1 Mayıs 2021 Cumartesi

VİETNAM ULUSAL BAĞIMSIZLIK SAVAŞI

 


1 Mayıs 1975 günü, Vietnam Ordusu Vietkong birlikleriyle birlikte Saygon’a girdi ve dünyanın süper gücü ABD’yi bozguna uğratan son noktayı koydu. ABD Ordusu, savaşmak için getirdiği hava ve deniz araçlarının tümünü bu kez kaçmak için kullandı ve Vietnam’da tarihinin en büyük askeri yenilgisini aldı. 1 Mayıs 1975, 20.yüzyılda Türk Kurtuluş Savaşı’yla başlayan ulusal bağımsızlık savaşlarının doruk noktasıdır ve yoksul bir ulusun birliğini sağlaması durumunda neleri başaracağını gösteren evrensel bir utkudur (zaferdir). Alttaki yazıyı, Vietnam halkının yüz yıl süren ulusal bağımsızlık savaşımına (mücadelesine) saygımızı göstermek için yayınlıyoruz. 

Acılı Geçmiş  

Çinhindi yarımadasının doğusunda yüzde 80’i dağlık olan doğayla çetin bir savaşım içindeki bu ülkenin, neden bu kadar acılı bir tarihe sahip olduğu hep sorulmuştur. Vietnam Devrimi; tarih boyu biriken acıların bir sonucu, uzun yüzyıllara yayılan sabırlı katlanışın dışa vurumu ve destansı bir karşı çıkıştır.

Yoksul bir ulusun, dünyanın bilinen bütün teknolojik güçlerine karşı gösterdiği toplumsal direnç ve savunma gücünü, bunun dışında açıklamak olası değildir. 

İşgaller ve Mücadeleler Tarihi 

Vietnam’ı önce Çinliler boyunduruk altına aldı. Onbeş yüzyıl süren tutsaklık, doğal olarak Vietnam halkı üzerinde kalıcı etkiler yaptı.

Vietnamlılar M.S.939-1428 arasında güçlü merkezi bir krallık kurdu. 15.Yüzyılda yeniden başlayan Çin baskısı, kısa bir süre sonra, bir daha gelmemek üzere yerini Avrupalılar’a bıraktı.

1535 yılında, 16.yüzyılın yenilmez armadası Portekizliler geldi. Onları kısa aralıklarla İngilizler ve Hollandalılar izledi. 1859 yılında asker çıkarmaya başlayan ve Vietnam üzerindeki egemenliğini tam olarak 1883’de kuran Fransızlar ise 18.yüzyılın ortalarında gelmeye başladı. 

Ulusçu Devinimler 

Başka sömürge ülkelerde olduğu gibi Vietnam’da da ilk ulusçu eğilimler 19.yüzyıl sonu ile 20.yüzyıl başlarında ortaya çıkmaya başladı. Fransız eğitimi almış aydınlar, orta sınıf temsilcileri ve öğretmenler bu eğilimlerin öncülüğünü yaptılar.

19.Yüzyılın ulusçuları, sömürgeciliği ve ona karşı verilecek savaşımın yöntemlerini bilmiyorlardı. Kurulması gereken yeni düzen konusundaki tutarlı bir düşünceleri yoktu. Düşünce ve davranışlarında Batının etkisinden tam olarak kurtulamıyorlardı. Aydınların bir bölümü sömürgeci çemberin kendiliğinden kalkacağını ve Fransızların Vietnam’a 1789 ruhunu getireceğine inanıyordu. 

Yetersiz Önderlik

 

Vietnam’da işgalcilere karşı sürekli savaşımı ve devrimci özü kazandıran ilk önder, Phan Boi Chau’dur. Aydın bir aileden gelen ve Batı eğitimiyle yetişen Phan Boi Chau, Vietnam’ın geleceği için içerde ve dışarda çalışan devrimcilerin tümüne esin kaynağı oldu. Sömürgeci güçlere karşı durmaksızın sürdürdüğü etkili savaşım, onu, halk katında bir efsane haline getirmişti.

Ancak, politik ünüyle, ulusal bağımsızlık ve anti-emperyalist savaşım bilinci ters orantılıydı. Önce, iki arkadaşıyla birlikte Japonya’ya gitti. Vietnam’ın Japonların yardımıyla kurtulacağına inanıyordu. Japonya’da öğrenim gören Vietnamlılardan bir ordu oluşturacak ve bu orduyu Vietnam’a gönderecekti.

1908 yılında Doğu Asya Birliği adıyla bir örgüt kurdu. Bir süre sonra Çin’e gitti. Çin devrimcilerine; Vietnam’ın kurtuluşu için yardım etmelerini, kurtuluştan sonra da Vietnam’ın Çin tarafından üs olarak kullanılmasını önermişti. Chau, Vietnamlı aydınların başlıca görevinin; seçkin Vietnamlılar kesimiyle Fransa’daki ilerici kamuoyu arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi olduğunu söylüyor ve bunu stratejik bir saptama olarak ulusal devinime öneriyordu. 

Ulusal Devrim Partisi 

1927 Yılında Vietnam Ulusal Devrim Partisi kuruldu. Önceki dönemlere göre bağımsızlığı daha çok öne çıkaran bu parti, terör ağırlıklı eylemlere girişti. Hazırlıksız şiddet, ayrılık ve kopmaları getirdi. Parti içinde, birbirlerinin başarısızlığından güç almaya çalışan ılımlılar ve sertlik yanlıları olarak iki küme oluştu.

Girişilen hemen tüm eylemler şiddetle bastırıldı. Son olarak 1930 Şubat’ında, Kuzey garnizonunda başlatılan ayaklanma başarılı olmadı ve Ulusal Devrim Partisinin kadroları dağılmaya başladı. Bunların bir bölümü çatışmalarda öldü, bir bölümü de kurşuna dizildi. Ölüme mahkum olanlar sömürge yönetimi ve Fransız gazetelerinin bile saygısını kazanan bir soğukkanlılık içinde öldüler. 

Komünist Parti ve Ho Şi Minh 

Ulusal Devrim Partisinin kadroları saf dışı bırakıldığı günlerde Komünistler ortaya çıktı. O güne dek ismi pek duyulmamış olan Nguyen Ai Quoc’un (sonradan Ho Şi Ming adını alacaktır) 1930 Şubat’ında Çinhindi Komünist Partisini kurdu. Benzer yöntemlerle savaşım veren Komünist Parti, Ulusal Devrim Partisinden aldığı kadrolarla, ülkenin içinde bulunduğu karışık durumdan yararlanarak hızla büyüdü.

Komünist Parti, yeni baskı uygulamaları ve pirinç zammına tepki gösteren kitleleri, eyleme çekmekte başarılı oldu ve 12 Eylül 1930’da Kuzey Vietnam’da köylüleri ayaklandırdı. 

Kitlesel Eylemler 

12 Eylül 1930, Vietnam bağımsızlık savaşımının dönüm noktasıdır. O gün eylem içine giren Vietnam halkı, bağımsızlık savaşının kazanıldığı 1975’e dek 45 yıl, sürekli savaşım içinde oldu. Ulusal devinim, aydın eylemi olmaktan çıkarak bir halk savaşına dönüştü.

Dünya’nın en büyük ordularından, Fransa daha sonra ABD, yenilgiye uğratıldı. Yüzyıllarca önce Çinli işgalcilere karşı kullanılan saklanmış hendekler, doğaya gizlenmiş tuzaklar ve kilometrelerce kazılan yeraltı tünelleriyle, iki büyük askeri süper güç, silahlı savaşımla ülkeden çıkarıldı. 

Sınıfsal Değil Ulusal Savaşım 

Komünist Parti, 1930 yenilgisinden sonra, sınıf savaşımını ikinci plana atarak ulusal savaşımı ve buna uygun örgütlenme biçimini öne çıkardı. Ho Şi Minh’in elden ele dolaşan yazıları, dilden dile dolaşan sözleri, sürekli ulusal bağımsızlık ve özgürlükleri işliyordu. Bu dönem, Ho Şi Minh’i ulusal kahraman haline getiren ve devrimci hareketin tüm Vietnam’a yayıldığı bir dönem oldu. 

