına hizmet
verecek eğitim ve sağlık kurumları açılmalıdır. Üreticiye; ücretsiz sağlık
hizmeti ve aşı, pazarlama ve ulaşım yardımı yapılmalı, ülke düzeyinde dengeli dağılıma
sahip hayvan pazarları açılmalıdır.
14-İşsizliğe kısa
dönemde çözüm olmak üzere; orman ıslahı, tarım işletmeleri ve büyük enerji
alanlarındaki devlet yatırımlarıyla kitlesel iş sahaları açılmalıdır. Kalıcı
çözüm için üretime yatırım yapılmalı, büyük küçük fabrikalar, KOBİ’ler açılmalıdır.
İç dış ticaretin canlandırılması için girişimde bulunulmalıdır. Yatırımlara ek
olarak, ev üretimi, uzaktan çalışma, çağrılı çalışma gibi sistemler
geliştirilmelidir.
15-Vergi düzeni temelden yenilenmeli, dolaylı
vergiler düşürülürken dolaysız vergiler arttırılmalıdır. Çalışanların ücretlerinden
alınan vergiler azaltılmalıdır. 50 dönümden az toprağı olan tarımcıdan, asgari
ücretle çalışan işçiden ve küçük esnaftan vergi alınmamalıdır. Varlığının
kaynağını gösteremeyen, vergi düzeyini eksik gösteren ve özel vergi aflarından yararlananlardan
‘onarım vergisi’ adıyla özel bir vergi
alınmalıdır. Ödediği vergiyle mal varlığı uyumlu olmayanlardan ‘varlık vergisi’ adıyla bir başka
vergi alınmalıdır.
16-Dış ticaret, madencilik, iletişim, enerji
üretim ve dağıtımı, devlet denetimine alınmalı, özel şirketler devlete ait
kuruluşların ancak alt birimlerinde taşeron olarak çalışabilmelidir. Özel
şirketlerin tekelleşmesi önlenmeli, tekel yalnızca devlet tarafından
oluşturulmalıdır.
17- Yabancılara serbesti getiren tütün yasaları iptal edilmelidir. TEKEL
alkol, tütün, tuz gibi çalışma alanlarının tümünde yeniden devlet tekeli haline
getirilmelidir. Yeniden kamulaştırılacak işletmelerin ödemesi, ilk özelleştirme
bedeli üzerinden ve aynı koşullarla Türk lirası olarak ödenmelidir. Yerli tütün
üretimi teşvik edilmeli, yabancı tütün ve sigara sönümlenecek bir süreç sonunda
yasaklanmalıdır.
18-Yabancılara satılan toprakların tapuları
iptal edilmeli, ödedikleri para, rayiç
bedel üzerinden Türk lirası olarak geri verilmelidir.
Yabancılara dolaylı ya da dolaysız toprak satışı yasaklanmalıdır.
19-‘Orman vasfını
yitirme’ adıyla kamu mülkiyetinden çıkarılan orman alanları
kamulaştırılmalı, su havzaları ile
tarım alanlarındaki yapılaşma yasaklanmalıdır.
20-Mali piyasalar denetim altına alınmalı; döviz
dengelerini sağlamak ve dolar bağımlılığından kurtulmak için kambiyo düzenine
geçmenin hazırlıkları yapılmalıdır. Devletin
dış borcu dondurulmalı, alacaklılarla uzun vadeli yeni bir yapılanmaya gidilmelidir.
Uygun ortam oluştuğunda, ‘milli
kambiyo’ düzenine geçilmeli, döviz
ticareti yasaklanmalıdır.
21-Dış siyasette yeni birliktelikler kurulmalı,
Batı’yla ilişkiler eşitlik ilkesine bağlı kılınarak yenilenmelidir. Doğu’yla
ilişkiler geliştirilmeli, Ortadoğu’da barışı sağlamak için etkili girişimlerde
bulunulmalıdır. İlk elden Suriye ve Irak’la dostluk ve işbirliği anlaşmaları
yapılmalıdır.
22-1938’den sonra imzalanan ikili ya da çoklu uluslararası anlaşmalar
gözden geçirilmeli, bağımsızlığı ve ulusal egemenliği zedeleyen ikili
anlaşmalar iptal edilmeli, başta ‘ikiz yasalar’ olmak üzere çoklu antlaşmalardan
çıkılmalıdır. Kemal Derviş’in çıkarttığı tüm yasalar iptal edilmelidir.
23-Avrupa Birliği üyelik beklentisi
sonlandırılmalıdır. NATO’dan çıkılmalı ya da büyük devletlerin yaptığı gibi,
ulusal çıkarlardan ödün vermeyen ‘eşit üye’ olarak davranılmalıdır. Bağımsızlık ve Ulusal egemenlik konusunda hassas olunduğu ortaya konduğunda, NATO’nın düşman güç haline
geleceği unutulmamalıdır.
24-Suriyeliler başta olmak üzere ülkedeki bütün
sığınmacılar sınırdışı edilmeli, bundan böyle sığınmacı kabul edilmemelidir.
