Atatürk,
29 Ekim 1933 günü şunları söylemişti; “İdeal
ele geçince, ideal olmaktan çıkar, yaşanır bir şey olur... Bazı şeyler,
kanunla, emirle, milletçe omuz omuza boğuştuğunuz halde düzelmezler. Adam fesi
atar, şapkayı giyer ama alnında fesin izi vardır. Siz sarıkla gezmeyi
yasaklarsınız, kimse sarıkla dolaşmaz. Ama bazı insanlardaki görünmeyen
sarıkları yok edemezsiniz. Çünkü onlar zihniyetin içindedir. Zihniyet binlerce
yılın birikimidir. O birikimi bir anda yok edemezsiniz, onunla boğuşursunuz.
Yeni bir zihniyet, yeni bir ahlak yerleştirinceye kadar boğuşursunuz ve sonunda
başarılı olursunuz. Önemli olan boğuşmaktan yorulmamak, umutsuzluğa
düşmemektir. Milletler böyle ilerler. Yorulan, umutsuzluğa kapılan yenilir. Biz
biliyoruz ki, inandığımız şey doğrudur, yenidir, ileridir. Öyleyse; eskiyi,
geriyi, işe yaramazı mutlaka yeneceğiz demektir. Çünkü ilerlemenin başka çaresi
yoktur. Yaşamak kanunu budur”.x