Türkiye’de bugüne dek; 90 elektrik santrali, 11
liman, 41 kamu işletmesi, 121 kuruluştaki kamu hissesi, 11 otel-sosyal tesis, 4
bin 85 taşınmaz, 37 maden sahası, 4 gemi, 6 bin 808 makine-teçhizat, 155 isim
hakkı, marka ve araç muayene hizmetleri özelleştirilmiştir. Satışların
toplam tutarı 68,2 milyar dolardır. Ortak bir özellik olarak, satış bedelleri
düşüktür ve işletmeler bankadaki parasıyla birlikte satılmıştır. Kimi satışta
bedeller o denli düşüktür ki satılan malın adeta üstüne para verilmiştir. Seka
Balıkesir İşletmesi 1,1 milyon, Amasya Şeker 1,25 milyon, PETKİM 273,7 milyon,
Seydişehir Alüminyum (tüm taşınmazlar ve barajıyla birlikte) 305 milyon, SEKA
Aksu İşletmeleri 3,5 milyon, Eti Bakır 21,8 milyon, TÜPRAŞ 453,9 milyon dolara
satılmıştır (Balıkesir Seka ve Amasya Şeker’in satış bedeli İstanbul’da
ortalama bir dairenin fiyatı kadardır).
Demokrat
Parti ve Özelleştirme
Özelleştirmeyi ilk kez programına alan parti Adnan
Menderes’in Demokrat Partisidir. ABD’nin Türkiye’ye girişiyle birlikte
kurulan ve CHP’yle ABD’ye yaranma yarışına girişen bu parti; KİT’lerin
kuruluşundan kısa bir süre geçmiş olmasına ve yokluklar içindeki halkın
gereksinimlerini karşılamasına karşın, elden çıkarılması gerektiğini
söyleyebilmiştir. Programının 48 ve 51. Maddeleri’nde şunla söylenmektedir; “Devlet tarafından kurulmuş olan... Devlet
işletmeleri, elverişli koşullarla özel teşebbüse devredilmelidir... Devlet
tarafından işletilen, bu nedenle de ülkede iş hacmini daraltan, hayatı
pahalılaştıran devlet tekeli fabrikalarının, elverişli koşullarla özel teşebbüs
ve özel sermayeye devredilmesinden yanayız”.1
Demirel Ne Diyor
Çok partili düzenden sonra yönetime gelen siyasetçilerin
hemen tümü, özelleştirmeden yana oldular. Örneğin, bir zamanlar KİT açmakla
övünen Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı olduktan sonra ‘kararlı’ bir özelleştirmeci oldu.
Demirel, 1999 tarihinde
şunları söyledi: “Türkiye şimdiye kadar özelleştirme falan yapmadı. 6 milyar
dolarlık özelleştirme yapıldı, bu 6 milyar dolar da masraflara gitti.
Türkiye’nin elinde 100 milyar dolarlık tesis var. Türkiye eğer bu tesisleri
özelleştirmezse bütçesini denkleştiremez. Devlete dayanarak ekonomiye artık
hayır”.2
Tansu Çiller, Devlet ve KİT’ler
DYP’nin Genel Başkanı ve 50. DYP-CHP Hükümetinin
Başbakanı Tansu Çiller; 1994 yılında
özelleştirmeyi savunurken Kemalist Cumhuriyete cepheden saldırıyor ve şunları
söylüyordu: “Türkiye’de KİT’ler her dört
günde, bir trilyon lira zarar etmektedir. Bu kurumları yıkmak zorundayız.
Eğitimin önünü açmak için, daha iyi sağlık hizmeti sunmak için buna mecburuz.
Türkiye’de herşey devletin egemenliği altında. Kendi bölgesinde son sosyalist
devleti yıkacağız. Çocuklarınıza, biz onu yıktık diyeceksiniz”.3
Yüksel Yalova ve Ebu Bevval (*)
57.Ecevit Hükümeti’nin Devlet Bakanı Yüksel Yalova özelleştirme konusunda söyledikleriyle şimdiden Türk
siyasi tarihine geçmiş bulunmaktadır.