25-Cumhuriyetin
kuruluş ilkelerine ulaşacak yenileşme hareketine yasal zemin oluşturmak üzere, 1961
Anayasası’nın ruhunu taşıyan yeni bir anayasa kabul edilmelidir.
Emeğinize sağlık sayın hocam.Türk milleti,Türkiye halkı kendisinden yana politikaları görmek,anlamak ve uygulamak zorundadır.
YanıtlaSilUzun zamandır sizi takip ediyorum bu yöndeki kıymetli çalışmalarınızı ilgiyle takip ediyor çevremle de paylaşmaya gayret ediyorum.
Halk için yaptığınız bu değerli çalışmalarınızdan dolayı sizden Allah razı olsun.
Öncelikle halkın kendisinin bu konulara sahip çıkması sağlanmalı. Yani her mahallede kurulacak dernekler, halkı bilgilendirmeli ve neler yapabileceklerini anlatmalı. Bunu yapacak gönüllüler, ișsiz öğretmenler veya üniversite mezunları olabilir.
YanıtlaSilSayın METİN AYDOĞAN, Aydın Kemalist'lere sesleniyor. Her bir konu, doktora tezleri șeklinde ele alınsın. İlaveten, 10 ayrı konu da Halk eğitimi ve davranıș psikolojisi üzerine açılsın. Önce halkın kendisinin, konulara sahip çıkması sağlanmalı. Referandum'un yaptırımları kanuni güvenceye bağlanmalı. Seçimleri beklemeye vakit yoktur; Ciddi kararlarda hemen halka gidilmeli; bu bir gelenek haline gelirse, ulusal milli bir İrade'ninde provalarıda yapılmıș olacaktır. Ülkemiz zorda.
YanıtlaSilSayın hocam ülkemizin kuruluş ilkelerine dönmesi, gelinen noktada sizin değerli çalışmanızda önemle ve elzem ilkelerle belirttiğiniz gibi ve de aciliyet içermektedir. Bu uygulamaların gerçekleşmesinin önünü de 3. maddede belirtmiş olduğunuz uygulamanın muhalefetçe benimsenip hayata geçmesiyle, beraberinde partiye ve kişilere getireceği güvenle, sinerjiyle diğer maddelerin de zincirleme gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu uygulama toplum nezdinde bir güven ve umut doğuracak, dahası muhalefetin emperyalizmce dizayn edilişini de bozacaktır. Bu sayede görev ve liyakat sahibi kişiler partiye, sonrasında meclise girecek ve bu sistemde emperyalizmce sivrilenin başı koparilamayacaktir. Dolayısıyla emperyalizm kendi adamını kilit noktalara koyamadigindan anlaşma yoluna girecektir. Bu üçüncü maddenin ülke çıkarları ve insanca yaşamak adına demokrasinin, liyakatin ve görev bilincinin önünü açacağına başlangıç olacağına inanıyorum. Muhalefet liderlerinin ve tabanın da bunu ne hazindir ki kavrayıp, öncülük yapmalarını umut ediyorum.
YanıtlaSilSayın Hocam size, emeklerinize sonsuz teşekkürlerim ve derin saygılarımla.
Kamplaşmaya son verilmeli önce...
YanıtlaSilKatkın için teşekkürler Unknown.
YanıtlaSilYalnız 8. başlama biraz çekincem var. TRT Türkiyede en az izlenen kanal ve asla güvenilmeyen kanal. Bu başlam olsada olmasada değişen bir şey olmaz sanırım sayın ağabeyim.
YanıtlaSilDeğerli hocam yazdıklarınıza bir madde hariç katılıyorum. Genelkurmaya hukuk haklarını geri verilmesi. Bu hukuk asla gerçek hukuk olarak uygulanmadı. 25 yıl orduda astsubay olarak görev yaptım bu askeri mahkemelerin yargılamada subayları koruyup diğer astsubay ve uzmanları haklı olsalar bile cezalandırılmalarına şahit oldum.subaylar halkında bazı suç duyurularını bile sümen altı edildiğine şahit oldum.asla askeri yargı olmamalı.bir örnek 35 yıllık terörle mücadelece görevinde veya sorumluluk bölgesinde hatadan dolayı bir tane general ceza almadı 33 askerin şehit edilmesi dahil
YanıtlaSilGERÇEK BİR KREDİ ŞİRKETİNDEN KREDİMİ NASIL ALDIM.
YanıtlaSilÇevrimiçi birçok sahte kredi verenin bir aldatmaca kurbanı oldum, yaratıcıma o kadar çok teşekkür ediyorum ki, nihayet bana bu yıl yüzüme bir gülümseme koyan bu yeni borç verene yönlendirerek beni gülümsedi ve ayrıca aldatmadı ancak aldatarak ya da yalan söylememekle birlikte, adı STEVE WILSON olan bu borç veren bana% 2 kredi verdi, bu miktar şirket şart ve koşullarını kabul ettiğimden sonra 350.000 dolarlık ABD doları ve bu kredi şirketi hakkında sevdiğim önemli bir şey çok hızlılar
Kredi veren ile iletişime geçebilirsiniz
EMAIL: stevewilsonloanfirm@gmail.com veya whatsapp: +16673078785