Halkevleri, 19 Şubat 1932’de
kuruldu. Amacını; “Türk ulusunu; bilinçli, birbirini anlayan, birbirini
seven, ortak ülküye bağlı bir halk kitlesi haline getirmek” olarak
açıklamıştı. Devrimler halka anlatılacak; kültürel yaşam, canlandırılacaktı.
Yüzyıllarca bağnazlığın baskısı altına ezilen Anadolu halkı; yurt ve dünya
sorunları hakkında bilgi sahibi olan, doğru düşünebilen ve olaylar karşısında
kendi kanısını çekinmeden belirtebilen kişiler haline getirilecekti. Kulluğun
yerini yurttaşlık alacaktı. Halkevleri tüzüğünün Birinci Maddesi’nde şunlar
yazılıydı; “Halkevleri, kalplerinde ve dimağlarında memleket sevgisini
mukaddes bir heyecan halinde duyanlar için toplanma ve çalışma yeridir. Bu
nedenle Halkevlerinin kapıları bütün vatandaşlara açıktır”.(x)
Kültür Devrimi
Atatürk’ün; “bütün yurttaşlara kucağını açmasıyla ülkede sosyal
ve kültürel bir devrim yaptı”1 dediği Halkevleri; 19 yıl süren kısa yaşamında, bugün pekçok insana
inanılmaz gelen dev boyutlu işler yaptı. Atatürk’ün sağlığına denk gelen ilk yedi yılda, 1938’e
dek; 23 750 konferans, 12 350 tiyatro gösterisi, 9050 konser verdi; 7850 film gösterdi, 978 sergi açtı. Yalnızca 1938 yılında 2 milyon okuyucuya 286 bin kitap ulaştırdı, 18 314 kurs ve 1279 köy gezisi düzenledi. 1943’te, 307 Halkevi’nin 253’ünde kitaplık vardı.2
Türk kültürünün folklor ve etnografya malzemeleri, Halkevi arşivlerinde toplanıyordu. Halkevi şubeleri, 50 yerde süreli yayın çıkarıyordu. Yalnızca, Ankara Şubesi’nin çıkardığı Ülkü Dergisi’nin baskı sayısı, bir
milyona ulaşmıştı.3
Halkevleri’nin; Dil ve Edebiyat, Güzel
Sanatlar, Tiyatro, Spor, Sosyal Yardım, Halk Dersane
ve Kursları, Kütüphanecilik ve Yayın, Köycülük, Tarih ve Müze
olarak dokuz çalışma kolu vardı. Türkiye genelinde; barınma, sağlık,
eğitim, çevre, kadın ve engelli haklarının savunulması ve genişletilmesi için
çalışmalar yapıyordu.
Kitap ve Kitap Okuma
Şube açılacak il ya da ilçede, Halkevinin kütüphane ile okuma odasının
bulunması, açılma koşulu yapılmıştı. Halkın katılmasına, kitaba ve okumaya
büyük önem veriliyordu.
Halkevleri, Atatürk’ün “aydınlanma
devrimi”ni üstlenecek ve devrim ilkelerini kitlelere taşıyacaktı. Yüzlerce
yıl ihmal edilip karanlık içinde bırakılan Anadolu’ya Türk kültürünün aydınlığı
götürülecekti. Kitaba ve kitap okumaya önem verilmesinin nedeni buydu. Kültürel
gelişmeyi sağlamanın temelinde kitabın olduğu kabul edilmişti.
Halkevlerinde 1935 yılında okuyucu sayısı 160 bin
iken 1941’de 2.5 milyon kişiye ulaşmıştı. İşin ilginç yanı, o güne dek kitaptan
yoksun kalan il ve ilçelerde okuma sayısı, Batı’daki gelişkin kentlerinden daha
yüksekti. Örneğin, Ankara’da bir yıl içinde Halkevi kitaplıklarında kişi başına
ortalama 1 kitap okunurken, bu sayı Bitlis’te 29, Kars’ta 14 ve Kula’da 18’di.
Halkevlerinin 10.ncu kuruluş yılında, kitap sayısı 39 386, kitap başına okur
sayısı 7,3 olmuştu.4
Örgüt Ağı
Halkevleri, alt birimi Halkodası ile birlikte, hızla ülkenin her
köşesine yayıldı. Yayılmanın itici gücü, devlet desteği değil, halkın
gerilikten kurtulma ve öğrenme isteğiydi.
Kurulduğu yıl 14 olan şube sayısı, 1939’da 373’e, 1946’da 478’e çıktı; aynı yıl 4332 Halkodası vardı. Göreceli olarak daha geri yörelerde daha
çok Halkevi ve Halkodası açılıyordu. 1950 yılında, 100'ün üzerinde Halkodasına sahip iller şunlardı:
Konya 187, Afyon 174, Kütahya 159, Trabzon 149, Muş 131, Kayseri 128, Ağrı 123.5
Kültür Patlaması
Atatürk; 1 Kasım 1934’te Meclis’in 4.Dönemi’ni açarken; “Kültür işlerimiz üzerine, ulusça gönüllerimizin titrediğini bilirsiniz”
demişti.6 Bu duyarlılık Türk halkında büyük istek ve heyecan
uyandırmış, yurtdaşlar kültür ve sanat konusundaki eksik yılların acısını
çıkarırcasına Halkevlerinin salonlarını doldurmuştu.7 Halkevlerinin
kültürel yaşama katkısı ve bu alanda yarattığı birikim, bugüne dek ayakta
durmamızı sağlayan ulusal bir hazineydi.
İnönü’den Adnan Menderes’e
Halkevlerinin açılışı nedeniyle Başbakan İsmet İnönü, bir konuşma yapmış ve kültürel birliğin sağlayacağı
birliktelik duygusunun; “her türlü
silahtan daha üstün” olduğunu söylemişti.8 1932 yılında şunları
söylüyordu; “Halkevleri, bütün medeniyetlerin üstüne geçmek iddiasında
bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nin hayatı için aziz bir toplanma yeri, bütün
kabiliyetleri inkişaf ettiren bir mihrak sayılmalıdır”.9
Aynı İnönü, ABD’yle ilişkilerin
gelişmeye başladığı 1946 yılında, Halkevi
ve Halkodası açılmasını durdurdu, Adnan Menderes’e bu büyük örgütü kapatması için uygun bir ortam
sağladı. Demokrat Parti 1951’de, Halkevleri ve Halkodalarını kapattı,
mallarına el koydu.10
Oysa, Adnan Menderes, Halkevleri’nin
kurucularından biriydi ve 15 yıl bu kuruluşun denetmenliğini (müfettişliğini)
yapmıştı.11 1930 yılında Halkevleri’nin
açılış töreninde yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “Milletimizin yükselmesi yolunda her şeyi gören ve sezen büyük Gazi,
sosyal yaşantımızda çok derin bir boşluğu ve çok şiddetli ihtiyacı görmüş ve bu
boşluğu doldurmak için Halkevlerinin temellerini atma şerefini de kazanmıştır”.12
4 Mayıs 1951’de Mecliste yaptığı konuşmada ise; “Halkevleri, halkodaları faşist anlayış ve
düşüncelerin ürünüdür. Bunlar sosyal yapımız içindeki tümüyle gereksiz, boş,
geri ve yabancı unsurlardır” demişti.13
Kültürel Yıkım
Halkevlerinin yok edilişi, Köy Enstitülerinin
kapatılmasıya aynı dönemde gerçekleştirildi. Batı’nın önderi durumuna gelen
ABD, eğitim ve sanayileşmede olduğu gibi kültür alanındaki ilerlemeye de
müdehale etti ve bu kurumları ortadan kaldırttı. Yerine imam hatip kurs ve
okullarını kurdurdu.
Halkevlerinin yok edilişiyle, kültür ve sanattan
yoksun kalan kitleler, özellikle köylü kitlesi, yeniden karanlık bir yola
sokuldu. Bağımsız bir ulusun özgüvene sahip özgür bireyleri yerine, kolay
kandırılan, eğitimsiz ve sahipsiz kalabalıklar haline geldi. Ulusal
birlik bozuldu, bölünmeler ve düşmanlıklar yaygınlaştı; Türkiye ikiye üçe değil
iki bine üç bine bölüdü.
Yitirilen Değerler
İngiliz Lio Linke, 1936 yılında ülkemize gelerek Halkevlerini
inceleyen bir araştırmacıdır. Yapıtında, Halkevleri için “kültür merkezi”
tanımını kullanır ve saptamalarda bulunur. Karadeniz bölgesinde Samsun
Halkevi’nin bir haftalık faaliyet programını şöyle kaydetmiştir; “Pazartesi:
kadınların iğne işi sınıfı, futbol kulübü toplantısı, tiyatro grubu,
yetişkinler okuma-yazma sınıfı, ücretsiz avukatlık hizmeti; Salı: Türk
tarihi grubu, satranç oynama, parti üyeleri toplantısı, kitap ciltleme ve
elişleri sınıfı; Çarşamba: çeşitli komitelerin toplantıları,
kadınların biçki-dikiş sınıfı, oda müziği sınıfı, Türk tarihi ve sanatı grubu; Perşembe:
askerî bando takımı çalışması, okuma ve yazma sınıfı, kızların jimnastik
grubu, müze ve sergi topluluğu; Cuma: orkestra çalışması, ücretsiz
sağlık yardımı, köy grubu toplantısı; Cumartesi: spor kulüpleri,
dil sınıfları (ing., fra., alm.).14
Halkevlerinin etkinlikleri, geçmişte kalmış bir
tarih olayı değil, günümüzde gereksinim duyduğumuz uygarlaşma savaşımının
güncelliğini koruyan uygulamalardır. Bu uygulamaları inceleyip ders çıkarmak, Atatürk
ve ‘Türk Devrimi’nin Türk ulusu için önemini kavramak ve geleceğe dönük
sonuç çıkarmaktır.
DİPNOTLAR
(×) www.ismetinonu.org.tr
ve “Atatürk’ün Halkçılık Anlayışı Ve Halkevleri”
Gökhan DURAK, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 8, Aralık
2014, s. 420-435
1 “Halkevlerinin Kuruluşu ve Tarihsel İşlevi”
Zeki Arıkan, sf.1
2 “İletişim ve Dil Devrimi”
Prof.Ö.Demircan, Yaylım Yay.,
İst.-2000, sf.132
3 a.g.e.
sf.132
4 a.g.s.
5 a.g.s.
6 “Halkevlerinin Kuruluşu ve Tarihsel İşlevi”
Zeki Arıkan, sf.271
7 “Adnan Menderes Ve Halkevleri”, Müslime
GÜNEŞ, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, Journal Of Modern
Turkish History Studies XII/25 (2012-Güz/Autumn), ss.141-155
8 www.ismetinonu.org.tr
9 “Adnan Menderes Ve Halkevleri”,
Müslime GÜNEŞ, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, Journal Of
Modern Turkish History Studies XII/25 (2012-Güz/Autumn), ss.141-155
10 “Büyük
Larousse”, Gelişim Yay., 8.Cilt, sf. 4978
11 “Menderes’in Dramı”, Ş.S.Aydemir, Remzi Kit., İst. 1969,
sf.218
12 a,g.e. sf.218
13 a,g.e.
sf.218
14 Lilo
linke, Allah Dethroned: A Juney Through Modern Turkey, London 1994, s.169-176.
Ak.; Halkevlerinin Toplumsal ve Kültürel İşlevleri www.atam.gov.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder