Türkiye’nin borcu; 438 milyar doları dış, 148 milyar doları iç olmak üzere
toplam 586 milyar dolar. Bu borcun ulusal gelire oranı yüzde 50’yi buluyor.
Ekonomik sorunlar ağırlaşıyor. Yabancı ortaklı şirketlerin yap-işlet-devret
modeliyle yaptığı 211 projeye 130 milyar dolar Hazine garantisi verildi.
Yalnızca 18 şehir hastanesine devletin
ödeyeceği kira bedeli 30 milyar dolar. Hazine, Avrasya Tüneli, Osmangazi
Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde; geçmeyen
araçlar için, 2018 Bütçesine 6,2 milyar lira ödenek koydu. Araç geçiş
sayıları, 2017’deki gibi olursa (daha da azalacağını söyleyenler var), bu
ödeneğin yetmeyeceği açık. İşletmeci firmalara, 2017’de, geçmeyen araçlar için 2
milyar 210 milyon TL ödendi. Bu miktar, Osmangazi Köprüsü’nün yapım
bedeli kadar bir paradır. Araç geçişleri böyle devam ederse, Hazine, her yıl bir Osmangazi
Köprüsü yaptıracak parayı fazladan şirketlere ödeyecektir.
Halkın Gözünde Köprüler
Halkın önemli bir bölümü, yap-işlet-devret yöntemiyle yaptırılan yol ve
köprüleri borçlanma olarak görmüyor. Ekonomik sorunların ağırlaştığı bir
dönemde gerekli olup olmadığını da sorgulamıyor. Onlara; devlet hazinesinden
para çıkmadığı, yatırımları şirketlerin gerçekleştirdiği, bedelin hizmeti alan
kullanıcılar tarafından ve uzun yıllara yayılarak ödeneceği söyleniyor.
İşin gerçeğini öğrenip değerlendirmeyen insanlar, doğru
gibi görünen bu tür söylemlere kolayca inanıyor. Yol ve köprüleri, halkın
refahı için yapılan yatırımlar olarak görüyor. Böyle olunca da, bunları
yaptıranlara şükran duyguları besliyor, onları destekliyor. Oysa, konu;
Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar, üslenilen yükümlülükler, ödemelerin
biçimi ve miktarıyla birlikte ele alındığında, söylenenlerin gerçeği
yansıtmadığı ortaya çıkıyor.
Gerçekler
Yabancı ortaklı şirketlerin yap-işlet-devret yöntemiyle yaptığı 53,7
milyar dolarlık 211 projeye, bu güne dek 130 milyar dolar Hazine garantisi
verildi. Bu garantiyi, yatırımı kullanacak olan Türk halkı, olmazsa devlet
üslenmiş durumda. 586 milyar dolarlık borç ödenmeyi beklerken, sürekli olarak
borçlanılmakta ve yeni borç almak için ülkeyi ayakta tutan ekonomik varlıklar
ortaya sürülüyor. Elde kalan devlet işletmeleri, ‘Varlık Fonu’ adıyla bir
anonim şirkete devrediliyor. Yapılanlar, kısaca budur.
Yap-işlet-devret yatırımlarında, ‘geçiş ücreti’, ‘kullanım payı’ gibi
tanımlarla halktan alınan bedel, adı konmamış bir dolaylı vergidir. Devlet, ulusun tümünü temsil eden bir örgüttür;
geliri halkın ödediği vergilerle oluşur. Bu nedenle, ‘şirket yapıyor halk
kullandıkça ödüyor, devlet para ödemiyor’ türünden açıklamalar geçeği
yansıtmıyor.
Ülkenin borcunu, ister devlet ödesin, ister dolaylı vergi olarak doğrudan halk
ödesin; biçim ne olursa olsun sonuçta ödemeyi yapacak olan her zaman vergi
ödeyen halktır. Bugün, halkın bir bölümü, kullanmadığı yollar ve köprülerle
övünç duyuyor ama bu gerçeği bilmiyor. Nasıl bir yükün altına sokulduğunun
farkında değil.
