9 Mayıs 2020 Cumartesi

TORYUMUN ÖNEMİ VE UÇAK KAZASI



30 Kasım 2007 günü, Isparta’da bir yolcu uçağı düştü ve 7’si mürettebat 57 kişi yaşamını yitirdi. Yitik yalnızca 57 kişinin yaşamını yitirmesi değildi. Türk bilimi, yeri çok zor doldurulacak en ileri bilimcilerini yitirmişti. Prof. Dr. Engin Arık, Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan ve Mustafa Fidan, Yüksek Lisans Öğrencisi Engin Abat’ın yaşamları bu kazayla sonlanmıştı. Bu bilim insanları, Türkiye’de Toryum, Türk Hızlandırıcı Projesi, Bilim Kenti ve CERN süreciyle ilgili çalışmalar ve değeri ülke düzeyini aşan araştırmalar yapıyorlardı. Engin Arık, Toryumu, 21. yüzyılın madeni olarak görüyor, ilgilileri bu yönde bilgilendiriyordu. “Yalnızca Isparta’da bulunan Toryum rezervi, Türkiye’nin 100 yıllık enerji gereksinimini karşılayacak düzeydedir” diyordu.

Parçacık Fizikçisi

Prof. Dr. Engin Arık dünya bilim çevrelerince tanınıp saygı gören ünlü bir Türk bilim insanı, yüksek nitelikli bir parçacık fizikçisiydi. Parçacık fizikçiliği, enerji, madde ve harekete dair tüm bağlantıları, yöntembilimsel (metodolojik) bir yaklaşımla inceleyen yeni bir bilim dalıydı; fiziğin bir alt çalışma birimiydi. Doğadaki temel parçacıklar ancak yüksek enerjilerle ortaya çıkarılabildiği için çoğu kez, Yüksek Enerji Fiziği olarak da adlandırılıyordu...
Engin Arık, enerji sorusuna çevreci bir çözüm arıyor, Türkiye’de dünyanın en zengin yatakları bulunan Toryum madeninin, büyük bir enerjiyi barındırdığını söylüyordu. Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) nezdinde, ‘Atlas Deneyi’ adı verilen özgün bir çalışmaya katılıyordu. CAST deneylerine katılan Türk bilim insanlarına önderlik yapıyordu.1
Toryumu, 21. yüzyılın madeni olarak görüyor, ilgilileri bu yönde bilgilendiriyordu. “Yalnızca Isparta’da bulunan Toryum rezervi, Türkiye’nin 100 yıllık enerji gereksinimini karşılayacak düzeydedir” diyordu.
Sözlerinde haklıydı. “1 GW’lık enerji için 3,5 milyon ton kömür veya 200 ton uranyum gerekiyor. Oysa, bu kadar enerji 1 ton toryumdan elde edilebiliyor.” Yani... Eğer, toryuma dayalı bir nükleer santral yapılabilse mevcut rezerv ile böyle bir santralin 13 bin yıllık gereksinimi karşılayacaktı.2
Engin Arık, konunun önemini; “Büyük bir servetin üzerinde oturuyoruz. Küçük bir bilimsel yatırım yaparak, toryumu enerjide kullanabilir ve dünya devleri arasına girebiliriz” diyerek adeta çırpınıyordu. O, yalnızca iyi bir fizikçi değil, kendisini Türkiye’nin kalkınmasına adayan bir yurtseverdi.
Uçak kazasında! yitirdiğimiz bilim insanlarının tümü, onun gibi alanlarında sivrilmiş, çok güç yetişen yüksek düzeyli bilimcilerdi. Şenel Fatma Boydağ Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarları Proje Ekibinde yer alıyordu.

Toryum

Toryum; yüksek sıcaklıklarda magnezyumun direncini artırmak amacıyla kullanılan alaşımlarda, elektronik cihazlarda, öbür adı Volfram olan tungsten (her türlü aydınlatma lambaları başta olmak üzere binlerce ürünün hammaddesinde kullanılan metal) kaplamalarında, yüksek ısıya dayanıklı potaların yapımında, yüksek kaliteli kamera merceklerinde ve nükleer teknolojide kullanılan uranyum gibi değerli bir madendir. Tek başına nükleer yakıt olarak kullanılamıyor. Uranyum gibi karışık bir yakıt, doğada serbest olarak bulunmuyor.
Toryum, Uranyum yakıtına göre daha az plütonyum (nükleer enerji ve nükleer silah üretiminde kullanılan ve bilinen en zehirli ve en radyoaktif madde) barındırıyor. Yüksek yanma oranında sahip, bu nedenle yakıtın reaktörde kalma süresini uzatıyor, tesisin kapasitesini arttırıyor. Türkiye bugüne dek saptanmış 390 bin ton toryum rezervi var. Rezervin 880 bin ton olabileceği hesaplanıyor. Türkiye, dünyanın ikinci en zengin toryum kaynağına sahip.

Uçak Düşmeseydi Ne Olurdu

Prof. Dr. Saleh Sultansoy şunları söylüyor: “Prof. Dr. Engin Arık bir bilim şehididir... O uçak düşürülmeseydi, Türkiye bugün CERN’de asil üye olurdu. Türkiye, Toryum yarışında dünyada liderler arasına girerdi. Türk Hızlandırıcı Kompleksi ve Türk Bilim Kenti kurulurdu. Bu tür projeler Japonya’nın kalkınmasında kritik rol oynamıştı”.3
Prof. Dr. Saleh Sultansoy, uçağın düşürülme biçimi için ise şunları söylüyor; İrtifa ile ilgili olarak, 2- 3 saat içinde yapılan bir oynama vardı. Uydulardan gelen sistemden, uçağa yanlış bilgiler gelmiş, 500 metre civarında bir irtifa farkı oluşturulmuş. Bu fark, dağa vurmak için yeterli. Bu konuda 1- 2 kanaldan bilgi geldi. Bana söyleyen uzmanlara, ‘çıkın televizyona söyleyin' dedim, ama o riski almadılar. Başka yöntemler de olabilir, ama büyük olasılıkla bu yöntemle yapmışlar bu işi. 2007, Türk Hızlandırıcı Kompleksi, CERN ve toryum çalışmalarımız açısından kritik bir yıldı. Bu yılda ‘kaza’ oldu”.
Engin Hoca sağ olsaydı, bunları yapamayacaklardı. Toryum konusunda çok önemli projeleri vardı.
Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu’nun Toryumla ilgili, uygulama zorunluluğu olan 4 adet kararı bulunuyordu ancak bu kararlar uygulanmadı. Engin Arık sağ olsaydı kararlar uygulanır ve Toryum konusunda çok ileri düzeyde olunurdu. Türkiye, Toryum konusunda dünyada liderler arasına girebilirdi. Toryum rezervleri Türkiye’nin yüzyıllar boyunca bütün enerji ihtiyacını karşılayacak düzeydeydi. Toryum, Türkiye’nin gündemine Engin Arık’ın açıklamalarıyla girmişti. Arık’ın yitirilmesiyle; dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı olan CERN’de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ne denk gelen kurum) temsil edilme çalışmaları, Türk Hızlandırıcı Kompleksi ve Türk Toryumu sahipsiz kaldı..4

DİPNOTLAR

1       https://www.turktoyu.com/engin-arik-enerji-sorununa-toryum-ile-cozum-bulan-bilim-insanimiz
3       https://www.milliyet.com.tr/gundem/profesor-acikladi-isparta-ucagi-yuzde-99-dusuruldu-6145317
4       https://www.milliyet.com.tr/gundem/profesor-acikladi-isparta-ucagi-yuzde-99-dusuruldu-6145317

1 yorum:

  1. Değerlerimizin kıymetini bilmeyen bir Ülke olarak yok olmaya mahkumuz.

    YanıtlaSil