30 Ağustos 2022 Salı

30 AĞUSTOS; AFYON’DAN İZMİR’E

 


BU YAZI METİN AYDOĞAN’IN KENDİ OLUŞTURDUĞU ARŞİVİNDEN ALINARAK YAYINLANMIŞTIR.

 

Yaptığı hazırlığa ve ordusuna o denli güveniyordu ki, zaferi kesin gören bir ruh sağlamlığı içindeydi. Ankara’dan cepheye gideceği akşam, Keçiören’de yakın arkadaşlarıyla birlikteydi. Bunlardan biri, ‘Paşam ya başaramazsanız?’ dediğinde, ‘Ne demek istiyorsun? Taarruz emrini aldığınızda hesap ediniz. On beşinci gün İzmir’deyiz’ yanıtını almıştı. Zafer’den sonra Ankara’ya döndüğünde, o gece beraber olduğu arkadaşlarına, ‘İzmir’e on dört günde girdik. Bir günlük yanılgım varama kusur bende değil, Yunanlarda’  diyecektir.

 

25 Ağustos 2022 Perşembe

26 AĞUSTOS 1922; KOCATEPE’DEN AFYON’A

 


BU YAZI METİN AYDOĞAN’IN KENDİ OLUŞTURDUĞU ARŞİVİNDEN ALINARAK YAYINLANMIŞTIR.

 

25 Ağustos akşamı, Anadolu’nun dış dünyayla haberleşmesini tümüyle kesti. Karargahını Şuhut yakınlarındaki dağlık bölgeye, oradan Kocatepe arkasındaki bir tepeye taşıdı. 26 Ağustos sabahı, gün doğumuna bir saat kala, savaşı yöneteceği Kocatepe’ye geldi. Düşüncelerine gömülmüş, konuşmuyordu. Durmadan Doğu’ya, güneşin doğacağı ufka bakıyordu. Orada kızıl pırıltı belirip, Anadolu yaylasına güneş doğarken birden, gürüldeyen bir gök gibi topçu baraj ateşi başladı. Yunan Ordusu uykusundan uyandı. Birçok komutan, o gece Afyon’da gittikleri balodan ancak iki saat önce dönmüştü.

 

10 Ağustos 2022 Çarşamba

SEVR ANTLAŞMASI

 


BU YAZI METİN AYDOĞAN’IN KENDİ OLUŞTURDUĞU ARŞİVİNDEN ALINARAK YAYINLANMIŞTIR.

 

Amerikalı tarihçi Prof.  C. Helmreich, Paris’ten Sevr’e (From Paris to Sévres) adlı kapsamlı yapıtında, Sevr Antlaşması için, “19.yüzyıl sömürgeciliğini izleyen, mükemmel bir emperyalist çözüm” der ve şu değerlendirmeyi yapar: “Büyük güçler, kamp ateşinin çevresinde, aç gözlerle fırsat kollayan kurtlar gibiydi. Çünkü; Türkiye, doğası gereği zengin ve emperyalizm oburdu... Herkesin Türkiye’de bir çıkarı vardı; olmayanlar da icat ediyordu. Neredeyse akla gelebilecek bütün azınlıklar için birer ülke planlanıyordu. ‘Barbar bir ulus’ olan Türkleri Avrupa’dan kovma fırsatı kaçırılmamalıydı”.