Bir Tünel İki Köprü
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Araç Geçiş Raporu’nda açıklanan veriler, köprü geçişlerindeki
zararı ortaya koyuyor. Rapor; Yavuz
Sultan Selim ve Orhangazi Köprüleri ile
Avrasya Tüneli’ndeki araba
geçişlerinin, şirketlere verilen geçiş garantilerinin, büyük farklarla altında
kaldığını gösteriyor.
Avrasya Tüneli’nde, günlük 68 bin araç geçiş
garantisi verilmişken, ortalama 34 bin geçiş olmuş. Geçmeyen günlük 34 bin
aracın bedelini Hazine, yani halk ödüyor.1
Osmangazi Köprüsü’nde, günlük 40 bin araç geçiş
garantisi verilmişken, günlük ortalama 14 bin araç geçişi olmuş. Geçmeyen
günlük 26 bin aracın bedelini Hazine yani halk ödüyor.2
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde, günlük 135 bin araç geçiş
garantisi verilmişken, günlük ortalama 38 bin araç geçişi olmuş. Geçmeyen
günlük 97 bin aracın bedelini Hazine yani halk ödüyor.3
Uzmanlar, Mart 2017’de İhalesi yapılan Çanakkale Köprüsü’nün
geçiş sayılarının, gerçekçi olmadığını ve bu köprülerden daha fazla açık
vereceğini söylüyor.
Zarar
Avrasya Tüneli ile Orhangazi ve Yavuz
Sultan Selim Köprülerinde; 2017’nin ilk 4,5 ayında,
öngörülen araç geçiş sayısına ulaşılamadığı açıklandı. Bu nedenle, Hazine’nin
geçmeyen araçlar için, yalnızca bu süre için, şirketlere 803 milyon TL ödediği
bildirildi. Bunun 2017 için karşılığı, 2 milyar 210 milyon TL’dir.4
Osmangazi Köprüsü’nün maliyetinin 2 milyar 355 milyon TL
olduğu düşünülürse, fazladan ödenen bedelin büyüklüğü anlaşılacaktır. Açık
olarak görülen, her yıl bir Osmangazi Köprüsü fazladan şirketlere
ödenecektir. Açık böyle devam ederse, 15 yıl olan kullanım süresince 15 yeni
köprü yapmış gibi ödeme yapacağız. Bir başka deyişle, 15 yeni köprü yaptıracak
parayı, hiçbir karşılık almadan yabacı ortaklı şirketlere ödeyeceğiz. Köprüyü
kullanan halkın ödeyeceği geçiş ücreti bunun dışındadır. Bir de onu ödeyeceğiz.
Başka Yap-İşlet-Devret’ler
Devletin almadığı hizmete karşı bedel ödemesi, İstanbul’a su sağlayacak Yuvacık Barajı’yla başladı. Hazine
garantisi nedeniyle devlet, almadığı
suyun bedeli olarak şirkete yılda 220 milyon dolar ödüyor. Bu ödeme 13 yıl
sürecek.5
Benzer durum doğalgazda yaşandı. Devlet, almayı taahhüt etmesine karşın
kullanmadığı doğalgaz için Rusya, İran ve Azerbaycan’a üç yılda 2 milyar 999
milyon lira ödedi.6
Ankara Esenboğa, Milas-Bodrum ve Zafer Bölgesel Havalimanı’nda
garanti edilen yolcu sayılarına ulaşılamadığı için, işletmeci şirketlere bu
güne dek 37,9 Milyon Euro ödeme yapıldı.7
DİPNOTLAR
1 “Osmangazi Köprüsü’nde Devletin Zararları
Büyüyor”, www.birgun.net
2 a.g.g.
3 CHP’li Akar tünel ve
köprülerden geçen araç sayısını açıkladı www.sozcu.com
4 a.g.g.
5 “İSKİ’den Yuvacık Barajı’nın İçyüzü” m.haber7.com
6 “Alınmayan Gaza 2,99 Milyar Lira Ödendi”, www.m.haber7.com
7 “Yap, İşlet, Zarar Et; Devlet Ödesin” www.gazeteport.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder