18 Mart 2022 Cuma

ÇANAKKALE’NİN EVRENSELLİĞİ

 


Çanakkale Savaşı’nın tarihsel önemi; Karlofça Anlaşması’ndan (1699) beri Osmanlı İmparatorluğu üzerinde baskı kurmuş olan Batılı devletlerin, üstelik en güçlüleri İngiltere ve Fransa’nın durdurulup yenilmesidir. Bu yengi, aynı zamanda, 4 yıl sonraki Kurtuluş Savaşı’yla birlikte; dünyanın tüm ezilen uluslarını etkileyen, sömürge ve yarı sömürgelerde “İngiliz İmparatorluğu’nun yenilmezlik efsanesine” son veren, olağanüstü etkili, evrensel boyutlu bir eylemdir. Çanakkale’deki Türk yengisi, Boğazlarda denetimin el değiştirmesini önledi ve Rusya’nın yalnızca savaş dışı kalmasına değil, bununla birlikte düzen sorunuyla karşılaşmasına yol açtı; Çarlığın çöküşüne ivme kazandırdı. Rus Devrimi’ne zemin hazırladı.

 

BU YAZI METİN AYDOĞAN’IN KENDİ OLUŞTURDUĞU ARŞİVİNDEN ALINARAK YAYINLANMIŞTIR.

Çanakkale’nin Önemi 

İngiltere Dışişleri Bakanı Sir Edward Grey (1862-1953) Çanakkale Savaşı için, şöyle der; “tarihteki hiçbir olay, Çanakkale Savaşları’nda olduğu kadar, yapılan plan ve öngörüleri boşa çıkartmamış, alınan kararları karıştırmamış ve belirlenen stratejik kuralları bozamamıştır”.1

İngiliz gözüyle yapılan bu saptama doğru, fakat eksiktir. Tarihteki hiçbir olay, Çanakkale Savaşları’nda olduğu kadar; evrensel boyutlu bir savaşı etkilememiş, dünya siyasetine yön vermemiş ve bir ulusun geleceğini bu denli etkilememiştir. Bu iki tanım birleştirilirse Çanakkale Savaşı’nın niteliği ortaya konmuş olur. 

Tarihsel Boyut 

Çanakkale Savaşı’nın tarihsel önemi; 18. Yüzyıl’dan beri Osmanlı İmparatorluğu üzerinde baskı kurmuş olan Batılı devletlerin, üstelik en güçlüleri İngiltere ve Fransa’nın durdurulup yenilmesidir. Bu yengi, aynı zamanda, 4 yıl sonraki Kurtuluş Savaşı’yla birlikte; dünyanın tüm ezilen uluslarını etkileyen, sömürge ve yarı sömürgelerde İngiliz İmparatorluğu’nun yenilmezlik efsanesine son veren, olağanüstü etkili, evrensel boyutlu bir eylemdir.

Bu eylemi örnek alan ‘mazlum ülkeler’, Türk başarısının kendilerine kazandırdığı özgüvenle, emperyalizme karşı ayaklanarak bağımsızlıkları için savaşım başlattılar. Çanakkale ve ardından gelen Kurtuluş Savaşı, sömürge imparatorlukları dönemini sona erdirdi, 20.yüzyıl dünya politikasına biçim verdi. 

İngiliz Planları 

Winston Churchill, 1914 sonunda Türkiye’ye yönelik bir savaş planı hazırlamış ve İngiltere’nin Fransa’yla birlikte, önce Çanakkale, ardından İstanbul Boğazı’na askeri eylemce (harekat) düzenlenmesini önermişti. Hükümetçe onaylanan ve savaşın geleceğine yön verecek olan bu plana göre: Silah ve teknoloji üstünlüğüne dayanılarak, Türkiye’nin Boğazlardaki denetimi “bir darbeyle yok edilecek”2 ve önemli bir direnişle karşılaşılmadan İstanbul’a girilecekti.

Boğazların ele geçirilmesiyle Osmanlı İmparatorluğu ikiye bölünecekti. Asya’da kalan büyük parçanın Almanya’yla ilişkisi kesilecek, Türkiye’yi tek başına barış istemek zorunda bırakacaktı. Türkiye; Irak, Filistin ve Kafkasya’da savaş dışı kalacak, “Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan, İtilaf Devletleri safına” girecekti.3

İngiliz Tarihçi Alan Moorehead’in söylemiyle; “genel savaş en az bir yıl kısalacak, yeniden silah ve gıda ulaştırılacak Rusya’yla birlikte zafere ulaşılacaktı”.4 

Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı 

Çanakkale, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı ya da bir başka deyişle, Kurtuluş Savaşı Çanakkale’nin süreği olarak görülebilir. Mustafa Kemal’in her iki savaşta, birliklerine verdiği buyruklar, gönderdiği yönergeler arasındaki benzerlik, bu savın kanıtı gibidir.

26 Ağustos 1922 sabahı, askerlerine, “Yunanlılar’ın kazandığını görmektense, gök kubbe başımıza yıkılsın... Ölümü göze alanlar bir adım öne çıksın”5 derken; 15 Nisan 1915’te Çanakkale’de, Kemalyeri’ne topladığı komutanlarına “Bire kadar hepimiz ölerek düşmanı kesinlikle denize dökmek zorundayız... İçimizde ve komuta ettiğimiz askerlerde, Balkan utancını bir daha görmektense, burada ölmeyi seçmeyenlerin bulunacağın kesinlikle kabul etmem” diyordu.6

Balkanlarla Çanakkale arasında yaratılan savaşkanlık farkı, bu sözlerle dile getirilen ve ordunun tümünde etkili olan komutanlık iradesinin doğal sonucuydu. 

Çanakkale Savaşlarının Sonuçları 

Çanakkale Savaşı’nın sonucu; Churchill’in beklediği gibi kolay zafer değil, yitiklerle dolu kesin bir yenilgi oldu. İngiliz Tarihçi Robert Rhodes James, bu yenilgi hakkında, “tarihin dönmesi için kazanılması gerektiği söylenen Çanakkale Savaşı, kazanmak bir yana, yitiklerine inanılması güç bir yenilgiyle sonuçlandı” diyecektir.7 Yalnızca Conkbayırı’nda ve yalnızca dört gün içinde, verdikleri insan yitiği 25 bindi. Sekiz ay dört gün süren Savaş’ta, İtilaf Devletleri, İngiliz verilerine göre 200 binin üzerinde asker ve subay yitirmişti.8

Hamilton, Londra’ya gönderdiği raporda; “zamanın en ileri teknolojisiyle hazırlanmış silahların” Conkbayırı siperlerinde bir işe yaramadığını, generallerin, “İngiliz ırkına özgü bir kararlılıkla boğaz boğaza ve kahramanca dövüşen” askerlerin yanında savaşa katıldığını; buna karşın, sonuç alınamadığını söylüyordu. General Cayley, General Cooper ve General Baldvin’in yaşamlarını yitirdiği bildirilen raporda, Türk askerinin savaşkanlığı ve Conkbayırı çatışması için şu yargıda bulunuluyordu: “Türkler birbiri ardınca ‘Allah Allah’ diye haykırarak ve gerçekten çok yiğitçe savaştılar. Conkbayırı boğuşmasını yazı ile anlatmak mümkün değildir”.9 

Çanakkale Savaşı’nın Rus Devrimine Etkisi 

Savaş’ın başlamasıyla birlikte, Rusya’yı dünyaya bağlayan yollar, büyük ölçüde kapanmış, yardım alamamış Çarlık ve müttefikleri İngiltere’yle Fransa bu sorunu çözememişti. Batı’da Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Avrupa’yla Rusya’nın ilişkisini kesiyordu. Alman denizaltılarının egemen olduğu Baltık’ta ve kışın buz tutan Kuzey denizlerinde taşıma yapılamıyordu.

Güney’de, sıcak denizlere tek çıkış Boğazlar, Osmanlı İmparatorluğu tarafından kapatılmış, Karadeniz limanlarında ticaret durmuştu. Dünyayla ilişkisi kesilen Rusya’ya, ne silah ne de buğday gidiyordu. Dışalım yüzde 95, dışsatım yüzde 98 azalmıştı.10 Rusya’nın ayakta kalıp savaşı sürdürebilmesinin tek yolu, Batı ve Kuzey’den bir şey yapılamadığı için, Boğazların Avrupa-Rusya ulaşımına açık tutulmasıydı.

Rusya, donanmasının güçsüzlüğü nedeniyle yukarıdan İstanbul’u zorlayamıyor, İngiltere ve Fransa’nın aşağıdan Çanakkale’ye girmesi tek seçenek kalıyordu. Çanakkale’ye saldırılmasının bir başka nedeni de buydu. Bu neden, Çanakkale Müttefik Güçler Komutanı Ian Hamilton’un, 25 Nisan 1915 tarihli notlarına şöyle yansımıştı: “Askerlerimize Türkler’in kim olduğu yinelenerek anlatıldı. Onlar artık, buradaki savaşın sonucunun tüm savaşın sonucu olacağını, bunun için Boğazları aşıp Rus dostlarımızla el ele tutuşmamızın vazgeçilmez olduğunu biliyorlar”.11 

Devrime Yol Açan Türk Zaferi 

Çanakkale’deki Türk yengisi, Boğazlarda denetimin el değiştirmesini önledi ve Rusya’nın yalnızca savaş dışı kalmasına değil, bununla birlikte düzen sorunuyla karşılaşmasına yol açtı; Çarlığın çöküşüne ivme kazandırdı. Çanakkale, Genel Savaş’a yaptığı etkinin, daha büyüğünü Rusya’ya yaptı.

Tarihçi Richard Hymple bu etkiyi, “Türkiye’nin boğazları kapatması, sonu ihtilâlle sonuçlanan ortamı hazırlayan nedenler arasında yer aldı”12 diye aktarır. İngiliz General J.L.Moulton ise, şu saptamayı yapar: “Avusturyalı ve Alman müttefiklerine Türkler’in yaptığı en önemli yardım, Çanakkale ve İstanbul boğazlarını, İngiliz ve Fransız gemilerine kapatmasıydı. Bu durum herhangi bir milleti az ya da çok sarsabilirdi, ama Rusya gibi nüfusu fazla bir millet bu duruma dayanamazdı”.13 

Mustafa Kemal’in Değerlendirmesi 

Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşı’nın önemini ve dünyaya yapacağı etkinin siyasi-askeri boyutunu biliyordu. İçinde yer alarak yazgısını belirlediği bu savaşı, Doğu’ya yönelen Batı emperyalizminin yeni bir aşaması olarak değerlendirmişti. Çanakkale’de ülkeyi savunurken, aynı zamanda, Batı’yla işbirliği içindeki Rusya’yı çökertmekte olduğunu söylüyordu.

Eylül 1915’de, yani Rus Devrimi’nden yaklaşık 1,5 yıl önce, Anafartalar cephesindeki çadırında hasta olarak yatarken kendisini görmeye gelen Alman Doktor Ernest Jackh’a söylediği sözler, onun bilinç düzeyini ve öngörü yeteneğini ortaya koyar. Söyleşide, Almanya ve Türkiye’nin denizlerdeki etkisizliğini, Rusya’nın o günkü çaresizliğine benzetmiş ve Rusya için, “Boğazları kapatarak Ruslar’ı Karadenize tıkadım, onları müttefiklerinden ayrı düşürdüm. Bu nedenle Rusya’nın çökmesi kaçınılmazdır” demişti.14 

DİPNOTLAR 

1       “Çanakkale Savaşı”, Robert Rhodes James, “20.Yüzyıl Tarihi”, Arkın Kit., Mart 1970, Sayı 19, sf.363

2       “Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal İle Mülakat” R.Eşref, Yeni Mec., 1918; ak.U.İldemir, “Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe” T T.K.

3       “Müttefiklerin Uğradığı Felaketler” J.M. Roberta, “20.Yüzyıl Tarihi”, Arkın Kit., İst.-1970, sf.361

4       “Kurt ve Pars” Benoit Mechin, Kum Saati Yay., İst.-2001, sf.55 ve 59

5       “Tek Adam” Ş. S. Aydemir, I.Cilt, Remzi Kit., 9.Bas., İst.-1983, sf.246

6       “Atatürk” Lord Kinross, Altın Kitaplar, 12.Bas., İst.-1994, sf.369

7       “Kurt ve Pars” Benoit Mechin, Kum Saati Yay., İst.-2001, sf.70

8       “Çanakkale Savaşı”, R.R.James, “20.Yüzyıl Tarihi”, Arkın Kit., 1970, S.19, sf.363

9       “Osmanlı Tarihi Kronolojisi” 4.Cilt, sf.242; ak. Ş.S.Aydemir, “Tek Adam”, I.Cilt, Remzi Kit., 9.Bas., İstanbul-1983, sf.241

10     “Tek Adam” Ş. S. Aydemir, I.Cilt, Remzi Kit., 9.Bas., İst.-1983, sf.242

11     “Savaş Yayılıyor” General J.L.Moulton, “20.Yüzyıl Tarihi”, Arkın Kit., 11 Mart 1970, Sayı 18, sf.354

12     “Ey Vatan”, Osman Pamukoğlu, İnkilap Yay., İstanbul-2004, sf.26

13     “Goben’in Kaçışı ve Türkiye Savaşta” Richard Humble, “20. Yüzyıl Tarihi”, Arkın Kit., Mart 1970, sf.345

14     “Savaş Yayılıyor” General J.L.Moulton,  a.g.d. sf.354


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder