Türkler,
çetin doğa koşullarına ve göçlerin
güçlüklerine dayanmak için örgütlü olmak zorundaydılar. Bu
zorunluluk, bilgili ve bilinçli olmayı gerektiriyordu. Bilgi ve
bilgiye ulaşmanın aracı olarak eğitime Türkler’in, neredeyse
bir yaşam sorunu
gibi önem vermelerinin temelinde yatan neden budur. Türkler
çocuklarına, her zaman ve her koşul altında, ailede ya da okulda,
yüzeysel ya da kapsamlı, hangi biçim ve nitelikte olursa olsun;
yaşam özelliklerini, geleneklerini ve ahlakını öğretmeyi
bilmişlerdir.
Ülkemizde toplumsal muhalefetin ve siyasi tartışmanın yoğunlaştığı bir dönem yaşanıyor. Kendiliğinden gelişen kitlesel eylemlerin ve siyasi tartışmaların niteliğini yükseltmek amacıyla bu bloğu oluşturduk. Hiçbir parti, grup ve toplulukla bağımız yoktur. Yazar Metin Aydoğan'ın yazılarını yayınlayacağız. Düşünsel yaşamımıza katkı koyacağına inandığımız yazıların, bilimsel tartışmalara yol açmasını diliyoruz.
30 Nisan 2014 Çarşamba
28 Nisan 2014 Pazartesi
TÜRKLER NASIL İNSANLARDIR
“Türkler
Batı giysileri içinde Doğulu yürekleri olan insanlardır.
Sempatik ve duyguludurlar. Birbirlerine ‘canım, şekerim, balım’ gibi, Korece’de karşılığı olmayan ve bizim alışkın
olmadığımız sevgi sözcükleri ile seslenirler.
Yardımseverdirler. Yolda bir kaza olsa, herkes yardıma koşar.
Dünyada hiç kimse Türkler kadar konuksever olamaz. Eve gelen
konuğu Tanrı’nın gönderdiğine inanırlar. ” Hee-Chul
Lee-
Kore Ankara Büyükelçisi
25 Nisan 2014 Cuma
BATI KÜLTÜRÜNDE TÜRK İMGESİ – 2
Batılılaşma
olarak tanımlanan ve çoğu kez tutkuya dönüşen Batı hayranlığı,
ülkemizde ikiyüz yıldır yaşanan bir konudur. Batının
gelişkinliğiyle ülkemizdeki geri kalmışlığı kıyaslayan
insanlarımız, yalnızca gördükleriyle yetinerek “biz
de öyle olsak”,
“onlar
gibi yaşasak”
gibi düşüncelere kapılıyor. Üstelik bu anlayış, düşünce
düzeyinden çıkıp devlet politikası durumuna getiriliyor. Avrupa
Birliği’ne girerek “Avrupa’yla
bütünleşmek”
stratejik hedef oluyor. Oysa, Avrupalıların Türklere ve Türkiye’ye
bakışı dün olduğu gibi bugünde hiç olumlu değildir. Olumluluk
bir yana, çoğu kez aşağılama içeren dışlayıcı yargılara,
kanıtsız suçlamalara dayanır. Avrupa’ya özenenler başta olmak
üzere insanlarımız, büyük bir çoğunlukla bunları bilmiyor.
Değer verip yücelttiği Avrupalı aydınlanmacıların, Türkler
için neler söyleyip yazdığından haberi yok. Kişilikli tutum ve
davranış için bunların bilinmesi gerekiyor. Yazıyı bu amaçla
yayınlıyoruz.
Etiketler:
Batı,
Batıcılık,
eski türkler,
Türk imgesi,
türkler
23 Nisan 2014 Çarşamba
BATI KÜLTÜRÜNDE TÜRK İMGESİ – 1
Batılılaşma
olarak tanımlanan ve çoğu kez tutkuya dönüşen Batı hayranlığı,
ülkemizde ikiyüz yıldır yaşanan bir konudur. Batının
gelişkinliğiyle ülkemizdeki geri kalmışlığı kıyaslayan
insanlarımız, yalnızca gördükleriyle yetinerek “biz
de öyle olsak”,
“onlar
gibi yaşasak”
gibi düşüncelere kapılıyor. Üstelik bu anlayış, düşünce
düzeyinden çıkıp devlet politikası durumuna getiriliyor. Avrupa
Birliği’ne girerek “Avrupa’yla
bütünleşmek”
stratejik hedef oluyor. Oysa, Avrupalıların Türklere ve Türkiye’ye
bakışı dün olduğu gibi bugünde hiç olumlu değildir. Olumluluk
bir yana, çoğu kez aşağılama içeren dışlayıcı yargılara,
kanıtsız suçlamalara dayanır. Avrupa’ya özenenler başta olmak
üzere insanlarımız, büyük bir çoğunlukla bunları bilmiyor.
