7 Aralık 2017 Perşembe

YUNANİSTAN ZİYARETLERİ VE KIBRIS


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Aralık’ta Selanik’e gidiyor. Bir ay önce Binali Yıldırım İngiltere’ye gitmişti. Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Erdoğan’dan önce Atina’ya gidip Başbakan Aleksis Çipras ve Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias’la görüşmeler yaptı. Kotzias, 23 Ekim’de Türkiye’ye geldi. Çipras ise,17 Ekim’de ABD’ye gidip Trump’la görüştü; ‘Türkiye’yi şikayet etti’. Şubat ayında Selanik’teYüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı’ adı verilen bir toplantı yapılacak. Bu trafik, hayra alamet değil. Türkiye, ekonomideki kriz derinleşirken, terörle mücadele hız kesmeden sürerken, Suriye’de Kürt egemenliği genişlerken ve Yunanistan adaları işgal edip silahlandırılırken; Atina ile kurulan uzlaşma politikası ne anlama geliyor?


Kıbrıs, Yeniden

Son 6 ay içindeki gelişmeler, Kıbrıs’ın ‘beklemeden’ çıkarıldığını ve yeniden gündeme getirildiğini gösteriyor. Başbakan Binali Yıldırım Haziran 2017’de Atina’ya gitmişti. Yunanistan; Ege adalarını teker teker işgal edip silahlandırıyor, Ege’yi Yunan gölü haline getirmek için  silahlandırıyordu. Yıldırım, bunlardan hiç söz etmemiş, burada yapılan ortak basın toplantısında; Türk Başbakanı olarak ilk kez, Kıbrıs’tan ‘sorun’ olarak söz etmiş ve bu sorunu çözeceklerini söylemişti.
Şimdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülke karmaşık sorunlar içindeyken Selanik’e gidiyor. Cumhurbaşkanlığı sözcüleri, ziyarette ‘ikili ilişkiler’ ve ‘bölgesel konuların’ ele alınacağı açıkladı. ‘İkili ilişki’; adaları işgal edenle işgal edilen; ‘bölgesel sorunlar’, Ege Denizi’ni kendi gölü haline getirenle oradan el çektirilmek istenen arasındaki ilişki olmayacağına göre, ziyaret konusu kaçınılmaz olarak ‘Kıbrıs’ olacak gibi görünüyor.

“Yunanistan’da Doğmuş Büyümüş Bakan”

AKP yöneticileri, Kıbrıs için görüşmeye, her zaman istekli oldu ve her çağrıya istekle katıldı. Ancak, her görüşme, Rum kesiminin aşırı istekleri ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle yarım kaldı. Türk tarafı, neredeyse hakarete uğrayan davranışlarla karşılaşmasına karşın (Nicos Anastasiadis, kapıyı vurup toplantıyı terk etmişti), istekliliğini sürdürdü ve görüşmelere, ‘her zaman’ açık olduğunu açıkladı.
Birkaç ay önce Başbakan Yardımcısı olan ve kendini, “Yunanistan’da Doğmuş Büyümüş Bakan” olarak tanıtan1 1972 doğumlu Hakan Çavuşoğlu, önceden Yunanistan’a gönderildi. Çavuşoğlu, iki hafta önce Mardin’deki Mor Gabriel Manastırı’na ait tapunun ‘dikkatsizlikten dolayı Hazine’ye geçtiğini söylemiş’ ve ‘iadesinin yapılacağını’ açıklamıştı.2 Şimdi, Atina’da Türkiye’yi temsilen Çipras, Dışişleri Bakanı Kotzias ile görüşmeler yapıyor. Diplomatik temsildeki uyumsuzluk olağan değil. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerde; açıklanmayan kararların ya da verilmiş sözlerin örtüldüğü kuşkusunu yaratıyor. Çavuşoğlu’nun niteliği, görüşmeciden çok, ‘bilgi götürücü’ izlenimi veriyor.

Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Aralık’ta Selanik’e gidiyor. Bir ay önce Binali Yıldırım İngiltere’ye gitmişti. Çavuşoğlu, Erdoğan’dan önce Atina’ya gidip Başbakan Aleksis Çipras ve Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias’la görüşmeler yaptı. Kotzias, 23 Ekim’de Türkiye’deydi. Çipras ise,17 Ekim’de ABD’ye gidip Trump’la görüştü; ‘Türkiye’yi şikayet etti’.3 Şubat ayında Selanik’teYüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı’  adı verilen bir toplantı yapılacak.

Kuşku Yaratan Trafik

Bu trafik, hayra alamet değil. Türkiye, ekonomideki kriz derinleşirken, terörle mücadele hız kesmeden sürerken, Suriye’de Kürt egemenliği genişlerken ve Yunanistan adaları işgal edip silahlandırılırken; Atina ile kurulan uzlaşma politikası ne anlama geliyor?
İrdelemeyi geçmişten alıp bugüne getirirsek, gerçeğe yakın bir yorum belki çıkarabiliriz.

