Başarılı olabilmek
için, büyük bir irade gücüne, nitelikli düşünsel donanıma ve sınırsız bir yurt
sevgisine gereksinim vardı. Bu nitelikler, ‘doğal sürükleyici bir güç’
olarak onun yaradılışında bulunuyordu. Aynı nitelikler, yoksul ve eğitimsiz
görünen Türk halkının mayasında vardı. İnançlı bir yurtseverin yapması gerekeni
yapacak; kendi gücünü, kaynağı olan millet gücüyle birleştirerek ülkesini
kurtaracak bir eyleme; ulusal bağımsızlık eylemine girişecekti. Bu girişim,
kendi adına bir şey istemeyen, ‘şan ve şeref peşinde koşmayan’, yalnızca
‘geleceğin Türkiyesi üzerinde tasarladığı yapıcı düşüncelere’ yönelmiş
olan bir yurtseverin tutkulu eylemiydi.