Değer verip yücelttiği Avrupalı aydınlanmacıların, Türkler
için neler söyleyip yazdığından haberi yok. Kişilikli tutum ve
davranış için bunların bilinmesi gerekiyor. Yazıyı bu amaçla
yayınlıyoruz.
Etiketler:
Batı,
Batıcılık,
eski türkler,
Türk imgesi,
türkler
21 Nisan 2014 Pazartesi
BATI AYDINLANMASI – 3
15.Yüzyılda
Batı Avrupa ülkelerinde, etkisi günümüze dek süren bilime ve
aklın özgürlüğüne dayanan bir uyanış dönemi başladı. O
güne dek, gerilik ve düşünsel yoksunluk içinde karanlık bir
dönem yaşayan Avrupa, Aydınlanma
Çağı
olarak tanımlanan bu dönemle birlikte, büyük bir gelişim içine
girdi. Açıkara geride olduğu Doğuyu geçerek dünyaya egemen
oldu. Bu dönemin incelenmesi, yalnızca tarihsel bir araştırma
değil, güncele ilişkin bir çabadır. Bu çaba günümüz
sorunlarının kavranarak çözüm bulunmasına yardımcı olacak,
geleceğe yönelik sonuç çıkarılmasına olanak sağlayacaktır.
Bu nedenle, araştırılıp sorgulanmaya değer bir konudur.
Etiketler:
Avrupa,
Aydınlanma,
Batı,
bilim ve sanat
18 Nisan 2014 Cuma
BATI AYDINLANMASI – 2
15.Yüzyılda
Batı Avrupa ülkelerinde, etkisi günümüze dek süren bilime ve
aklın özgürlüğüne dayanan bir uyanış dönemi başladı. O
güne dek, gerilik ve düşünsel yoksunluk içinde karanlık bir
dönem yaşayan Avrupa, Aydınlanma
Çağı
olarak tanımlanan bu dönemle birlikte, büyük bir gelişim içine
girdi. Açıkara geride olduğu Doğuyu geçerek dünyaya egemen
oldu. Bu dönemin incelenmesi, yalnızca tarihsel bir araştırma
değil, güncele ilişkin bir çabadır. Bu çaba günümüz
sorunlarının kavranarak çözüm bulunmasına yardımcı olacak,
geleceğe yönelik sonuç çıkarılmasına olanak sağlayacaktır.
Bu nedenle, araştırılıp sorgulanmaya değer bir konudur.
16 Nisan 2014 Çarşamba
BATI AYDINLANMASI – 1
15.Yüzyılda
Batı Avrupa ülkelerinde, etkisi günümüze dek süren bilime ve
aklın özgürlüğüne dayanan bir uyanış dönemi başladı. O
güne dek, gerilik ve düşünsel yoksunluk içinde karanlık bir
dönem yaşayan Avrupa, Aydınlanma
Çağı
olarak tanımlanan bu dönemle birlikte, büyük bir gelişim içine
girdi. Açıkara geride olduğu Doğuyu geçerek dünyaya egemen
oldu. Bu dönemin incelenmesi, yalnızca tarihsel bir araştırma
değil, güncele ilişkin bir çabadır. Bu çaba günümüz
sorunlarının kavranarak çözüm bulunmasına yardımcı olacak,
geleceğe yönelik sonuç çıkarılmasına olanak sağlayacaktır.
Bu nedenle, araştırılıp sorgulanmaya değer bir konudur.
14 Nisan 2014 Pazartesi
BİLİMDE DOĞU BATI AYRIMI VE TÜRKLER
Bilgisizliğin,
geçmişten ve gerçeklerden kopmanın yol açtığı özgüven
yoksunluğu, Doğu insanının kesin olarak aşması gereken önemli
bir sorundur. Bu sorun ancak geçmişin bilinmesiyle aşılabilir.
Nereden, nasıl, neler yaparak geldiğimiz, kim olduğumuz
bilinmezse; yalnızca geçmişimizi değil, geleceğimize yön
verecek olan bugünü de anlayamayız. Geçmişimiz incelendikçe
yalnızca “sonsuz”
bir tarihle değil, güncele yön verecek büyük bir kültürle
karşılaşılacaktır. İnsanı temel alan ve toplumsal dayanışmayı
yaşatan bu yüksek kültür, ona sahip olanlar için tükenmez bir
özgüven kaynağıdır.
