Ülke, herkesin birlikte yaşadığı tehlikeli
bir süreçten geçiyor. Bugünün sorumluluğunu taşıyan erk sahipleri, bilinen ve
beklenen yönde yürümeyi sürdürüyor. Ülke sahipsiz, halk yoksul ve örgütsüz.
Gizli işgal ilişkileriyle yönetim yapısında etkili olan yabancılar, olaylara
dilediği gibi yön veriyor. Türkiye Birinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi,
girişim gücünün olmadığı, bölünmeyle sonuçlanabilecek, çatışma yüklü bir
karmaşaya sürükleniyor.
Bugünkü iktidar yönetimde olduğu sürece,
Türkiye için olumlu bir sonuç elde edilemez. Türkiye’nin baş düşmanı
emperyalizmle birlik olarak yararlı bir iş yapılamaz. Ülkeyi yabancıların
istediği duruma getirerek Cumhuriyet’i ortadan kaldırmak isteyenler, sorun
çözmez, sorun yaratır. Ayrılıkçı terörle mücadele edemez. Türk siyaseti
kuşatılmış durumdadır. Halk yazgısıyla baş başadır.
Yalanı ve yanlışı yayan politik
söylemlere, televizyon konuşucularına, gazetelere inanmayın. Gerçeği görmeye
çalışın. Yakın tarihimizi öğrenin. 20.Yüzyılı sorgulayın. Kurtuluş Savaşı’nı,
öncesi ve sonrasıyla inceleyin. Bu çabanın, tarih dersi çalışmak değil, bugünü
anlamak olduğunu göreceksiniz. Yaşadığınız sorunların çözümüne yönelik ipuçlarını
bu çabada bulacaksınız.
Bilgili olmak zorundasınız. Bilgisiz
insanlarla başarılı bir sonuca ulaşmak olası değildir. Erk sahiplerinin varlık
nedeni, topluma yayılmış olan bilgisizliktir. Şunu kimse unutmasın ki, halkın
ve ulusun kurtuluşu, yüz yıl önce olduğu gibi bugün de, halkın kendi gücüyle
olacaktır.
Bu büyük gücü harekete geçirmek için,
bilinç ve örgüt gerekir. Teknolojinin elinize verdiği olanakları; uyutucu
alışkanlıklar için değil, bilgilenmek ve bilgiyi yaymak için kullanın. Bilgisiz
bilinç, bilinçsiz savaşım olmaz. Savaşım ise sağlam bir istenç gerektirir.
Ulusal istencin kaynağı tarihtir. Tarihi bilmeyenin direnme gücü ve geleceği
olamaz.
Okuyun ve okutun. Öğrenin ve öğretin.
Ulusal bilinci yaymaya çalışın. Bu eylem, şu anda, her türlü savaşım
yönteminden önde gelir. Savaşım, ulusal bilinci yüksek, amaç birliğine varmış
insanlarla kazanılır. Amaç birliği ancak bilgi ve bilinçle sağlanabilir. Bunu
bugünden sağlamak, kaçınılmaz gibi görünen ilerdeki çatışmalı günlere hazırlık
anlamına gelir.
Bu yapılmıyor ya da yapılamıyorsa iç
cephe çökmüş demektir. İç cephesi
çökmüş bir ulusu yaşatmak olası değildir. Bu duruma düşen bir ülkede bölünme
kaçınılmazdır. İş işten geçmeden herkes davranışlarını gözden geçirmeli,
gelmekte olan fırtınaya hazırlanmalıdır. Boş geçen her gün, ileride yaşanacak
acıların artmasına yol açacaktır.