Çanakkale Savaşı’nın tarihsel önemi; Karlofça
Anlaşması’ndan (1699) beri Osmanlı İmparatorluğu üzerinde baskı kurmuş olan
Batılı devletlerin, üstelik en güçlüleri İngiltere ve Fransa’nın durdurulup
yenilmesidir. Bu yengi, aynı zamanda, 4 yıl sonraki Kurtuluş Savaşı’yla
birlikte; dünyanın tüm ezilen uluslarını etkileyen, sömürge ve yarı
sömürgelerde “İngiliz İmparatorluğu’nun
yenilmezlik efsanesine” son veren, olağanüstü etkili, evrensel boyutlu bir
eylemdir. Çanakkale’deki Türk yengisi, Boğazlarda denetimin el değiştirmesini
önledi ve Rusya’nın yalnızca savaş dışı kalmasına değil, bununla birlikte düzen
sorunuyla karşılaşmasına yol açtı; Çarlığın çöküşüne ivme kazandırdı. Rus
Devrimi’ne zemin hazırladı.
Çanakkale’nin Önemi
İngiltere Dışişleri Bakanı Sir
Edward Grey (1862-1953) Çanakkale Savaşı için, şöyle der; “tarihteki hiçbir olay, Çanakkale
Savaşları’nda olduğu kadar, yapılan plan ve öngörüleri boşa çıkartmamış, alınan
kararları karıştırmamış ve belirlenen stratejik kuralları bozamamıştır”.1
İngiliz gözüyle
yapılan bu saptama doğru, fakat eksiktir. Tarihteki hiçbir olay, Çanakkale
Savaşları’nda olduğu kadar; evrensel boyutlu bir savaşı etkilememiş, dünya
siyasetine yön vermemiş ve bir ulusun geleceğini bu denli etkilememiştir. Bu
iki tanım birleştirilirse Çanakkale Savaşı’nın niteliği ortaya konmuş olur.
Tarihsel Boyut
Çanakkale Savaşı’nın tarihsel önemi; 18. Yüzyıl’dan beri Osmanlı
İmparatorluğu üzerinde baskı kurmuş olan Batılı devletlerin, üstelik en
güçlüleri İngiltere ve Fransa’nın durdurulup yenilmesidir. Bu yengi, aynı
zamanda, 4 yıl sonraki Kurtuluş Savaşı’yla birlikte; dünyanın tüm ezilen
uluslarını etkileyen, sömürge ve yarı sömürgelerde İngiliz İmparatorluğu’nun
yenilmezlik efsanesine son veren, olağanüstü etkili, evrensel boyutlu bir
eylemdir.
Bu eylemi örnek alan ‘mazlum
ülkeler’, Türk başarısının kendilerine kazandırdığı özgüvenle, emperyalizme
karşı ayaklanarak bağımsızlıkları için savaşım başlattılar. Çanakkale ve
ardından gelen Kurtuluş Savaşı, sömürge imparatorlukları dönemini sona erdirdi,
20.yüzyıl dünya politikasına biçim verdi.
İngiliz
Planları
Winston Churchill, 1914 sonunda Türkiye’ye yönelik bir savaş planı hazırlamış ve
İngiltere’nin Fransa’yla birlikte, önce Çanakkale, ardından İstanbul Boğazı’na
askeri eylemce (harekat) düzenlenmesini önermişti. Hükümetçe onaylanan ve
savaşın geleceğine yön verecek olan bu plana göre: Silah ve teknoloji
üstünlüğüne dayanılarak, Türkiye’nin Boğazlardaki denetimi “bir darbeyle yok edilecek”2 ve önemli bir direnişle
karşılaşılmadan İstanbul’a girilecekti.
Boğazların ele geçirilmesiyle Osmanlı İmparatorluğu ikiye bölünecekti.
Asya’da kalan büyük parçanın Almanya’yla ilişkisi kesilecek, Türkiye’yi tek
başına barış istemek zorunda bırakacaktı. Türkiye; Irak, Filistin ve
Kafkasya’da savaş dışı kalacak, “Yunanistan,
Romanya ve Bulgaristan, İtilaf Devletleri safına” girecekti.3
İngiliz Tarihçi Alan Moorehead’in söylemiyle; “genel savaş en az bir yıl kısalacak,
yeniden silah ve gıda ulaştırılacak Rusya’yla birlikte zafere ulaşılacaktı”.4
Çanakkale
ve Kurtuluş Savaşı
Çanakkale, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı ya da bir başka deyişle, Kurtuluş
Savaşı Çanakkale’nin süreği olarak görülebilir. Mustafa Kemal’in her iki savaşta, birliklerine verdiği buyruklar,
gönderdiği yönergeler arasındaki benzerlik, bu savın kanıtı gibidir.
26 Ağustos 1922 sabahı, askerlerine, “Yunanlılar’ın
kazandığını görmektense, gök kubbe başımıza yıkılsın... Ölümü göze alanlar bir
adım öne çıksın”5 derken; 15 Nisan 1915’te Çanakkale’de,
Kemalyeri’ne topladığı komutanlarına “Bire
kadar hepimiz ölerek düşmanı kesinlikle denize dökmek zorundayız... İçimizde ve
komuta ettiğimiz askerlerde, Balkan utancını bir daha görmektense, burada
ölmeyi seçmeyenlerin bulunacağın kesinlikle kabul etmem” diyordu.6
Balkanlarla Çanakkale
arasında yaratılan savaşkanlık farkı, bu sözlerle dile getirilen ve ordunun
tümünde etkili olan komutanlık iradesinin doğal sonucuydu.
Çanakkale
Savaşlarının Sonuçları
Çanakkale Savaşı’nın sonucu; Churchill’in
beklediği gibi kolay zafer değil, yitiklerle dolu kesin bir yenilgi oldu.
İngiliz Tarihçi Robert Rhodes James,
bu yenilgi hakkında, “tarihin dönmesi
için kazanılması gerektiği söylenen Çanakkale Savaşı, kazanmak bir yana,
yitiklerine inanılması güç bir yenilgiyle sonuçlandı” diyecektir.7 Yalnızca
Conkbayırı’nda ve yalnızca dört gün içinde, verdikleri insan yitiği 25 bindi.
Sekiz ay dört gün süren Savaş’ta, İtilaf Devletleri, İngiliz verilerine göre
200 binin üzerinde asker ve subay yitirmişti.8
Hamilton, Londra’ya gönderdiği raporda; “zamanın en ileri teknolojisiyle hazırlanmış
silahların” Conkbayırı siperlerinde bir işe yaramadığını, generallerin, “İngiliz ırkına özgü bir kararlılıkla boğaz
boğaza ve kahramanca dövüşen” askerlerin yanında savaşa katıldığını; buna
karşın, sonuç alınamadığını söylüyordu. General
Cayley, General Cooper ve General Baldvin’in yaşamlarını
yitirdiği bildirilen raporda, Türk askerinin savaşkanlığı ve Conkbayırı
çatışması için şu yargıda bulunuluyordu: “Türkler
birbiri ardınca ‘Allah Allah’ diye haykırarak ve gerçekten çok yiğitçe
savaştılar. Conkbayırı boğuşmasını yazı ile anlatmak mümkün değildir”.9
Çanakkale
Savaşı’nın Rus Devrimine Etkisi
Savaş’ın başlamasıyla birlikte, Rusya’yı dünyaya bağlayan yollar, büyük
ölçüde kapanmış, yardım alamamış Çarlık ve müttefikleri İngiltere’yle Fransa bu
sorunu çözememişti. Batı’da Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Avrupa’yla
Rusya’nın ilişkisini kesiyordu. Alman denizaltılarının egemen olduğu Baltık’ta
ve kışın buz tutan Kuzey denizlerinde taşıma yapılamıyordu.
Güney’de, sıcak denizlere tek çıkış Boğazlar, Osmanlı İmparatorluğu
tarafından kapatılmış, Karadeniz limanlarında ticaret durmuştu. Dünyayla
ilişkisi kesilen Rusya’ya, ne silah ne de buğday gidiyordu. Dışalım yüzde 95,
dışsatım yüzde 98 azalmıştı.10 Rusya’nın ayakta kalıp savaşı
sürdürebilmesinin tek yolu, Batı ve Kuzey’den bir şey yapılamadığı için,
Boğazların Avrupa-Rusya ulaşımına açık tutulmasıydı.
Rusya, donanmasının
güçsüzlüğü nedeniyle yukarıdan İstanbul’u zorlayamıyor, İngiltere ve Fransa’nın
aşağıdan Çanakkale’ye girmesi tek seçenek kalıyordu. Çanakkale’ye
saldırılmasının bir başka nedeni de buydu. Bu neden, Çanakkale Müttefik Güçler
Komutanı Ian Hamilton’un, 25 Nisan
1915 tarihli notlarına şöyle yansımıştı: “Askerlerimize
Türkler’in kim olduğu yinelenerek anlatıldı. Onlar artık, buradaki savaşın
sonucunun tüm savaşın sonucu olacağını, bunun için Boğazları aşıp Rus
dostlarımızla el ele tutuşmamızın vazgeçilmez olduğunu biliyorlar”.11
Devrime
Yol Açan Türk Zaferi
Çanakkale’deki Türk yengisi, Boğazlarda denetimin el değiştirmesini
önledi ve Rusya’nın yalnızca savaş dışı kalmasına değil, bununla birlikte düzen
sorunuyla karşılaşmasına yol açtı; Çarlığın çöküşüne ivme kazandırdı.
Çanakkale, Genel Savaş’a yaptığı etkinin, daha büyüğünü Rusya’ya yaptı.
Tarihçi Richard Hymple bu etkiyi, “Türkiye’nin boğazları kapatması, sonu
ihtilâlle sonuçlanan ortamı hazırlayan nedenler arasında yer aldı”12
diye aktarır. İngiliz General J.L.Moulton
ise, şu saptamayı yapar: “Avusturyalı ve
Alman müttefiklerine Türkler’in yaptığı en önemli yardım, Çanakkale ve İstanbul
boğazlarını, İngiliz ve Fransız gemilerine kapatmasıydı. Bu durum herhangi bir
milleti az ya da çok sarsabilirdi, ama Rusya gibi nüfusu fazla bir millet bu
duruma dayanamazdı”.13
Mustafa
Kemal’in Değerlendirmesi
Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşı’nın önemini ve dünyaya yapacağı etkinin siyasi-askeri
boyutunu biliyordu. İçinde yer alarak yazgısını belirlediği bu savaşı, Doğu’ya
yönelen Batı emperyalizminin yeni bir aşaması olarak değerlendirmişti.
Çanakkale’de ülkeyi savunurken, aynı zamanda, Batı’yla işbirliği içindeki
Rusya’yı çökertmekte olduğunu söylüyordu.
Eylül 1915’de, yani
Rus Devrimi’nden yaklaşık 1,5 yıl önce, Anafartalar cephesindeki çadırında
hasta olarak yatarken kendisini görmeye gelen Alman Doktor Ernest Jackh’a söylediği sözler, onun bilinç düzeyini ve öngörü
yeteneğini ortaya koyar. Söyleşide, Almanya ve Türkiye’nin denizlerdeki etkisizliğini,
Rusya’nın o günkü çaresizliğine benzetmiş ve Rusya için, “Boğazları kapatarak Ruslar’ı Karadenize tıkadım, onları
müttefiklerinden ayrı düşürdüm. Bu nedenle Rusya’nın çökmesi kaçınılmazdır” demişti.14
DİPNOTLAR
1 “Çanakkale Savaşı”,
Robert Rhodes James, “20.Yüzyıl
Tarihi”, Arkın Kit., Mart 1970, Sayı 19, sf.363
2 “Anafartalar Kumandanı
Mustafa Kemal İle Mülakat” R.Eşref, Yeni Mec., 1918; ak.U.İldemir, “Anafartalar Muharebatına Ait
Tarihçe” T T.K.
3 “Müttefiklerin Uğradığı
Felaketler” J.M. Roberta, “20.Yüzyıl
Tarihi”, Arkın Kit., İst.-1970, sf.361
4 “Kurt ve Pars” Benoit
Mechin, Kum Saati Yay.,
İst.-2001, sf.55 ve 59
5 “Tek Adam” Ş. S. Aydemir, I.Cilt, Remzi Kit., 9.Bas., İst.-1983, sf.246
6 “Atatürk” Lord Kinross, Altın Kitaplar, 12.Bas., İst.-1994, sf.369
7 “Kurt ve Pars” Benoit
Mechin, Kum Saati Yay.,
İst.-2001, sf.70
8 “Çanakkale Savaşı”,
R.R.James, “20.Yüzyıl
Tarihi”, Arkın Kit., 1970, S.19, sf.363
9 “Osmanlı Tarihi
Kronolojisi” 4.Cilt, sf.242; ak. Ş.S.Aydemir,
“Tek Adam”, I.Cilt, Remzi Kit., 9.Bas., İstanbul-1983, sf.241
10 “Tek Adam” Ş. S. Aydemir, I.Cilt, Remzi Kit., 9.Bas., İst.-1983, sf.242
11 “Savaş Yayılıyor” General J.L.Moulton, “20.Yüzyıl Tarihi”, Arkın
Kit., 11 Mart 1970, Sayı 18, sf.354
12 “Ey Vatan”, Osman
Pamukoğlu, İnkilap Yay.,
İstanbul-2004, sf.26
13 “Goben’in Kaçışı ve
Türkiye Savaşta” Richard Humble, “20. Yüzyıl Tarihi”, Arkın Kit., Mart 1970, sf.345
14 “Savaş Yayılıyor” General J.L.Moulton,
a.g.d. sf.354
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder