30 Nisan 2014 Çarşamba

ESKİ TÜRKLERDE EĞİTİME VERİLEN ÖNEM



Türkler, çetin doğa koşullarına ve göçlerin güçlüklerine dayanmak için örgütlü olmak zorundaydılar. Bu zorunluluk, bilgili ve bilinçli olmayı gerektiriyordu. Bilgi ve bilgiye ulaşmanın aracı olarak eğitime Türkler’in, neredeyse bir yaşam sorunu gibi önem vermelerinin temelinde yatan neden budur. Türkler çocuklarına, her zaman ve her koşul altında, ailede ya da okulda, yüzeysel ya da kapsamlı, hangi biçim ve nitelikte olursa olsun; yaşam özelliklerini, geleneklerini ve ahlakını öğretmeyi bilmişlerdir.


28 Nisan 2014 Pazartesi

TÜRKLER NASIL İNSANLARDIR



Türkler Batı giysileri içinde Doğulu yürekleri olan insanlardır. Sempatik ve duyguludurlar. Birbirlerine ‘canım, şekerim, balım’ gibi, Korece’de karşılığı olmayan ve bizim alışkın olmadığımız sevgi sözcükleri ile seslenirler. Yardımseverdirler. Yolda bir kaza olsa, herkes yardıma koşar. Dünyada hiç kimse Türkler kadar konuksever olamaz. Eve gelen konuğu Tanrı’nın gönderdiğine inanırlar. ” Hee-Chul Lee- Kore Ankara Büyükelçisi


25 Nisan 2014 Cuma

BATI KÜLTÜRÜNDE TÜRK İMGESİ – 2



Batılılaşma olarak tanımlanan ve çoğu kez tutkuya dönüşen Batı hayranlığı, ülkemizde ikiyüz yıldır yaşanan bir konudur. Batının gelişkinliğiyle ülkemizdeki geri kalmışlığı kıyaslayan insanlarımız, yalnızca gördükleriyle yetinerek “biz de öyle olsak”, “onlar gibi yaşasak” gibi düşüncelere kapılıyor. Üstelik bu anlayış, düşünce düzeyinden çıkıp devlet politikası durumuna getiriliyor. Avrupa Birliği’ne girerek “Avrupa’yla bütünleşmek” stratejik hedef oluyor. Oysa, Avrupalıların Türklere ve Türkiye’ye bakışı dün olduğu gibi bugünde hiç olumlu değildir. Olumluluk bir yana, çoğu kez aşağılama içeren dışlayıcı yargılara, kanıtsız suçlamalara dayanır. Avrupa’ya özenenler başta olmak üzere insanlarımız, büyük bir çoğunlukla bunları bilmiyor. Değer verip yücelttiği Avrupalı aydınlanmacıların, Türkler için neler söyleyip yazdığından haberi yok. Kişilikli tutum ve davranış için bunların bilinmesi gerekiyor. Yazıyı bu amaçla yayınlıyoruz.


23 Nisan 2014 Çarşamba

BATI KÜLTÜRÜNDE TÜRK İMGESİ – 1



Batılılaşma olarak tanımlanan ve çoğu kez tutkuya dönüşen Batı hayranlığı, ülkemizde ikiyüz yıldır yaşanan bir konudur. Batının gelişkinliğiyle ülkemizdeki geri kalmışlığı kıyaslayan insanlarımız, yalnızca gördükleriyle yetinerek “biz de öyle olsak”, “onlar gibi yaşasak” gibi düşüncelere kapılıyor. Üstelik bu anlayış, düşünce düzeyinden çıkıp devlet politikası durumuna getiriliyor. Avrupa Birliği’ne girerek “Avrupa’yla bütünleşmek” stratejik hedef oluyor. Oysa, Avrupalıların Türklere ve Türkiye’ye bakışı dün olduğu gibi bugünde hiç olumlu değildir. Olumluluk bir yana, çoğu kez aşağılama içeren dışlayıcı yargılara, kanıtsız suçlamalara dayanır. Avrupa’ya özenenler başta olmak üzere insanlarımız, büyük bir çoğunlukla bunları bilmiyor. Değer verip yücelttiği Avrupalı aydınlanmacıların, Türkler için neler söyleyip yazdığından haberi yok. Kişilikli tutum ve davranış için bunların bilinmesi gerekiyor. Yazıyı bu amaçla yayınlıyoruz.


