Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan; 2014 yılında Hatay’da, Gazze ablukası için
konuşurken, İsrail’e Hitler
göndermesi yapmış ve “Biz antisemitizme
karşıyız ama herkes bilsin ki Hitler’in izinden giden İsrail gibi terör devletlerine
de karşıyız”. İki yıl sonra, 27 Haziran 2016’da; Roma’da Türkiye’nin
İsrail’le anlaşma imzaladığında, öncekilerden çok farklı sözler söyledi: “anlaşmanın, iki ülke ve Filistin için
hayırlara vesile olmasını diliyorum”; “İsrail’le
Türkiye’nin birbirine ihtiyacı var” dedi. Bugün ise, İsrail’in
Kudüs’ü başkent yapmasına tepki gösteriyor ve ‘2014 söylemine’ geri dönüyor. “İsrail
bir işgal devletidir ve İsrail aynı zamanda bir terör devletidir... Yaptığı tüm
terör eylemleri için adete ödüllendirilmektedir”.x)
Zig Zag Politikası
Recep Tayyip Erdoğan,
sürekli duruma getirdiği, söylediğinden dönüp karşıtını yapma tutumunu yineledi.
İsrail’in, Kudüs’ü başkent yapması nedeniyle, sert açıklamalar yaptı/yapıyor.
Erdoğan,
2010 yılındaki Mavi Marmara Olayı’ndan
sonraki 4 yıl boyunca; İsrail’e yönelik suçlamalarda bulundu. 2014’te Hatay’da
Gazze ablukası için konuşurken, İsrail’e Hitler
göndermesi yapmış ve şunları söylemişti; “Biz
antisemitizme karşıyız ama herkes bilsin ki Hitler’in izinden giden İsrail gibi
terör devletlerine de karşıyız”.1
27 Haziran 2016’da, Roma’da Türkiye’nin İsrail’le yaptığı
anlaşmayı imzaladığında ise, öncekilerden çok farklı sözler söyledi. “iki ülke ve Filistin için hayırlara vesile
olmasını diliyorum, ekonomik ilişkiler çok farklı bir şekilde gelişmeye
başlayacaktır. Sayın Obama başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum”2;
“İsrail’le Türkiye’nin birbirine ihtiyacı
var”3 dedi.
Bugün
ise, İsrail’in Kudüs’ü başkent yapmasına tepki gösteriyor ve ‘2014 söylemlerine’ geri dönüyor. “İsrail
bir işgal devletidir ve İsrail aynı zamanda terör devletidir... Yaptığı tüm
terör eylemleri için adete ödüllendirilmiştir. Bu ödülü veren, tek başına da
olsa Trump’tır” diyor.4
Türkiye
İsrail İlişkisi
27 Haziran 2016’da, yapılan anlaşmadan sonra, İsrail
Başbakanı Binyamin Netanyahu,
sevincini gizlemeye çalışarak; anlaşmanın İsrail ekonomisine “muazzam
etkileri” olacağını açıklamıştı. Doğu Akdeniz’de çıkardıkları doğalgazdan ‘İsrail gazı’ diye söz etmiş ve
Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasının yolunun açıldığını söylemiştii.
“Türkiye anlaşmasıyla ekonomimiz yükselen bir ivme kazanacak” demişti...
İsrail'in
ekonomisini “yükseltip yüksek ivme kazandıracak” bu anlaşmayla; Türkiye,
yıllarca sürdürdüğü Gazze ablukasının kaldırılması isteğinden vazgeçti ve Gazze’ye
gönderilecek yardımın İsrail denetiminde yapılmasını kabul etti. Yani, ablukayı
tanımış oldu... Filistin Yönetim’i, yapılan anlaşmaya doğal olarak tepki
gösterdi. ‘Üçüncü Yol Partisi’nden Hanan
Aşravi, anlaşmanın Filistinlilerin çıkarına olmadığını açıkladı. “Anlaşma
büyük ölçüde Filistin’in meşruiyetinin altını oyuyor” dedi.
Doğalgaz
Basra Körfezi ve Doğu Akdeniz’de bulunan zengin doğalgaz
kaynakları, son on yılda, Ortadoğu’da yoğunlaşan çatışma ya da birleşmelerin
merkezinde bulunuyor. Basra’daki doğal gazdan Katar ve İran yararlanıyordu.
Doğu Akdeniz’deki doğalgazın ise, burada İsrail'den başka kıyısı bulunan; Mısır,
Lübnan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin
yararlanması gerekiyordu.
Doğu Akdeniz’de kıyısı olan her ülke 12 mil karasu
alanına sahip. Ayrıca, 188 mil Münhasır
Ekonomik Bölge (MEB) (bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve
kullanılmasında özel haklara sahip olduğu deniz bölgesi) ilan edip yeraltı
kaynağı arayabiliyor. Bu büyük zenginlik, etkili bir politikası olmayan Türkiye
dışında herkesin iştahını kabartıyor.5
İsrail’i
Varsıllaştırma
Türkiye; yaptığı anlaşmayla, İsrail’in “muazzam
boyutlu varsıllığa kavuşmasına” aracılık ediyor. Bunu yapmakla, Erdoğan’ın
tanımıyla “Terörist bir Devleti” , bilerek ve isteyerek zenginleştirmiş
oluyor.
İsrail,
‘PKK’ya seri numaraları silinmiş silah
verirken’6, Kuzey Irak’ta Kürtlere ait komando kamplarında PKK’lıları
eğittiği istihbarat raporlarına girmişken, Pulitzer ödüllü ünlü gazeteci Seymour
M.Hersh, İsrail’in bölgedeki PKK kamplarındaki çalışmalarını belgeleriyle
yayınlamışken7; “Türkiye’yle İsrail’in birbirine ihtiyacı olduğu”
söylenebiliniyor.
Zig
Zaglar Sürüyor
Erdoğan’ın söylemlerinden ayrı
olarak, AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 2015
Aralığı’nda yaptığı basın açıklamasında; “İsrail
Devleti ve halkı bizim dostumuzdur” dedi.8
Söylemler,
tarihlerine göre sıralanırsa; 2014’teki Nazi suçlaması, 2015 ve 2016’da “ihtiyaç
duyulan dostluğa” dönüşüyor. 2017’de, 2014’de geri dönülüyor ve İsrail
yeniden ‘terörist devlet’ oluyor. Sözlerdeki gidiş gelişler,
açıklamalardaki sertliği etkisiz kılıyor önemini yitirtiyor.
“Dostane
Düşmanlık”
İsrail’li yetkililer söylenenlere karşı, önemsemez
görünümlü açıklamalar yaptılar. Eğitim Bakanı Naftali Benett; “her
zaman eleştirecek birileri olur. Birleşik bir Kudüs’e sahip olmak Erdoğan’ın
sevgisine sahip olmaktan daha iyi” dedi.9
İstihbarat
Bakanı Yisrael Kata, “dostane düşmanlık” diye ilginç bir tanım
kullandı ve şöyle dedi; “Erdoğan’la ilişkilerimizi dostane düşmanlık diye tanımlayabiliriz.
O bize hücum ediyor, biz de yanıt veriyoruz. Ama bunlar Türkiye’nin ihracatının
yüzde 25’ini Hayfa Limanı’ndan Körfeze yollamasına engel olmuyor”.10
“Terör
Devletiyle” İşler Yolunda
AKP’nin yönetime geldiği 2002 ile 2017 arasındaki 15 yılda,
Türkiye’nin İsrail’le yaptığı dış ticaret % 400 arttı. Mavi Marmara Olayı bile
artışın hızını kesmedi.11
Temmuz
2017’de Türkiye’ye gelen İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanı Yuval
Steinitz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile doğalgaz
boru hattı projesi konusunda ‘üç tur
görüşme’ gerçekleştirdiklerini açıkladılar. “Görüşmeleri hızlandırmaya
ve yıl sonundan önce boru hattının inşa edilmesini sağlayacak çatı anlaşmayı
tamamlamaya karar verdik” dediler.12
Haklarını Savunmayan Türkiye
İsrail, boru hattını Anadolu’dan geçirerek, Avrupa’ya gaz
götürmenin ucuz yolunu bulurken, Türkiye’ye yalnızca geçiş bedeline razı olmak
kalıyor. İsrail; Türkiye’yi hakkı olan Doğu Akdeniz gazından uzak tutmanın
peşinde. AKP iktidarının Batı’ya bağlanmışlığı ve çapsızlığı nedeniyle, İsrail amacına
ulaşmış gözüküyor. AKP, ilan etmesine karşın, kendi ‘Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde’ varlığı kanıtlanmış doğalgazını
çıkarmıyor; çıkarmak için hazırlık ya da araştırma bile yapmıyor.
PKK’ya destek veren İsrail’in yararına olan bir
anlaşmayı, başarılı bir iş yapmış gibi sunan ve elindeki adaları koruyamayan
bir iktidarın, Doğu Akdeniz’deki çatışmalı ortamdan payına düşeni alması
olanaksız gibi görünüyor.
İsrail’in
uygulamak istediği Münhasır Ekonomik Bölge alanı Türkiye’nin alanına
tecavüzü içeriyor. Doğu Akdeniz’de kıyı şeridi en uzun ülke Türkiye’dir ve 200
mil MEB alanı vardır. Bölgedeki doğalgaz tartışmalarının, uluslararası deniz
hukukuna bağlı kalarak ve Türkiye’nin onayı alınmadan; devletler düzeyinde bir
anlaşmaya dönüştürülmesi mümkün değil.13 Hükümetin haberi yok (belki
de var) ama İsrail bu nedenle Türkiye’ye yanaşıyor.
Çatışmalar Yumağı
İsrail’in Lübnan'la deniz sınırı anlaşmazlığı var. KKTC’nin, Güney Kıbrıs Rum
Yönetimi (GKRY) ile anlaşmazlıkları bulunuyor. Katar doğalgazına geçiş izni
vermeyen ve Doğu Akdeniz’de kıyısı olan Suriye’de savaş bütün hızıyla sürüyor.
ABD ve AB, İsrail’in destekçisi olarak bölgede bulunuyor. Rusya, Suriye’ye
yerleşmiş durumda. 40 kilometrelik kıyı şeridine sahip Gazze’nin bile
varsıllıkta payı var. İsrail, Gazze ambargosunu bu nedenle kaldırmıyor,
Filistin’lileri toplu göçe zorluyor. Bölge ülkeleri arasındaki siyasi ve
ideolojik farklılıklar, istikrar sağlayacak kalıcı MEB anlaşmalarını
engelliyor.14
AKP
sözcülerinin, isteklerin yerine getirildiğini söyleyerek başarıymış gibi
gösterdikleri İsrail uzlaşması, kurtlar sofrasında gerilim ve çatışmaların
olanca hızıyla sürdüğü bir ortamda yapıldı. Bu uzlaşmanın yapılacağı, Mavi
Marmara’ya saldırıldığı günden beri belliydi. Ekonomik ilişkiler kesilmemiş;
özür, para talebi, Gazze ambargosu gibi göstermelik istemlerle halk
kandırılmıştı.
AKP’nin;
ABD’nin, bağlı olarak İsrail’in politikalarına aykırı davranması mümkün
değildir. Yaşananlar bunu açıkça göstermektedir. Anlaşma için, İsrail’in,
doğalgazı çıkarması
beklenmiş, bulunan gazın pazarlanması aşamasına gelindiğinde anlaşma
yapılmıştır. Uzlaşmanın zamanlamasını bu aşama belirlemiştir. Bu anlaşma,
Türkiye’nin bir dış politika atılımı değildir. İsrail'e büyük bir zenginlik
katacak girişime destek vermektir.
DİPNOTLAR
(×) “İsrail-Türkiye Anlaşmasında Enerji Ne
Kadar Rol Oynadı?” www.bbc.com
1 “İsrail’i Çıldırtacak Hitler Sözü Erdoğan
Söyledi” www.internethaber.com
2 a.g.s.
3 www.nediyor.
com.
4 https://www.aydinlik.com.tr/158192
5 “Mesele Mısır ve Suriye Değil; Doğu
Akdeniz” Dr.Nejat Tarakçı www.pau.edu.tr
6 “PKK’ya Yardım Eden Ülkeler; Kimi Silah
Vererek Kimi de Eğiterek” haber365com.tr
7 “İsrail’de PKK Kampları”
bpakman.wordpress.com
8 “Çelik: İsrail Devleti ve Halkı Türkiye’nin
Dostudur” www.aljazeera.com.tr
9 “Erdoğan’ın
Kudüs Açıklaması İşgalci İsrail’i Rahatsız Etti!” www.haksozhaber.com
10 https://m.facebook.com/BanuAVAR/
11 “Erdoğan’ın ‘İşgal devleti’ dediği İsrail
ile işler yolunda”, www.evrensel.net
12 agg.
13 “Doğu Akdeniz’de Doğalgaz Planı”
www.hurriyet.com.tr
14 “Doğu Akdeniz’de Rezerv Yüz Trilyon doları
Buluyor” Doç.Dr.Vedat Yorucu www.eud.org,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder