31 Aralık 2018 Pazartesi

KÖPRÜ VE TÜNEL GEÇİŞ ÜCRETLERİ 2019’DA KAÇ LİRA OLACAK



02 Ocak Çarşamba günü, yeni yılın tünel ve köprü geçiş ücretleri açıklanacak. Artışlar, dolara bağlanmış olduğu için önceden açıklayabiliriz… Avrasya Tüneli geçiş ücreti, (tek geçiş) binek arabalarda 4 dolar + KDV, minibüslerde 6 dolar +KDV’dir. Tünel, kent içi geçiş olduğu için, ücreti gidiş-dönüş olarak hesaplamak gerekiyor. Yani, halka dönük gerçek kullanım ücreti, binek arabalarda 8 dolar + KDV+Yüzde 2.5 ABD Tüketici Fiyat Endeksine (CPI)= 8,86 dolar. Bu rakam, minibüslerde 13,8 dolar oluyor. Bunların Türk lirası karşılığı, doların 30 Aralık 2018 değeriyle, binek arabalarda gidiş geliş 46,68 lira, minibüslerde 72,73 liradır. Ulaştırma Bakanlığı, sözleşmelere uygun davranırsa; Avrasya Tüneli’nin 2019 geçişi, tek geçiş için 23,34, gidiş geliş için 46,68 lira; Orhangazi Köprüsü’nün 2019 geçiş ücreti 209,32 lira; Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün 2019 geçiş ücreti  8,96 olacak.

29 Aralık 2018 Cumartesi

1950’DEN BUGÜNE ÖZELLEŞTİRME



Türkiye’de bugüne dek; 90 elektrik santrali, 11 liman, 41 kamu işletmesi, 121 kuruluştaki kamu hissesi, 11 otel-sosyal tesis, 4 bin 85 taşınmaz, 37 maden sahası, 4 gemi, 6 bin 808 makine-teçhizat, 155 isim hakkı, marka ve araç muayene hizmetleri özelleştirilmiştir. Satışların toplam tutarı 68,2 milyar dolardır. Ortak bir özellik olarak, satış bedelleri düşüktür ve işletmeler bankadaki parasıyla birlikte satılmıştır. Kimi satışta bedeller o denli düşüktür ki satılan malın adeta üstüne para verilmiştir. Seka Balıkesir İşletmesi 1,1 milyon, Amasya Şeker 1,25 milyon, PETKİM 273,7 milyon, Seydişehir Alüminyum (tüm taşınmazlar ve barajıyla birlikte) 305 milyon, SEKA Aksu İşletmeleri 3,5 milyon, Eti Bakır 21,8 milyon, TÜPRAŞ 453,9 milyon dolara satılmıştır (Balıkesir Seka ve Amasya Şeker’in satış bedeli İstanbul’da ortalama bir dairenin fiyatı kadardır).

26 Aralık 2018 Çarşamba

ABD SURİYE’DEN ÇEKİLİYOR MU, TÜRKİYE’Yİ NELER BEKLİYOR?



“Türkiye’ye yönelik ütopik Anglo-Amerikan stratejisi, Türkiye’nin stratejik potansiyelini, onun bir ulus olarak dağılma sürecinde sonuna dek kullanmaktadır. Türkiye, Afrika ve Asya kavşağının, Akdeniz’i ve Hint Okyanusu’nu bağlayan Ortadoğu’nun Kuzey unsurudur. Genelde Asya’ya, Mısır kanalıyla da Afrika’ya önemli bağlantılar sağlamaktadır. Temiz su kaynaklarına sahiptir. Türk işgücü, koşullar yerine getirilirse iyi bir potansiyele sahiptir. Türkiye bu olanaklarıyla kullanılmak istenmektedir. Buna iki örnek Suriye ve Irak’a karşı ve Transkafkasya kanalıyla Türkiye’yi Orta Asya’ya karşı kullanma isteğidir. İsrail, bugünkü politikalarını sürdürmesi sonucunda nasıl yok olacaksa, Türkiye de, Transkafkasya ve Orta Asya’ya yönelik askeri operasyonlarda, üzerine görevler yüklenilmesi sürecinde parçalanacaktır. Örneğin İran’a karşı bir hareket, Türkiye’nin şimdiki biçimiyle bilinen bir millet olarak son nefesi olacaktır” 2002
Lyndon LaRouche- 2004 seçimleri Demokrat Parti ABD Başkan Adayı

25 Aralık 2018 Salı

ATATÜRK NEDEN GÜNCEL



Bu ülkede; ulusal değerler tümüyle yok olmadıysa, ulus yaşam yeteneğini tümden yitirmediyse, insanlar kendi haklarına yabancılaşmadıysa ve gelecek kuşaklara acı çekecekleri bir gelecek bırakılmayacaksa; Atatürk bugün her zamankinden çok önem kazanmış demektir. Bu durum, isteğe bağlı olmayan nesnel bir gerçekliktir. Olumsuzluklardan kurtulmak için, Kurtuluş Savaşı ve devrimler, öncesi ve sonrasıyla dikkatlice incelenmeli, güncelliğini koruyan bu büyük eylem, günün koşullarına uyumlu kılınarak aynı anlayışla uygulanmalıdır. Bu ülkenin parçalanmasını önlemek isteyen herkes, Mustafa Kemal’e başvurmak, savaşımından ders almak zorundadır. Atatürk’ü incelemek, tarihle ilgili araştırma yapmak değil, yaşadığımız sorunlara çözüm aramak ve onun başarılı olduğu savaşımdan günümüze yönelik ders çıkarmaktır. Türkiye’de yükselmekte olan ulusal uyanış, geçmişteki benzersiz deneyimden, kesin olarak yararlanmalı, bu konuda bilgilenmelidir. Atatürk, bugün ona en çok gereksinim duyan Türk halkına anlatılmalıdır.

21 Aralık 2018 Cuma

EMEVİLER VE TÜRKLER



İslam içindeki konumları tartışmalı olan Emeviler, ‘Halifeliği babadan oğula geçen bir hanedanlık’ yaptılar. ‘İslamiyeti, hor gören’ halifeler çıkardılar. Din dışı görünüm veren bir devlet’ kurdular. Halifelik için Mekke’ye saldırıp ‘Kabe’yi yıktılar’. Sekizinci yüzyılın ortalarına dek, yetmiş yıl Türklere saldırdılar. Kent ve köyleri yakıp yıktılar. Servetlerini yağmalayıp, onbinlerce Türk ve Acem öldürdüler. Kadın ve çocukları esir pazarlarında sattılar. Okulları kapatıp bilim adamlarını öldürdüler. Arapça öğrenmeyi ve yazmayı zorunlu kıldılar. Döneminde dünyanın en ileri bölgelerinden olan Horasan ve Maveraünnehir yıkıntı haline geldi. Kentler öyle yağmalanmıştı ki ünlü İranlı tarihçi ve din bilgini Taberi’nin (838-923) aktarımına göre, “Baykent’ten elde edilen hadsiz hesapsız ganimet o denli çoktu ki; Katipler bunları saya saya bitiremiyordu”.

15 Aralık 2018 Cumartesi

SURİYELİ SIĞINMACILAR VE VATANDAŞLIK



İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi’nin verilerine göre, Suriyeli sığınmacıların 1 046 104’ünü 0-9 yaş grubu oluşturuyor. Suriye’de savaş 7 yıl önce 2011’de başladığına göre, bunların büyük bölümünün Türkiye’de doğduğu görülüyor. Türkiye’deki kayıtlı Suriyelilerin yüzde 47.39’u 0-18 yaş aralığında bulunuyor… Şanlıurfa’da 462 bin, Hatay’da 439 bin, Gaziantep’te 412 bin, Adana’da 227 bin, Mersin’de 207 bin olmak üzere; 5 Güney ilimizde 1 milyon 542 bin Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Kilis’te sığınmacıların Türk yurttaşlarına oranı yüzde 90,25. İstanbul’da 559 104 Suriyeli yaşıyor. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Türkiye’de Suriyelilerin gidip yerleşmediği şehir bulunmuyor. Bakanlık, bu dağılmayı önlemesi gereken kurum olmasına karşın durumu açıklamakla yetiniyor. Hakkari’ye Artvin’e, Muğla’ya da Edirne’ye Suriyeli sığınmacı neden yerleşir?

9 Aralık 2018 Pazar

DÜNYA ATATÜRK’Ü NASIL GÖRÜYOR



Yıl 2017, Bangladeş’in Chittgong limanındayız. Gemiden inmiş limanın çıkış kapısına doğru gidiyordum. Takkeli, entari ya da şalvar giyimli, yaşlı birisi ile hafifçe çarpıştık. Nedeni o olmamasına karşın özür diledi ve konuşmaya başladık. Nereli olduğumu sordu. Türk olduğumu söyledim. Hiç beklemediğim bir cevap verdi; “Atatürk’ün çocuğusun yani” dedi. Heyecanlanmıştım. Sohbeti sürdürdüm. Birçok kimseye inanılmaz gelebilir ama bana şunları söyledi; “En büyük Müslüman Atatürk’tür. Biz Bangaldeş olarak onun öğrettiği yoldan gittik ve özgürlüğümüze kavuştuk. Fakiriz ama onun yaptıklarını yaparsak fakirlikten de kurtulabiliriz. O sadece Türklerin değil tüm Doğu halkları için de büyük bir önderdir”

4 Aralık 2018 Salı

CUMHURİYET VE KADINLARA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI VERİLMESİ



5 Aralık 1934 Çarşamba günü yapılan Anayasa değişikliğiyle, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi kabul edildi. Atatürk, o akşam, tüm kadınlara seslenen bir bildiri yayınladı. Bildiride, şunları söylüyordu: “Seçme ve seçilme hakkı, Türk kadınına toplum yaşamında, başka birçok milletin kadınlarından daha yüksek bir yer kazandırmıştır. Çarşaflı ve peçeli Türk kadınını artık, gelecekteki tarih kitaplarında aramak gerekecektir. Türk kadını, üstün bir yeterlilikle aile içindeki yerini doldurmuştur. Belediye seçimlerine katılarak siyasi yaşamda kendini deneyen Türk kadını, şimdi genel seçimlere katılırken, hakların en önemlisini kullanmaktadır. Pek çok medeni ülkede kadına tanınmayan bu hak, Türk kadınının elinde bulunmaktadır. O, bu hakkı, yetkinlikle ve gerektiği gibi kullanacaktır”.(x)