11 Nisan 2014 Cuma
DOĞU AYDINLANMASI-3
9.yüzyıldan
başlayarak 14.yüzyıla dek süren beşyüz yıl içinde; Güneybatı
Asya,
İran, Mezopotamya, Anadolu ve Müslüman egemenliğindeki
İspanya’da, sıradışı uygarlık gelişimi ve bir aydınlanma
yaşandı. İslam yayılmasına denk düşen bu uzun dönem içinde,
Antik
Çağ
yapıtları incelendi, eleştirildi, geliştirildi ve yalnızca Antik
Çağ’ı
değil, kendi dönemini de aşan görkemli bir bilimsel gelişme
yaratıldı. Ön Asya’nın büyük-küçük kentleri; okullar,
kütüphaneler, basımevleri, kağıt hamuru atölyeleri, çeviri
merkezleri ve buraları boş bırakmayan insanlarla doldu. Uyanış o
denli kapsamlı ve yaygındı ki, tarihi bilenler bile bu uyanışın
nedenlerini açıklamada zorlandılar. Dünyanın büyük bölümü
özellikle Avrupa, Orta
Çağ
karanlığını yaşarken, Bağdat’ın ya da Semerkant’ın
sokakları, birkaç dil bilen, “öğrenmek
için yapmayacağı şey olmayan”
insanlarla dolup taşıyordu.
9 Nisan 2014 Çarşamba
DOĞU AYDINLANMASI – 2
9.yüzyıldan
başlayarak 14.yüzyıla dek süren beşyüz yıl içinde; Güneybatı
Asya,
İran, Mezopotamya, Anadolu ve Müslüman egemenliğindeki
İspanya’da, sıradışı uygarlık gelişimi ve bir aydınlanma
yaşandı. İslam yayılmasına denk düşen bu uzun dönem içinde,
Antik
Çağ
yapıtları incelendi, eleştirildi, geliştirildi ve yalnızca Antik
Çağ’ı
değil, kendi dönemini de aşan görkemli bir bilimsel gelişme
yaratıldı. Ön Asya’nın büyük-küçük kentleri; okullar,
kütüphaneler, basımevleri, kağıt hamuru atölyeleri, çeviri
merkezleri ve buraları boş bırakmayan insanlarla doldu. Uyanış o
denli kapsamlı ve yaygındı ki, tarihi bilenler bile bu uyanışın
nedenlerini açıklamada zorlandılar. Dünyanın büyük bölümü
özellikle Avrupa, Orta
Çağ
karanlığını yaşarken, Bağdat’ın ya da Semerkant’ın
sokakları, birkaç dil bilen, “öğrenmek
için yapmayacağı şey olmayan”
insanlarla dolup taşıyordu.
7 Nisan 2014 Pazartesi
DOĞU AYDINLANMASI – 1
9.yüzyıldan
başlayarak 14.yüzyıla dek süren beşyüz yıl içinde; Güneybatı
Asya,
İran, Mezopotamya, Anadolu ve Müslüman egemenliğindeki
İspanya’da, sıradışı uygarlık gelişimi ve bir aydınlanma
yaşandı. İslam yayılmasına denk düşen bu uzun dönem içinde,
Antik
Çağ
yapıtları incelendi, eleştirildi, geliştirildi ve yalnızca Antik
Çağ’ı
değil, kendi dönemini de aşan görkemli bir bilimsel gelişme
yaratıldı. Ön Asya’nın büyük-küçük kentleri; okullar,
kütüphaneler, basımevleri, kağıt hamuru atölyeleri, çeviri
merkezleri ve buraları boş bırakmayan insanlarla doldu. Uyanış o
denli kapsamlı ve yaygındı ki, tarihi bilenler bile bu uyanışın
nedenlerini açıklamada zorlandılar. Dünyanın büyük bölümü
özellikle Avrupa, Orta
Çağ
karanlığını yaşarken, Bağdat’ın ya da Semerkant’ın
sokakları, birkaç dil bilen, “öğrenmek
için yapmayacağı şey olmayan”
insanlarla dolup taşıyordu.
4 Nisan 2014 Cuma
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ (MHP)
Yaklaşık
birbuçuk yıl içinde yapılacak üç önemli seçimden, yerel yönetimlerle ilgili
olanı 30 Mart’da yapıldı. Halkın önemli bir bölümü, son dönemde siyasi ve
insani ahlakla bağdaşmayan olayların yaşanması nedeniyle, yönetim erkini elinde
bulunduranların güç yitireceğini bekliyordu. Bu beklenti gerçekleşmedi. CHP ve
MHP ancak AKP kadar oy alabildi. Acaba daha iyi bir sonuç elde edebilirler
miydi? Bu soruya yanıt vermek gerekir. Bunun için bu iki partinin, bugünkü
yapısını, halkla ilişkilerini ve tarihsel köklerini incelemek gerekir. CHP’yi
dört bölümlük bir yazıyla inceledik. Şimdi, aşağıdaki yazıyla MHP’nin geçmişini
inceleyeceğiz. Yazı okunduğunda görülecektir ki, bu partinin de Türkiye’nin
sorunlarına yanıt verememesinin nedenleri geçmişinde yatmaktadır.
3 Nisan 2014 Perşembe
CUMHURİYET HALK PARTİSİ – 4 (1945-1980 DÖNEMİ)
Yaklaşık
birbuçuk yıl içinde yapılacak üç önemli seçimden, yerel
yönetimlerle ilgili olanı 30 Mart'da yapıldı. Halkın önemli bir
bölümü, son dönemde siyasi ve insani ahlakla bağdaşmayan
olayların yaşanması nedeniyle, yönetim erkini elinde
bulunduranların güç yitireceğini bekliyordu. Bu beklenti
gerçekleşmedi. CHP ve MHP ancak AKP kadar oy alabildi. Acaba daha
iyi bir sonuç elde edebilirler miydi? Bu soruya yanıt vermek
gerekir. Bunun için bu iki partinin, özellikle de CHP'nin; bugünkü
yapısını, halkla ilişkilerini ve tarihsel köklerini incelemek
gerekir. Cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren ve Türkiye'yi
çağa taşıyan bir parti nasıl oluyor da karşı devrimci bir
parti karşısında bir varlık gösteremiyor? CHP'nin kuruluşu ve
günümüze dek geçirdiği süreç incelendiğinde bu soruya bir
yanıt bulunabileceği kanısındayız. Dört bölüm halinde
hazırladığımız yazıları bu amaçla yayınlıyoruz.
2 Nisan 2014 Çarşamba
CUMHURİYET HALK PARTİSİ – 3 (ATATÜRK SONRASI)
Yaklaşık
birbuçuk yıl içinde yapılacak üç önemli seçimden, yerel
yönetimlerle ilgili olanı 30 Mart'da yapıldı. Halkın önemli bir
bölümü, son dönemde siyasi ve insani ahlakla bağdaşmayan
olayların yaşanması nedeniyle, yönetim erkini elinde
bulunduranların güç yitireceğini bekliyordu. Bu beklenti
gerçekleşmedi. CHP ve MHP ancak AKP kadar oy alabildi. Acaba daha
iyi bir sonuç elde edebilirler miydi? Bu soruya yanıt vermek
gerekir. Bunun için bu iki partinin, özellikle de CHP'nin; bugünkü
yapısını, halkla ilişkilerini ve tarihsel köklerini incelemek
gerekir. Cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren ve Türkiye'yi
çağa taşıyan bir parti nasıl oluyor da karşı devrimci bir
parti karşısında bir varlık gösteremiyor? CHP'nin kuruluşu ve
günümüze dek geçirdiği süreç incelendiğinde bu soruya bir
yanıt bulunabileceği kanısındayız. Dört bölüm halinde
hazırladığımız yazıları bu amaçla yayınlıyoruz.
1 Nisan 2014 Salı
CUMHURİYET HALK PARTİSİ - 2 (ATATÜRK DÖNEMİ)
Yaklaşık
birbuçuk yıl içinde yapılacak üç önemli seçimden, yerel
yönetimlerle ilgili olanı 30 Mart'da yapıldı. Halkın önemli bir
bölümü, son dönemde siyasi ve insani ahlakla bağdaşmayan
olayların yaşanması nedeniyle, yönetim erkini elinde
bulunduranların güç yitireceğini bekliyordu. Bu beklenti
gerçekleşmedi. CHP ve MHP ancak AKP kadar oy alabildi. Acaba daha
iyi bir sonuç elde edebilirler miydi? Bu soruya yanıt vermek
gerekir. Bunun için bu iki partinin, özellikle de CHP'nin; bugünkü
yapısını, halkla ilişkilerini ve tarihsel köklerini incelemek
gerekir. Cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren ve Türkiye'yi
çağa taşıyan bir parti nasıl oluyor da karşı devrimci bir
parti karşısında bir varlık gösteremiyor? CHP'nin kuruluşu ve
günümüze dek geçirdiği süreç incelendiğinde bu soruya bir
yanıt bulunabileceği kanısındayız. Dört bölüm halinde
hazırladığımız yazıları bu amaçla yayınlıyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)