16 Kasım 1999’da şunları söyledi: “Bana gelip açık açık ‘özelleştirmeye inanmıyorum’ diyen genel müdürü
görevde tutarsam ülkeme ihanet etmiş olurum. Özelleştirme felsefesine inanmış
insanları göreve getirmeye devam edeceğim”.4
Bülent
Ecevit
Bülent Ecevit, 1999 yılında
Başbakan olarak Dünya Ekonomik Forumu’na
katılmak üzere Davos’a gitti. Yanında, yabancı sermayeye satmak üzere 53 KİT’in
tanıtım dosyası götürdü. Yabancı
sermayeyi, kendi ülkelerinde bulamadığı ayrıcalıklarla Türkiye’ye çağırdı. Fethullah
Gülen okullarını kıvanç duyarak övdü, trene binmeyi çok romantik bulduğunu
açıkladı ve Turgut Özal dönemindeki uygulamalar için; “ekonomide
atılan adımlar muhteşemdi” dedi.
Bülent Ecevit, Davos’ta şunları
söyledi; “Türkiye sizler için bulunmaz bir fırsattır. Bu toplantı, dış
sermayeye katkı için Türkiye’nin olanaklarının sergilenmesi bakımından büyük
fırsattır...”5
Eyüp Aşık
Mafya ile ilişkileri basında yer alması nedeniyle
görevinden ayrılan Devlet Bakanı Eyüp
Aşık’ın, TEKEL’in özelleştirilmesi ile ilgili sözleri çok ilginçti.
Amerikan sigaralarının Türkiye pazarında yarışamadığı Samsun sigarasının,
neredeyse iki yıllık kazancına karşılık satılmak istendiği günlerde şunları
söylüyordu: “Halen atıl durumda bulunan
ve bir işe yaramayan TEKEL binalarını sembolik ücretlerle çeşitli kuruluşlara
devrediyoruz... TEKEL’in, çöpüne kadar her şeyini satacağız. Bana göre tek çöp
bırakılmamalıdır”.6
‘Babalar Gibi Satmak’
Kemal Unakıtan
AKP’nin kurduğu 58, 59 ve 60.Hükümetlerde Maliye Bakanlığı yapmıştı. Konumuna
uygun düşmeyen garip açıklamalarda bulunuyordu. Eyüp Aşık gibi KİT’lere saldırıyor ve şöyle konuşuyordu: “KİT’ler satılmasın diyenler var. Babalar
gibi satarım. Parayı veren düdüğü çalar… Sümerbank’ı tarihten sildik”.7
Recep
Tayip Erdoğan
Başbakan Recep Tayip Erdoğan,
Cevahir İş Merkezi’ni açarken
gazetecilere şunları söylüyordu: “Yatırım
için dünyanın tüm girişimcileriyle tek tek ve her yerde görüşürüm. Bakanlarıma
da her yerde görüşmelerini tavsiye ederim. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla
mükellefim”.8
R.Tayyip Erdoğan özelleştirme uygulamalarının hız kazandığı 2005 yılında, özelleştirmeyle
ihanet kavramlarını birleştiren bir konuşma yaptı ve şunları söyledi: “Ekonomi mükemmel gidiyor… Özelleştirme
yapmazsak halka ihanet etmiş oluruz… Erdemir’i yabancılara söz verdim, yerli
firma olmaz”.9
Metin Kilci
Metin
Kilci, 2003-2009 yılları arasındaki ÖİB Başkanlığı yapmış bir
kişidir. Başkanlığı dönemindeki 6 yılda, 1986-2014 arasındaki 28 yılda yapılan
tüm özelleştirmelerin yüzde 52’sini gerçekleştirdi. PETKİM, Seydişehir Alüminyum,
TÜRK TELEKOM, TÜPRAŞ, Başak Sigorta, ERDEMİR, ETİ Bakır, ETİ Gümüş, Elektrik
Dağıtımı, ETİ Krom gibi stratejik KİT’ler önemli limanlar onun döneminde
satıldı.10
Metin Kilci,
Seydişehir Alüminyum yok pahasına satıldığı günlerde, Seydişehir halkı sokağa
dökülmüşken şu sözleri söyledi: “Bir ya
da birkaç yıllık kârına satılıyor diye özelleştirmeden vazgeçmeyeceğiz. Üstelik
kâr eden kuruluşlar daha kolay satılıyor”.11
KİT’ler Kâr Ediyor
KİT’lerin zarar ettiği, bu nedenle Hazineye yük olduğu,
satılmaları gerektiği söylendi. Bu söylem, beyin yıkar gibi medyada sürekli
olarak işlendi. Oysa, KİT’ler zarar değil kar ediyordu ve bu gerçeği hiçbir
bilânço oyunu örtemiyordu.
