15 Şubat 2019 Cuma

VARLIK FONU NEDİR, NE YAPACAK



Gazeteler, Varlık Fonu’nun 1 milyar euroluk borçlanma için Citi Grup ve ICBC’ye yetki verdiğini yazıyor. İki yıl önce kurulan, kısa bir süre önce de Cumhurbaşkanının kendisini başkan atadığı ‘Varlık Fonu’nun neden kurulduğu eylemli olarak ortaya çıktı. Batı’da varsıllığın ürünü olan ‘Varlık Fonu’nun, Türkiye’de kurulan garip biçiminin ne olduğunu ve ne için kullanılacağını yazmıştık. Çok dar bir kesimin ilgi gösterdiği ‘Varlık Fonu’ yazısını, hiç değiştirmeden yeniden yayınlıyoruz. Bu girişimimizi, ‘biz söylemiştik’ böbürlenmesi sayabilirsiniz. Hiçbir sakıncası yok. Çünkü durum budur.


Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Resmi Gazete’de yayınladığı cumhurbaşkanı kararıyla kendisini Türkiye Varlık Fonu (TVF) başkanlığına getirdi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı Başkan Yardımcısı, Zafer Sönmez’i Genel Müdür yaptı. Varlık Fonu, Türkiye’nin kamusal varlığını oluşturan büyük işletmelerin, devredildiği bir anonim şirkettir. Ziraat Bankası, TPAO, Borsa İstanbul, Türksat, Telekom, Halk Bankası, Eti Maden, Milli Piyango, İzmir Limanı, Çaykur, Türk Hava Yolları, BOTAŞ, PTT, Türksat ve Türk Telekom’un sermayelerinde bulunan Hazine hisselerinin yanısıra 2 milyon metrekareden çok sahil arazisi bu şirkete devredilmişti. Sınırsız yetki ve yargı dokunulmazlığıyla donatılan 7 kişilik yönetim kurulu; Türk ekonomisinin temelini oluşturan bu işletmeleri, denetimsiz ve sorumsuz konumlarıyla özel şirketleri gibi yönetecekler. Devleti şirket haline getiren Varlık Fonu girişiminin amacı ve önemi nedir? Halk için ne anlam ifade ediyor? Uygulamanın sonuçları ne olacak?

Durum

Hazine Müsteşarlığı’nın verilerine göre Türkiye’nin brüt dış borç stoku, 416,7 milyar dolar (Eylül 2016) ve bu borcun milli gelire oranı yüzde 58,1.1 Borç yükü ağır ve hükümet borç faizlerini ödemede zorlanıyor. Türkiye’de günlük yaşamı sürdürmek ve dışarıya borç ödemek için para gerekiyor. Ancak yeterli para yok. Ekonomistlerin tanımıyla; ‘yurt içinde ve yurtdışında finansman sıkıntısı var’.
Son on yılda, dışardan alınan 250 milyar dolarlık borç ve içerdeki özelleştirmelerden gelen 68 milyar dolarlık parayla hızlı bir kredi büyümesi (borç edinme olanağı) sağlandı. Bu olanak sonuna dek kullanıldı ve borç tutarı 466,7 milyar dolara çıktı. Hazırdan yenen her para gibi kaynak çabuk tükendi ve borç bulamaz duruma düşüldü. Borç ödemek için borç bulmak zorunda kalındı.
Ekonomist Uğur Gürses, dışardan borç bulunmasıyla Varlık Fonu arasındaki ilişkiyi, hükümete yönelik olarak şöyle açıklıyor; “Şeffaf değilsiniz. Yolsuzluk konusunda hesap verebilir pozisyonda değilsiniz. Meclis’te değil hükümetin darbe girişimi karşısında ilan ettiğini söylediği olağanüstü hal kapsamında karar aldınız. Oysa darbe girişimiyle ilgili bir şey değildir bu. Bu yüzden (Varlık Fonu) meşruiyet açısından sorunlu bir adımdır... Bu mekanizma borçlanma piyasasına gittiği zaman potansiyel borç vericiler, yatırımcılar aynı soruları sormayacak mı?”2

Amaç

Hazine Müsteşarlığı’nın açıklamasına göre, Varlık Fonu girişiminin amacı; “yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek” dir.3
Söylenenler doğru değildir ve gerçeği yansıtmamaktadır. “Kamuya ait varlıklar” mevcut statüleriyle ekonominin şu anda içindedir ve ekonomiye kazandırılmış durumdadır. Yeniden ekonomiye kazandırmak gibi bir durum söz konusu olamaz.
Hükümet, yatırıma dönük dış kaynak değil, borç taksidi ödemek için dış kaynak aramaktadır.
“Büyük ölçekli yatırımlara iştirak” söz konusu değildir, çünkü bugüne dek gerçekleştirilen bütün “büyük ölçekli yatırımlar”, kaynak yaratarak değil, kefil olunarak ve işletme imtiyazı verilerek, yap-işlet-devret modeliyle yaptırılmıştır.

Türk Tipi Varlık Fonu

Varlık Fonu A.Ş girişiminin amacını anlamak için, bu işe girişenlerin yönetim anlayışını ve uygulama yöntemini bilmek gerekiyor. Karar vericinin yönetim anlayışı biliniyor. Bu anlayış, 15 yıllık uygulamalarda ve “bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir” tümcesinde ifadesini buluyor.
Varlık Fonu A.Ş., Türkiye’deki biçimiyle gerek kamu yönetimi ve gerekse ekonomik işleyiş bakımından dünyada örneği olmayan aykırı bir uygulamadır. Ekonomi bilimiyle ilgisi ve ilişkisi yoktur. Uygulayıcılarının söylemiyle, “Türk tipi başkanlık” tan sonra “Türk tipi fon oluşturma” dır.

İşleyiş ve Biçim

Varlık Fonu’nun kuruluş ve işleyiş koşulları 6741 sayılı yasayla belirlenmiştir. Buna göre;
• Varlık Fonu A.Ş, bünyesine katılan kuruluşlarla birlikte, Sayıştay başta olmak üzere devlet denetiminden bağışıktır (muaftır). Özel şirket statüsündedir. Gelirleri belli, giderleri belirsizdir. Harcamaların hangi alanlara yöneleceği konusunda yasada açıklama yoktur.4
• Fon’u yönetenlerin hukuki sorumluluğu yoktur. Bağlı olduğu siyasi güç dışında kimseye hesap vermez, soru yanıtlamaz, bilgi vermez. Kamuyu zarara sokma nedeniyle soruşturulmaz. Sınırsız ve sorumsuzdur.
• Fon, ulusal ve uluslararası düzeyde her türlü ticaret yapabilir, taşınmaz alabilir satabilir; dış borç alabilir, hisse senedi, tahvil alıp borsaya girebilir.
• Fon, Devlet İhale Yasası’na bağlı değildir. İhale yapmaz, teklif almaz; istediği işi istediği bedelle istediği kişiye verebilir. İstediği malı istediği fiyatla alıp satabilir.
• Fon, Devlet Personel Yasası’na bağlı değildir. Dilediği kişi ve kişileri, dilediği sayıda işe alabilir, işten çıkarabilir, istediği ücreti verebilir.
•Fon, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki vergilerin tümünden muaftır. Gelir vergisi, kurumlar vergisi, damga resmi, gümrük vergisi... vb. vermez.5

Uygulama ve Sonuçlar

Varlık Fonu uygulamasının en kısa ve özlü tanımı şöyle yapılabilir; Varlık Fonu, devletin ekonomik gücünü oluşturan kamusal işletmelerin; sınırsız yetki ve yargı dokunulmazlığına sahip kişilere denetimsiz bir biçimde devredilmesidir.
Bu girişimin anlamı ve doğuracağı sonuçlar şunlardır;
• Büyük Proje denen yol ve köprü yatırımları, devletin kefaleti ve işletme imtiyazlarıyla yaptırılmıştır. Kredi kuruluşları, ekonomideki yetersizlik nedeniyle devletin kefaletini artık yeterince güvenilir bulmamaktadır. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışındaki bankalardan, istenen finansman sağlanamamaktadır.6 Varlık Fonu, kefalet karşılığı teminat olarak kullanılacak; halkın malı bu işletmeler, kredi kuruluşlarına teminat olarak gösterilecektir.
• Uygulamalarda devlet denetiminin bulunmaması, yolsuzluklara açık bir ortam yaratacak; devlet varsıllığı bilinmezlikler içinde özgürce kullanılacaktır. Yargı dokunulmazlığı, yolsuzluğa yönelebileceklerin cesaretini arttıracak, başına buyruk davranışları olağan duruma getirecektir.
• Fon’un her türlü vergiden muaf olması, bütçe gelirlerinin düşmesine yol açacaktır. Bunun kalka dönük sonucu, vergilerin artırılması ve yeni vergilerin getirilmesi olacaktır. Halk yoksullaşacaktır.
• Fon’un; personel alımında, alım satımlarda ve ihalelerde herhangi bir yasaya bağlı olmaması; adam kayırma, siyasi ayrım ve adaletsizliği olağan hale getirecektir. Milyonlarca insanı etkileyecek olan bu tür uygulamalar,  kamplaşmayı yaygınlaştıracak, bölünmeye zemin hazırlayacaktır.

DİPNOTLAR

1       “Türkiye’nin Dış Borcu Belli Oldu”www.milliyet.com.tr
2       “Türkiye Neden Şirketlerini Varlık Fonu’na Devretti?”  www.bbc.com
3       “Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi’nin Kapsamı Nedir? Hangi Şirketler Varlık Fonu’na Aktarıldı?”  www.m.milligazete.com.tr
4       “Kamu Şirketlerinin Hazineye Ait Hisseleri Varlık Fonu’na Devredildi”, www.sozcu.com.tr
5       Prof.Dr.Yalçın Karatepe, Medyascape tv
6       “Türkiye Neden Şirketlerini Varlık Fonu’na Devretti?”  www.bbc.com

3 yorum:

  1. TEK isimle hazine-ı hassa anlayışıdır..

    YanıtlaSil
  2. Şimdi de İş Bankası hisselerine diktiler gözlerini... Örgütlü cehalet elinde devlet erki bugün, el attığı herşeyi kurutan, bereketi yokeden çapulcu durumuna gelmiştir!!! Bu da, emperyalist kökenli dış odakların, bu millet üzerindeki emellerini geçekleştirmede son derece elverişli bir ortam yaratmıştır!

    YanıtlaSil
  3. Cıtı ve diğeri hırsız kurumlardır , yeni başa geldiğinde zararda olan citi bankasının milyon dolarlık borcunu ödemişti . Değerli hocam sevgiler saygılar .

    YanıtlaSil