15 Yıl Önce

AKP, 2003’te seçimi kazanınca ilk kutlama, Atina’dan gelmiş, Recep Tayyip Erdoğan yasaklı olduğu için, Başbakan olarak değil, AKP Genel Başkanı olarak Yunanistan’a gitmişti. Burada yapılan ortak basın toplantısında Başbakan Kostas Simitis, Kıbrıs ve Ege için “Yıllardır ıstırap veren sorun” deyip, Türkiye’yi suçlamış, kıta sahanlığı konusunda, “Türkiye’nin uluslararası hukuka uymadığını” söylemişti. Erdoğan, diplomatik söyleme aykırı bu sözlere herhangi bir yanıt vermemiş, tam tersi, “Yunanistan’ı tarihi rakibimiz olarak değil, en yakın komşumuz ve yarınlarımızın stratejik ortağı olarak görüyoruz” demişti.4
Simitis–Erdoğan görüşmesine katılan dönemin Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu bu sözlerden sonra; görüşmelerin “tarihi önemde” olduğunu belirterek “yıllardır ilk kez Attila ile görüşmedik” demişti.5

“Kıbrıs Sorunu”

Binali Yıldırım, 2017 Haziranı’nda Atina’ya gitti ve basına yaptığı açıklamada Kıbrıs’tan söz ederken “sorun” sözcüğünü kullandı. “Kıbrıs sorununun çözümü için gereken her türlü katkıyı yapmaya karar verdik. Kıbrıs Konferansı’nın başarıya ulaşması için, doğrudan iletişim halinde olma konusunda anlaştık” dedi.6
Yunan Politis Gazetesi; “Güney Kıbrıs ve Atina’daki diplomatik kaynakların, Başbakan Yıldırım’ın açıklamalarını; Türkiye’nin, Kıbrıs sorununda tavizleri ileriye götürmesi olarak değerlendirdiğini” yazdı. “Türkiye, Kıbrıs’ı AB ile ilişkilendirdi” dedi.7
ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Doherty, aynı günlerde “Türkiye, güvenlik ve toprak konularında adım atacak” dedi ve sonucun belirlendiğini ima eden sözler söyledi; “liderler izole edilmiş dağlık bir köyde görüşecekler ve buradan kaçamayacaklar” dedi.8

Yakın Zaman

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias, 24 Ekim 2017’de Ankara’ya geldiğinde, bu ziyarete Dışişleri Bakanlığı, ‘çalışma ziyareti’ demişti. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu; daha önce, ‘Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması amacıyla diyaloğun yeniden başlaması’, bunun için önce müzakereleri etkileyen konuların ele alınmasını istemişti.9

Gelinen Yer

Gelişmeler; ada işgallerinden ve Ege Denizi’nin Yunan Gölü haline gelmesinden sonra, sıranın Kıbrıs’ta ödün vermeye geldiğini gösteriyor. ABD ve AB’nin, onlarca yıl peşine düştüğü Kıbrıs’ın; Türkiye’nin sorunlu günlerinde gündeme getirilmesi, Kıbrıs’ın Girit’in gittiği yola sokulduğu izlenimini veriyor.
Gidilecek yolun doğrultusu, “Yunanistan Doğumlu Bakan” Çavuşoğlu’nun açıklamaları içinde kendini gösteriyor. Şöyle söylüyor Başbakan Yardımcısı; “Sayın Cumhurbaşkanımız 65 yıl sonra ilk defa bir Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak Yunanistan’ı ziyaret edecek. Bu ziyaretin çok önemli neticeleri olacağını düşünüyorum”.10
Ani Yunanistan ziyaretleri ve bir ABD isteği olan ‘Kanal İstanbul’un temel atma hazırlıklarındaki hızlanma; dikkatle izlenmesi gereken iki konu olarak öne çıkıyor.
Ne demeli... Yaşayıp göreceğiz.

DİPNOTLAR

3     Zarraf Davasının Adı Neden “Atilla” Oldu? www.ikincibölge.net
4     Zarraf Davasının Adı Neden “Atilla” Oldu? www.ikincibölge.net
5     Zarraf Davasının Adı Neden “Atilla” Oldu? www.ikincibölge.net
6   Darbeciler İlişkilere Darbe Vurmasın” Hürriyet, 20.06.2017
7      “TC Başbakanı Binali Yıldırım ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras Görüşmesi”, www.kibrisgenctv.com
8      “Rumlar İsviçre’ye Üç Hedefle Gidecek”, www.milliyet.com.tr
9      www.tr.sputniknews.com
10    Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan'a gidecek, www.habertürk.tv





3 yorum:

  1. Yunanistanla hangi konuda stratejik ortak olunabilir Metin bey bunu biraz daha açığa cikartabilirmiyiz?

    YanıtlaSil
  2. Herhalde "megola idea" stratejisi (!) Olabilir. O da Yunanistan'ın yıllanmış " megola manyak" emelleri yönünde adımdır.

    YanıtlaSil
  3. Kuvayi milliyeyi hatırlatmak lazim bazılarına

    YanıtlaSil