İdeolojik Karışma 

Savaşımın kitleselleşmesi, ulusal birliği sağlamanın önündeki engelleri gidermedi, tam tersi arttırdı. Sınıf mücadelesini ikinci plana atsa da Komünist Partinin Komintern ve Sovyetler Birliği ile bağımlılık doğuran ideolojik ilişkileri sürüyordu.

Stalin-Troçki çatışması, Vietnam’a da yansıdı ve burada güçlü bir örgüte sahip Troçkistlerle Stalinistler birbirine karşı, silah dahil yoğun bir çatışma içine girdi.

Ayrıca Güney Kuzey arasındaki gelişmişlik ayrımı, örgütsel bütünlüğü zora sokuyordu. Özellikle Güney’deki sayısız dinsel küme ile olumlu bir ilişkiye bir türlü girilemedi. Buddhacılıkla Vietnam İspirtizmacılığının bir karışımı olan Kaodaycılık adı verilen mezhep, tutarsız davranışlarla ulusal birliğe, önemli zararlar verdi.

1931 yılında Japonya Çin’e saldırdığında Sovyetler Birliği, bütün Asya komünistlerini Japon saldırısına karşı ortak savaşıma çağırdı. Bu ani siyaset değişikliğini, Çinhindi Komünist Partisi büyük bir bağlılıkla uyguladı. Ancak, ülke dışındaki bir olay için yapılan siyaset değişikliği Vietnam’daki bağımsızlık savaşımına zarar verdi.

Japonlar’a karşı birleşmek adına, sömürgeci güçlerle işbirliği yapıldı. Bu büyük yanılgı Fransa’yı rahatlattı. Kimi yumuşama eğilimleri gösterse de bu fazla uzun sürmedi ve Fransa 1939 yılında Komünist Parti başta olmak üzere, siyasi etkinliklerin tümünü yasakladı. Vietnam halkı ulusal bağımsızlık savaşımını bir türlü, tam anlamıyla kendi istenci (iradesi) altına alamıyordu.

1939’da yeraltına çekilen Komünistler, uzun süre Sovyet hükümetinin belirlediği siyaseti izledi. Üstelik bu dönemde Rusya’dan herhangi bir askeri ya da akçalı yardım da görmediler. Bunun üzerine bir süre sonra Çin’e yanaştılar. Oysa Çin o aşamada Vietnam’a yardım yapacak durumda değildi. 

Kendi Gücüne Güvenmeme

 

İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1939 yılında, Fransız sömürgeci işgali başlayalı 80 yıl olmuştu. Onca özveri ve savaşıma karşın bağımsızlık yolunda elle tutulur bir başarı sağlanamamıştı. Avrupa kendi içinde kanlı bir savaşa tutuşurken Vietnam Devrimi’nin öncü kadrosu hala, Fransız sömürgeciliğinin ancak dış desteklerle ortadan kaldırılabileceğine, askeri ve siyasi destek bulamadıkları sürece, kurtuluş yolunda fazla bir şey yapılamayacağına inanıyordu. Halkına ve kendi gücüne güven, ulusal eyleme ağırlığını hala koyamamıştı.

Japonlar, 19 Haziran 1940’dan sonra Vietnam’a geldi ve ülkeyi Fransızlarla birlikte kullanmaya başladı. Fransızlara karşı Japonlardan yardım uman ulusçular, 1944’e dek etkili bir eylem içinde olamadı.

 

Devrimci Birlik (Vietminh)

 

Bu dönemde sessiz kalınmasının bir başka nedeni, savaşımın biçim ve anlayışında köklü bir değişimin yapılıyor olmasıydı. Ho-Şi Ming, Mayıs 1941’de, Vietnam’ın Bağımsızlığı için Devrimci Birlik ya da kısa adıyla Vietminh’i kurdu. İşbirlikçi olmayan tüm ulusal güçleri çatısı altında savaşıma çağıran Vietminh, bir ulusal cephe örgütüydü.

Bu örgüt yalnızca köylüleri ve işçileri değil; yurtsever toprak sahiplerini, sömürgeciliğe karşı tavır alan güneyli tarikatları, Katolikleri ve aydınları bir araya getirmeyi amaçlamıştı. İzlencesinde (programında); Fransa’nın Vietnam adına Japonya ile imzalamış olduğu anlaşmaların reddedilmesi, işbirlikçi olmayan herkesle işbirliği, işgal yönetimiyle uzlaşanların hain ilan edilerek topraklarının yoksul köylülere dağıtılması, genel oy hakkı, demokratik özgürlüklerin sağlanması, siyasal af ve ekonomik istemler vb. yer almaktaydı.

Vietminh ve izlencesi başarılı oldu ve bu yeni örgüt Komünist Partisi’nin yerini aldı. Ulusal güçler hızla bir araya gelmeye başladı. Yurt dışında komünistlerin azınlıkta olduğu bir geçici hükümet kuruldu. 1944 yılının sonlarına doğru ilk düzenli silahlı birlikler kurulmaya başlandı. Vietminh, 13 Ağustos 1945’de ayaklanma ilan etti ve 16 Ağustos’da Honoi’ye, 25 Ağustos’da Saygon’a girdi. 2 Eylül’de siyasi bağımsızlık ilan edildi.

 

Kısa Süren Bağımsızlık

 

Vietnamlılar çok uzun yıllar, uğruna savaşım verdiği bağımsızlığa fazla sevinemedi. Yüzyıllar süren sömürgecilik ve çatışmalar, bu acılı ulusu yoksulluğa sürüklemişti. 1945 başlarında, orta ve güney Vietnam’da ortaya çıkan kıtlık tam 2 milyon insanın açlıktan ölmesine yol açtı.

Vietminh’in kurulması ve izlediği siyaset, o güne dek bir türlü gerçekleştirilemeyen ulusal birliği sağlamıştı. Dış etkilerin belirleyiciliğinden kurtularak kendi gücüne dayanmak ve bağımsız karar verme, Vietnam’ı özlediği ulusal birliğe, çok uzun ve kanlı yıllardan sonra olsa da ulaştırmıştı.

1941’de ulusal birlik anlayışıyla kitlelere açılan Ho Şi Minh’e başlangıçta hiç kimse önem vermemişti. Yeni siyaset kısa sürede başarı getirmiş ve bu başarının mimarı Nguyen Ai Quoc, tüm Vietnam’da yeni adıyla, Ho Şi Minh (ışığa kavuşturan kişi) olarak büyük ün kazanmıştı. Vietminh öylesine büyümüş ve kitlelere yayılmıştı ki Komünist Partisi adeta “Marksçı araştırmalar yapacak basit bir düşünce derneğine dönüşmüştü”.1

 

İçte Birlik Dışta Sorun

 

İçte, Ho Şi Minh’in birleştirici tutumu ile ayrılıklar aşıldı. Ancak, dış sorunlar ulusal bağımsızlık konusundaki özgüven eksikliği nedeniyle aşılamıyordu. Çin, kuzeyde Vietnam üzerinde daha çok söz sahibi olma isteği içindeydi. Vietminh ise ABD ile iyi ilişkiler kurmaya, onlar tarafından tanınmaya ve Birleşmiş Milletler’e alınmaya önem veriyordu.

O günün, dünya siyasi modası, Vietnam’ı da etkilemiş, ABD desteğini almanın birçok sorunun çözümünü sağlayacağına inanılmıştı. Ho Şi Minh Şubat 1948’te, ABD başkanı Truman’a yazdığı mektupta; “Amerikalılar, Filipinler’in bağımsızlığını destekledikleri gibi, Vietnam’ın da bağımsızlığını desteklemelidirler” diyecektir.2

 

Yeniden İşgal

 

Bu tür ‘iyi niyetli’ diplomatik istemler, kısa sürede ‘boş istekler’ haline geldi ve Vietnam halkı, tarihinde gördüğü en acı ve en vahşi yeni bir savaş dönemine girdi. Fransız birlikleri, 25 Eylül 1945 günü Güney Vietnam’a çıkarma yapmaya başladı.

Vietminh hükümeti, ABD’ye başvurarak Fransızların 2.Dünya Savaş’ında Çinhindi’nde Japonlarla işbirliği yaptığını, kendilerinin ise Vietnam’a demokrasi getirmeğe çalıştığını belirtip, bu yönde gerçekleştirdikleri iyileştirmeleri sıralıyarak, ABD’den Fransız işgalini durdurmasını istedi.

ABD, o dönemde bu tür işgallere karşı çıkacak demokratik bir ülke olarak görülüyordu. Amerikalılar bu isteklere doğal olarak aldırmadı. Dünyanın paylaşımına son biçim henüz verilmemişti. Sovyetler Birliği, ABD ve İngiltere bu biçimi Potsdam’da verdiler ve buradan Vietnam’ın hiç beklemediği bir sonuç çıktı.

 

Ho Şi Minh’in Çağrısı

 

Ho Şi Minh 1946 Aralığında halka bir çağrı yaptı. Bu çağrı, ulusal birliği halk savaşının her aşamasında yaşama geçiren bir ilke ve kitleleri yurt savunmasında birleştiren bir ulusal ant oldu.

Ho Şi Minh’in halka yaptığı çağrı şöyleydi: “Din, parti, köken ayırımı gözetmeksizin herkes, erkekler ve kadınlar, gençler ve ihtiyarlar, Fransız sömürgeciliğine karşı savaşmak için, yurdunu kurtarmak için ayaklansın! Tüfeği olan tüfeğini, kılıcı olan kılıcını kullansın! Ve eğer kılıcı da yoksa kazma, kürek tırpan kullansın...”3

1949’a dek süren anti-sömürgeci savaş, Çin’de Mao’nun Çang Kay Şek’i yenmesiyle önemli bir desteğe kavuştu. Sovyetler Birliği ve Çin, 1950 Ocağında Vietnam Cumhuriyetini tanıdı. ABD ise, soğuk savaşın en hızlı dönemi olan o günlerde, Fransız işgal kuvvetlerinin desteğiyle, Güney’de kurulan kukla hükümeti tanıdı. Ardından, Fransızlara askeri yardımda bulundu. Vietnamlılar birkaç yıl önce ulusal bağımsızlık için yardımını istedikleri Amerikalıların gerçek niteliğini görmüş oldu.

Vietnam sorununu çözmek için Cenevre’de toplanan konferans 21 Temmuz 1954 yılında kapandığında Vietnam, 17.Paralelle ikiye bölünmüştü. Kuzeyde Bağımsız Demokratik Vietnam Cumhuriyeti (Kuzey Vietnam) Güneyde, Batı desteğinde, Vietnam Cumhuriyeti (Güney Vietnam).

 

Bölünme ve ABD İşgali

 

Kuzey Vietnam’ın çevre ülkelere örnek olmasından çekinen ABD, özellikle CIA (Central Intelligence Agency) ajanları aracılığıyla Saygon’a yerleşti. Güney Vietnam’ın başına getirilen Ngo Ding Diem, baskıcı bir dikta devleti kurdu.

Diem, Cenevre Antlaşması gereğince 1956 yılında yapılması gereken seçimleri yapmadı ve siyasi çalışmayı yasakladı. Bu uygulamalara, Kuzey Vietnam ve Çin’den başka karşı çıkan olmadı. Vietnam iç savaşı da içeren yeni ve kanlı bir çatışma dönemine daha girdi.

1959 yılında Güney’de, başını komünistlerin çektiği bir ayaklanma ortaya çıktı. 20 Aralık 1960’da Güney Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi (Vietkong) kuruldu. Vietminh gibi tüm ulusal güçleri bünyesinde toplayan Vietkong kısa sürede büyük bir güç durumuna geldi.

Vietkong’un Diem’e karşı savaşımına Budhacılar da katıldı. Budhacı 8 rahibin Diem rejimini protesto etmek amacıyla arka arkaya kendilerini yakması etkili oldu. Toplumsal karşıtçılığın bu denli artması Diem’in sonunu getirdi. ABD, CIA’nın yönlendirmesiyle, bir askeri darbe düzenledi ve yönetime kendisinin getirdiği Diem öldürüldü. Yeni bir cunta hükümeti kuruldu.