21 Nisan 2014 Pazartesi

BATI AYDINLANMASI – 3




15.Yüzyılda Batı Avrupa ülkelerinde, etkisi günümüze dek süren bilime ve aklın özgürlüğüne dayanan bir uyanış dönemi başladı. O güne dek, gerilik ve düşünsel yoksunluk içinde karanlık bir dönem yaşayan Avrupa, Aydınlanma Çağı olarak tanımlanan bu dönemle birlikte, büyük bir gelişim içine girdi. Açıkara geride olduğu Doğuyu geçerek dünyaya egemen oldu. Bu dönemin incelenmesi, yalnızca tarihsel bir araştırma değil, güncele ilişkin bir çabadır. Bu çaba günümüz sorunlarının kavranarak çözüm bulunmasına yardımcı olacak, geleceğe yönelik sonuç çıkarılmasına olanak sağlayacaktır. Bu nedenle, araştırılıp sorgulanmaya değer bir konudur.


18 Nisan 2014 Cuma

BATI AYDINLANMASI – 2





15.Yüzyılda Batı Avrupa ülkelerinde, etkisi günümüze dek süren bilime ve aklın özgürlüğüne dayanan bir uyanış dönemi başladı. O güne dek, gerilik ve düşünsel yoksunluk içinde karanlık bir dönem yaşayan Avrupa, Aydınlanma Çağı olarak tanımlanan bu dönemle birlikte, büyük bir gelişim içine girdi. Açıkara geride olduğu Doğuyu geçerek dünyaya egemen oldu. Bu dönemin incelenmesi, yalnızca tarihsel bir araştırma değil, güncele ilişkin bir çabadır. Bu çaba günümüz sorunlarının kavranarak çözüm bulunmasına yardımcı olacak, geleceğe yönelik sonuç çıkarılmasına olanak sağlayacaktır. Bu nedenle, araştırılıp sorgulanmaya değer bir konudur.



16 Nisan 2014 Çarşamba

BATI AYDINLANMASI – 1





15.Yüzyılda Batı Avrupa ülkelerinde, etkisi günümüze dek süren bilime ve aklın özgürlüğüne dayanan bir uyanış dönemi başladı. O güne dek, gerilik ve düşünsel yoksunluk içinde karanlık bir dönem yaşayan Avrupa, Aydınlanma Çağı olarak tanımlanan bu dönemle birlikte, büyük bir gelişim içine girdi. Açıkara geride olduğu Doğuyu geçerek dünyaya egemen oldu. Bu dönemin incelenmesi, yalnızca tarihsel bir araştırma değil, güncele ilişkin bir çabadır. Bu çaba günümüz sorunlarının kavranarak çözüm bulunmasına yardımcı olacak, geleceğe yönelik sonuç çıkarılmasına olanak sağlayacaktır. Bu nedenle, araştırılıp sorgulanmaya değer bir konudur.



14 Nisan 2014 Pazartesi

BİLİMDE DOĞU BATI AYRIMI VE TÜRKLER



Bilgisizliğin, geçmişten ve gerçeklerden kopmanın yol açtığı özgüven yoksunluğu, Doğu insanının kesin olarak aşması gereken önemli bir sorundur. Bu sorun ancak geçmişin bilinmesiyle aşılabilir. Nereden, nasıl, neler yaparak geldiğimiz, kim olduğumuz bilinmezse; yalnızca geçmişimizi değil, geleceğimize yön verecek olan bugünü de anlayamayız. Geçmişimiz incelendikçe yalnızca “sonsuz” bir tarihle değil, güncele yön verecek büyük bir kültürle karşılaşılacaktır. İnsanı temel alan ve toplumsal dayanışmayı yaşatan bu yüksek kültür, ona sahip olanlar için tükenmez bir özgüven kaynağıdır.


11 Nisan 2014 Cuma

DOĞU AYDINLANMASI-3



9.yüzyıldan başlayarak 14.yüzyıla dek süren beşyüz yıl içinde; Güneybatı Asya, İran, Mezopotamya, Anadolu ve Müslüman egemenliğindeki İspanya’da, sıradışı uygarlık gelişimi ve bir aydınlanma yaşandı. İslam yayılmasına denk düşen bu uzun dönem içinde, Antik Çağ yapıtları incelendi, eleştirildi, geliştirildi ve yalnızca Antik Çağ’ı değil, kendi dönemini de aşan görkemli bir bilimsel gelişme yaratıldı. Ön Asya’nın büyük-küçük kentleri; okullar, kütüphaneler, basımevleri, kağıt hamuru atölyeleri, çeviri merkezleri ve buraları boş bırakmayan insanlarla doldu. Uyanış o denli kapsamlı ve yaygındı ki, tarihi bilenler bile bu uyanışın nedenlerini açıklamada zorlandılar. Dünyanın büyük bölümü özellikle Avrupa, Orta Çağ karanlığını yaşarken, Bağdat’ın ya da Semerkant’ın sokakları, birkaç dil bilen, “öğrenmek için yapmayacağı şey olmayan” insanlarla dolup taşıyordu.

9 Nisan 2014 Çarşamba

DOĞU AYDINLANMASI – 2



9.yüzyıldan başlayarak 14.yüzyıla dek süren beşyüz yıl içinde; Güneybatı Asya, İran, Mezopotamya, Anadolu ve Müslüman egemenliğindeki İspanya’da, sıradışı uygarlık gelişimi ve bir aydınlanma yaşandı. İslam yayılmasına denk düşen bu uzun dönem içinde, Antik Çağ yapıtları incelendi, eleştirildi, geliştirildi ve yalnızca Antik Çağ’ı değil, kendi dönemini de aşan görkemli bir bilimsel gelişme yaratıldı. Ön Asya’nın büyük-küçük kentleri; okullar, kütüphaneler, basımevleri, kağıt hamuru atölyeleri, çeviri merkezleri ve buraları boş bırakmayan insanlarla doldu. Uyanış o denli kapsamlı ve yaygındı ki, tarihi bilenler bile bu uyanışın nedenlerini açıklamada zorlandılar. Dünyanın büyük bölümü özellikle Avrupa, Orta Çağ karanlığını yaşarken, Bağdat’ın ya da Semerkant’ın sokakları, birkaç dil bilen, “öğrenmek için yapmayacağı şey olmayan” insanlarla dolup taşıyordu.


7 Nisan 2014 Pazartesi

DOĞU AYDINLANMASI – 1




9.yüzyıldan başlayarak 14.yüzyıla dek süren beşyüz yıl içinde; Güneybatı Asya, İran, Mezopotamya, Anadolu ve Müslüman egemenliğindeki İspanya’da, sıradışı uygarlık gelişimi ve bir aydınlanma yaşandı. İslam yayılmasına denk düşen bu uzun dönem içinde, Antik Çağ yapıtları incelendi, eleştirildi, geliştirildi ve yalnızca Antik Çağ’ı değil, kendi dönemini de aşan görkemli bir bilimsel gelişme yaratıldı. Ön Asya’nın büyük-küçük kentleri; okullar, kütüphaneler, basımevleri, kağıt hamuru atölyeleri, çeviri merkezleri ve buraları boş bırakmayan insanlarla doldu. Uyanış o denli kapsamlı ve yaygındı ki, tarihi bilenler bile bu uyanışın nedenlerini açıklamada zorlandılar. Dünyanın büyük bölümü özellikle Avrupa, Orta Çağ karanlığını yaşarken, Bağdat’ın ya da Semerkant’ın sokakları, birkaç dil bilen, “öğrenmek için yapmayacağı şey olmayan” insanlarla dolup taşıyordu.

4 Nisan 2014 Cuma

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ (MHP)



Yaklaşık birbuçuk yıl içinde yapılacak üç önemli seçimden, yerel yönetimlerle ilgili olanı 30 Mart’da yapıldı. Halkın önemli bir bölümü, son dönemde siyasi ve insani ahlakla bağdaşmayan olayların yaşanması nedeniyle, yönetim erkini elinde bulunduranların güç yitireceğini bekliyordu. Bu beklenti gerçekleşmedi. CHP ve MHP ancak AKP kadar oy alabildi. Acaba daha iyi bir sonuç elde edebilirler miydi? Bu soruya yanıt vermek gerekir. Bunun için bu iki partinin, bugünkü yapısını, halkla ilişkilerini ve tarihsel köklerini incelemek gerekir. CHP’yi dört bölümlük bir yazıyla inceledik. Şimdi, aşağıdaki yazıyla MHP’nin geçmişini inceleyeceğiz. Yazı okunduğunda görülecektir ki, bu partinin de Türkiye’nin sorunlarına yanıt verememesinin nedenleri geçmişinde yatmaktadır.

3 Nisan 2014 Perşembe

CUMHURİYET HALK PARTİSİ – 4 (1945-1980 DÖNEMİ)




Yaklaşık birbuçuk yıl içinde yapılacak üç önemli seçimden, yerel yönetimlerle ilgili olanı 30 Mart'da yapıldı. Halkın önemli bir bölümü, son dönemde siyasi ve insani ahlakla bağdaşmayan olayların yaşanması nedeniyle, yönetim erkini elinde bulunduranların güç yitireceğini bekliyordu. Bu beklenti gerçekleşmedi. CHP ve MHP ancak AKP kadar oy alabildi. Acaba daha iyi bir sonuç elde edebilirler miydi? Bu soruya yanıt vermek gerekir. Bunun için bu iki partinin, özellikle de CHP'nin; bugünkü yapısını, halkla ilişkilerini ve tarihsel köklerini incelemek gerekir. Cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren ve Türkiye'yi çağa taşıyan bir parti nasıl oluyor da karşı devrimci bir parti karşısında bir varlık gösteremiyor? CHP'nin kuruluşu ve günümüze dek geçirdiği süreç incelendiğinde bu soruya bir yanıt bulunabileceği kanısındayız. Dört bölüm halinde hazırladığımız yazıları bu amaçla yayınlıyoruz.




2 Nisan 2014 Çarşamba

CUMHURİYET HALK PARTİSİ – 3 (ATATÜRK SONRASI)



Yaklaşık birbuçuk yıl içinde yapılacak üç önemli seçimden, yerel yönetimlerle ilgili olanı 30 Mart'da yapıldı. Halkın önemli bir bölümü, son dönemde siyasi ve insani ahlakla bağdaşmayan olayların yaşanması nedeniyle, yönetim erkini elinde bulunduranların güç yitireceğini bekliyordu. Bu beklenti gerçekleşmedi. CHP ve MHP ancak AKP kadar oy alabildi. Acaba daha iyi bir sonuç elde edebilirler miydi? Bu soruya yanıt vermek gerekir. Bunun için bu iki partinin, özellikle de CHP'nin; bugünkü yapısını, halkla ilişkilerini ve tarihsel köklerini incelemek gerekir. Cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren ve Türkiye'yi çağa taşıyan bir parti nasıl oluyor da karşı devrimci bir parti karşısında bir varlık gösteremiyor? CHP'nin kuruluşu ve günümüze dek geçirdiği süreç incelendiğinde bu soruya bir yanıt bulunabileceği kanısındayız. Dört bölüm halinde hazırladığımız yazıları bu amaçla yayınlıyoruz.




1 Nisan 2014 Salı

CUMHURİYET HALK PARTİSİ - 2 (ATATÜRK DÖNEMİ)




Yaklaşık birbuçuk yıl içinde yapılacak üç önemli seçimden, yerel yönetimlerle ilgili olanı 30 Mart'da yapıldı. Halkın önemli bir bölümü, son dönemde siyasi ve insani ahlakla bağdaşmayan olayların yaşanması nedeniyle, yönetim erkini elinde bulunduranların güç yitireceğini bekliyordu. Bu beklenti gerçekleşmedi. CHP ve MHP ancak AKP kadar oy alabildi. Acaba daha iyi bir sonuç elde edebilirler miydi? Bu soruya yanıt vermek gerekir. Bunun için bu iki partinin, özellikle de CHP'nin; bugünkü yapısını, halkla ilişkilerini ve tarihsel köklerini incelemek gerekir. Cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren ve Türkiye'yi çağa taşıyan bir parti nasıl oluyor da karşı devrimci bir parti karşısında bir varlık gösteremiyor? CHP'nin kuruluşu ve günümüze dek geçirdiği süreç incelendiğinde bu soruya bir yanıt bulunabileceği kanısındayız. Dört bölüm halinde hazırladığımız yazıları bu amaçla yayınlıyoruz.