Hazine Müsteşarlığı’nın verilerine göre, KİT’ler 1998
yılında 10 katrilyon 559 trilyon lira (39,8 milyar dolar) kar elde etmişti. 376.4
trilyon liralık (1,4 milyar dolar) ‘görev
zararları’ ve tüm giderler düşürüldükten sonra 1 katrilyon 144 trilyon lira
(4,3 milyar dolar) net kâr sağladılar. Bu kâr 1999 yılında 1.6 katrilyon liraya
çıktı.12
Devletin Söylediği
KİT’lerin kâr etmesi, 1998 yılıyla sınırlı değildi.
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun, 1996 yılında hazırladığı bir rapora
göre; KİT’ler Hazine’ye 1992-1997 arasındaki 5 yılda 1,3 katrilyon lira (28,7 milyar
dolar) net katkı sağlamıştı.13
1997 yılında TEDAŞ 148 trilyon, TMO 17.5 trilyon, TEAŞ
11.6 trilyon, TEKEL 15.2 trilyon kâr etti.14 1998 yılında Türk
Telekom 111.5, Petrol Ofisi 15.7, TKİ 12.8, DHMİ 8.4, Türkiye Şeker Fabrikaları
6.3 trilyon lira kurumlar vergisi ödediler. Aynı yıl Ankara’da en fazla
kurumlar vergisi ödeyen ilk 10 firmanın 9’u devlet kuruluşuydu.15
Satışın
Boyutu
Türkiye’de bugüne dek BÖİB’ndan alınan bilgiye göre,
2001-2018 tarihleri arasında 121 kuruluştaki kamu payları ile 11 liman, 90
elektrik santrali, 41 işletme, 11 otel-sosyal tesis, 4 bin 85 taşınmaz, 37
maden sahası, 4 gemi, 6 bin 808 makine-teçhizat, 155 isim hakkı, marka ve araç
muayene hizmetleri özelleştirilmiştir. Şimdilerde ise 3 liman, 6 elektrik
santralı, 1 sosyal tesis, 2 maden sahası ve 159 taşınmaz ile 14 şeker
fabrikasının ihale süreçleri sürmektedir.16
Satışların toplam tutarı 68.2 milyar dolara ulaşan
özelleştirme gelirlerinin 47.1 milyarı Hazine Müsteşarlığı’na aktarıldı.17
Birçok satışta, KİT’in, satış
anındaki parasal varlığı da satış bedelinin içinde kabul edilmiş; alıcı
peşinatın önemli bir bölümünü, bu parayla yani KİT’in kendi parasıyla
ödemiştir.
Özelleştirme konusunda
uzmanlaşmış kimi araştırmacılar, satılan KİT’lerin yenilerinin yapılması için
yarım yüzyıl gerektireceğini söylüyor, yatırım için gereken parayı
hesaplayamıyor. Kimi uzmanlar, Türkiye’nin bu kuruluşları günümüz koşullarıyla
bir daha yapamayacağını düşünüyor.
Görüşlerin doğruluk derecesi ne
olursa olsun gerçek, Türkiye’nin yitiğinin çok yüksek olduğudur. Kimi satış
bedelleri o denli düşüktür ki, birçok kimse rakamlara inanmakta güçlük
çekmektedir. Ancak ne yazık ki rakamlar gerçektir ve bunları OİB
açıklamaktadır.
Satış bedeliyle ilgili birkaç
örnek verilecek olursa;
Üretim yapan KİT’ler: Seka
Balıkesir İşletmesi (1200 dönüm arazi, 60 bin kapalı olan fabrika, 203 lojman)
1,1 milyon, Amasya Şeker 1,25 milyon
(Balıkesir Seka ve Amasya Şeker’in satış bedeli İstanbul’da ortalama bir
dairenin fiyatı kadardır), PETKİM 273,7 milyon, Seydişehir Alüminyum (tüm
taşınmazlar ve barajıyla birlikte) 305 milyon, SEKA Aksu İşletmeleri 3,5
milyon, Eti Bakır 21,8 milyon, TÜPRAŞ 453,9 milyon dolar.
Oteller: Emekli Sandığı İstanbul Hilton Oteli 255,5 milyon, E.S.İzmir Büyük Efes
Oteli 121,5 milyon, İstanbul Ataköy Otelcilik 62,7 milyon, E.S.İstanbul Tarabya
Oteli 145,3 milyon, E.S. Bursa Çelik Palas 38,9 milyon (emlakçılar bu otellerin
arsa değerlerinin çok daha yüksek olduğunu söylüyor).
Deniz Ulaşım Araçları; Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) Karadeniz Yolcu Gemisi 4,2 milyon,
TDİ Ankara Feribotu 2,5 milyon, TDİ Samsun Feribotu 2,5 milyon, TDİ Turan
Emeksiz Yolcu Gemisi 0,1 milyon (yüzbin dolar), İstanbul Şehir Hatları Hiz. Tüm
gemiler 21,8 milyon dolar.
ÖİB, taşınmazların yeri ve niteliğini
açıklamıyor, bu konudaki isteklere yanıt vermiyor. Taşınmaz bedellerinin düşüklüğünün
tepki çekeceği düşünülmüş olabilir. Her nasılsa Bursa’da 3 dairenin satış
bedelleri verilmiş; 32360, 44469 ve 48439 dolar.19
DİPNOTLAR
(* Ebu Bevval: Ünlü olup tarihe geçmek
için zemzem kuyusuna işeyen Bedevi.)
1 “Türkiye’de Siyasi Partiler” Prof.T.Z.Tunaya, Arba Y., 2.B., sf. 668
2 Sabah
11.12.1999
3 “KİT Sistemlerinin İktisadi
Değerlendirilmesi, Nicel İrdeleme, Özelleştirme Sorunları ve Politika
Seçenekleri Özet Rapor” KİGEM Yay. 1997, sf.30
4 “Özelleştirme Karşıtı Görevde Kalamaz”
Cumhuriyet, 17.11.1999
5 “Ecevit
53 Projeyle Gitti” Cumhuriyet 28.01.2000
6 Hürriyet 12
Ağustos 1998
7 “Artık Sümerbank Yok Sömürübank Var”,
Mustafa Balbay, Cumhuriyet 02.08.2005
8 Milliyet.om.tr
16.Ekim.2005, sabah.com.tr 16.11.2005
9 “Yabancılara Söz Verdim” Yeniçağ
26.07.2005
11 “Kârlı Şirket Kolay Özelleşir”
Cumhuriyet 27.05.2005
12 Cumhuriyet
10.04.1999
13 “Başbakanlık
Yüksek Denetleme Kurulu Raporu” ak. Ali Nejat Ölçen, “Türkiye Sorunları”
Yıl 6, Sayı 33
14 Milliyet
20.11.1997
15 Dünya
13.05.1999
16 https://www.aydinlik.com.tr/turkiye-de-ozellestirme-ulusa-ne-yarar-saglamis-ersin-dedekoca-kose-yazilari-nisan-2018
17 https://www.birgun.net/haber-detay/ozellestirmeden-geldi-borclara-gitti-208199.html
Gerisinin nerede kullanıldığı açıklanmadı.
Tarihe muhteşem bir Dipnot düşmüşsünüz emeğinize sağlık.Yapılan özelleştirmeleri er yada geç geri alacağız ve onları yapanların karanlık ruhlarını bir utanç abidesi olarak mezar başlarına dikeceğiz.Milletin hissettiği acılar,uğradığı istismarlar bir gün bitecek fakat onlarınki ebediyen devam edecek.Çok zor can verecekler ve Rahat yatamayacaklar!..
YanıtlaSilBalıkesir SEKA 203 lojman + + +
YanıtlaSilSatis fiyatı 1.1 milyon dolar,sadece lojmanlar 100.000(diyelim en az)× 203=20.300.000 TL $ kuru 1,5 TL varsayarak yaklaşık 13.533.000 dolar!!! Yüzlerce dönüm arazi,60.000 m2 kapalı alan tesisleri dahil etmiyoruz.Atilan kazigi görebiliyor musunuz?
Ss
YanıtlaSil