 

ABD ve Savaş

 

Hükümet değişikliği, Güney’deki karmaşayı gidermedi. ABD başkanı Kennedy, Vietnam sorununu çözmek için bölgeye Amerikan askeri gönderdi. 16 bin kişilik bu ilk kuvvet dolaysız bir biçimde çatışmalara sokuldu ve ABD tarihinin ilk askeri yenilgisini alacağı Vietnam savaşına bulaşmış oldu.

Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Kruşçev, 6 Ocak 1961’de bağımsızlık savaşlarını destekleyeceğini bildirmiş ve bu bildirime uygun davranarak desteğe başlamıştı. Sovyet ve Çin yardımıyla Vietnam sorunu, uluslararası askeri ve siyasi bir sorun durumuna gelerek olağanüstü bir boyut kazandı.

Uzun yıllar süren savaşlar nedeniyle zaten yorgun ve bitkin duruma gelmiş Vietnam halkı, kendisini bu kez bir cehennem içinde buldu. Sıradışı bir ulusal dirençle, dünyanın tartışmasız süper gücü olan ABD’yi ve onun ileri teknolojiyle donatılmış ordusunu yendi. Vietnam, ABD Silahlı Kuvvetlerinin 1961’de gelişinden tam 14 yıl sonra, 1 Mayıs 1975 yılında, tam olarak, bağımsızlığına kavuştu.

 

ABD’nin Vietnam’a Yaptığı

 

ABD Hava Kuvvetleri Vietnam’a, yalnızca 1965-1968 yılları arasındaki üç yıl ve 1972 yılındaki 6 aydan oluşan 3,5 yıllık bir zaman dilimi içinde tam bir milyon yüz bin ton bomba attı. Bunun ne anlama geldiği, 4 yıllık 2 dünya savaşında pasifik çatışmaların tümünde 650 bin ton bomba kullanıldığı bilinirse açıkça ortaya çıkacaktır.

14 yıllık savaş içinde, ABD kaynaklarına göre, 55 bin Amerikalı, 200 bin Güney Vietnam’lı asker, 725 bin Kuzey Vietnam ve Vietkonglu asker ve 500 bin sivil olmak üzere 1,5 milyon insan öldü. ABD, 1972 yılında savaşa, 580 bin Amerikalı, 64 bin Koreli, Taylantlı, Avustralyalı, bir milyon sekiz yüz bin Güney Vietnamlı asker ile 3500 helikopter ve 2000 savaş uçağı sürmüştü.4

 

Rus ve Türk Devrimi’nin Vietnam’a Etkisi

 

1917 Rus ve 1923 Türk Devrimleri, Vietnam Ulusal Savaşımını da olumlu yönde etkilemiştir. Türk Ulusal Bağımsızlık Savaşı, Vietnam’da ilgi uyandırmış, sömürgeci büyük devletleri yenmenin mümkün oluğunu onlara göstermiştir.

Bağımsızlığa kavuşup Kalkınmanın ancak Fransız yardımıyla sağlanabileceğine inanılan bir dönemde, yoksul ve yalnız Anadolu halkının başarısı, Vietnamlı ulusçulara yeni bir ufuk açtı. Bu ufkun boyutu, Ho Şi Minh’in; “Türk halkı hayranlık verici bir cesaret ve fedakarlık ruhuyla uğursuz Sevr anlaşmasını yırttı ve bağımsızlığını kazandı. Emperyalizmin düzenlerini yendi ve sultanın tahtını devirdi. Bitkin, parçalanmış ve çiğnenmiş bir ulusu, birleşmiş ve güçlü bir cumhuriyet haline getirdi, devrimini yaptı” biçimindeki sözleriyle ortaya çıkmaktadır.5

 

DİPNOTLAR

 

1       Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi” İletişim Yay., 4.Cilt, sf.1051

2       “Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi” İletişim Yay., 4.Cilt, sf.1052

3       a.g.e. sf.1045

4       a.g.e. sf.1051

5       “Büyük Larausse” Gelişim Yay., sf.5293


1 yorum:

  1. Karıncalar fili devirmişti.
    İki üç daha fazla vietnam, ernostoya bin selam ho ho chi minh

    YanıtlaSil