1 Mayıs
1975 günü, Vietnam Ordusu Vietkong birlikleriyle birlikte Saygon’a girdi ve
dünyanın süper gücü ABD’yi bozguna uğratan son noktayı koydu. ABD Ordusu,
savaşmak için getirdiği hava ve deniz araçlarının tümünü bu kez kaçmak için
kullandı ve Vietnam’da tarihinin en büyük askeri yenilgisini aldı. 1 Mayıs
1975, 20.yüzyılda Türk Kurtuluş Savaşı’yla başlayan ulusal bağımsızlık
savaşlarının doruk noktasıdır ve yoksul bir ulusun birliğini sağlaması
durumunda neleri başaracağını gösteren evrensel bir utkudur (zaferdir). Alttaki
yazıyı, Vietnam halkının yüz yıl süren ulusal bağımsızlık savaşımına
(mücadelesine) saygımızı göstermek için yayınlıyoruz.
Acılı Geçmiş
Çinhindi yarımadasının doğusunda yüzde 80’i dağlık olan
doğayla çetin bir savaşım içindeki bu ülkenin, neden bu kadar acılı bir tarihe
sahip olduğu hep sorulmuştur. Vietnam Devrimi; tarih boyu
biriken acıların bir sonucu, uzun yüzyıllara yayılan sabırlı katlanışın dışa
vurumu ve destansı bir karşı çıkıştır.
Yoksul bir
ulusun, dünyanın bilinen bütün teknolojik güçlerine karşı gösterdiği toplumsal
direnç ve savunma gücünü, bunun dışında açıklamak olası değildir.
İşgaller ve Mücadeleler Tarihi
Vietnam’ı önce Çinliler boyunduruk altına aldı. Onbeş
yüzyıl süren tutsaklık, doğal olarak Vietnam halkı üzerinde kalıcı etkiler
yaptı.
Vietnamlılar M.S.939-1428 arasında güçlü merkezi bir
krallık kurdu. 15.Yüzyılda yeniden başlayan Çin baskısı, kısa bir süre sonra,
bir daha gelmemek üzere yerini Avrupalılar’a bıraktı.
1535
yılında, 16.yüzyılın yenilmez armadası Portekizliler geldi. Onları kısa
aralıklarla İngilizler ve Hollandalılar izledi. 1859 yılında asker çıkarmaya
başlayan ve Vietnam üzerindeki egemenliğini tam olarak 1883’de kuran Fransızlar
ise 18.yüzyılın ortalarında gelmeye başladı.
Ulusçu Devinimler
Başka sömürge ülkelerde olduğu gibi Vietnam’da da ilk
ulusçu eğilimler 19.yüzyıl sonu ile 20.yüzyıl başlarında ortaya çıkmaya
başladı. Fransız eğitimi almış aydınlar, orta sınıf temsilcileri ve öğretmenler
bu eğilimlerin öncülüğünü yaptılar.
19.Yüzyılın ulusçuları, sömürgeciliği ve ona karşı
verilecek savaşımın yöntemlerini bilmiyorlardı. Kurulması gereken yeni düzen
konusundaki tutarlı bir düşünceleri yoktu. Düşünce ve davranışlarında Batının
etkisinden tam olarak kurtulamıyorlardı. Aydınların bir bölümü sömürgeci
çemberin kendiliğinden kalkacağını ve Fransızların Vietnam’a 1789 ruhunu
getireceğine inanıyordu.
Yetersiz Önderlik
Vietnam’da işgalcilere karşı sürekli savaşımı ve devrimci
özü kazandıran ilk önder, Phan Boi Chau’dur. Aydın bir aileden gelen ve
Batı eğitimiyle yetişen Phan Boi Chau, Vietnam’ın geleceği için içerde
ve dışarda çalışan devrimcilerin tümüne esin kaynağı oldu. Sömürgeci güçlere
karşı durmaksızın sürdürdüğü etkili savaşım, onu, halk katında bir efsane
haline getirmişti.
Ancak, politik ünüyle, ulusal bağımsızlık ve
anti-emperyalist savaşım bilinci ters orantılıydı. Önce, iki arkadaşıyla
birlikte Japonya’ya gitti. Vietnam’ın Japonların yardımıyla kurtulacağına
inanıyordu. Japonya’da öğrenim gören Vietnamlılardan bir ordu oluşturacak ve bu
orduyu Vietnam’a gönderecekti.
1908
yılında Doğu Asya Birliği adıyla bir örgüt kurdu. Bir süre sonra Çin’e
gitti. Çin devrimcilerine; Vietnam’ın kurtuluşu için yardım etmelerini,
kurtuluştan sonra da Vietnam’ın Çin tarafından üs olarak kullanılmasını
önermişti. Chau, Vietnamlı aydınların başlıca görevinin; seçkin
Vietnamlılar kesimiyle Fransa’daki ilerici kamuoyu arasındaki ilişkilerin
geliştirilmesi olduğunu söylüyor ve bunu stratejik bir saptama olarak ulusal devinime
öneriyordu.
Ulusal Devrim Partisi
1927 Yılında Vietnam Ulusal Devrim Partisi
kuruldu. Önceki dönemlere göre bağımsızlığı daha çok öne çıkaran bu parti,
terör ağırlıklı eylemlere girişti. Hazırlıksız şiddet, ayrılık ve kopmaları
getirdi. Parti içinde, birbirlerinin başarısızlığından güç almaya çalışan
ılımlılar ve sertlik yanlıları olarak iki küme oluştu.
Girişilen
hemen tüm eylemler şiddetle bastırıldı. Son olarak 1930 Şubat’ında, Kuzey
garnizonunda başlatılan ayaklanma başarılı olmadı ve Ulusal Devrim Partisi’nin kadroları dağılmaya başladı.
Bunların bir bölümü çatışmalarda öldü, bir bölümü de kurşuna dizildi. Ölüme
mahkum olanlar sömürge yönetimi ve Fransız gazetelerinin bile saygısını kazanan
bir soğukkanlılık içinde öldüler.
Komünist Parti ve Ho Şi Minh
Ulusal Devrim Partisi’nin kadroları saf dışı bırakıldığı
günlerde Komünistler ortaya çıktı. O güne dek ismi pek duyulmamış olan Nguyen
Ai Quoc’un (sonradan Ho Şi Ming adını alacaktır) 1930 Şubat’ında Çinhindi
Komünist Partisi’ni kurdu. Benzer
yöntemlerle savaşım veren Komünist Parti, Ulusal Devrim Partisi’nden aldığı kadrolarla, ülkenin içinde
bulunduğu karışık durumdan yararlanarak hızla büyüdü.
Komünist Parti, yeni baskı uygulamaları ve pirinç
zammına tepki gösteren kitleleri, eyleme çekmekte başarılı oldu ve 12 Eylül
1930’da Kuzey Vietnam’da köylüleri ayaklandırdı.
Kitlesel Eylemler
12 Eylül 1930, Vietnam bağımsızlık savaşımının dönüm
noktasıdır. O gün eylem içine giren Vietnam halkı, bağımsızlık savaşının
kazanıldığı 1975’e dek 45 yıl, sürekli savaşım içinde oldu. Ulusal devinim,
aydın eylemi olmaktan çıkarak bir halk savaşına dönüştü.
Dünya’nın
en büyük ordularından, Fransa daha sonra ABD, yenilgiye uğratıldı. Yüzyıllarca
önce Çinli işgalcilere karşı kullanılan saklanmış hendekler, doğaya gizlenmiş
tuzaklar ve kilometrelerce kazılan yeraltı tünelleriyle, iki büyük askeri süper
güç, silah savaşımla ülkeden çıkarıldı.
Sınıfsal Değil Ulusal Savaşım
Komünist
Parti, 1930
yenilgisinden sonra, sınıf savaşımını ikinci plana atarak ulusal savaşımı ve
buna uygun örgütlenme biçimini öne çıkardı. Ho Şi Minh’in elden ele
dolaşan yazıları, dilden dile dolaşan sözleri, sürekli ulusal bağımsızlık ve
özgürlükleri işliyordu. Bu dönem, Ho Şi Minh’i ulusal kahraman haline
getiren ve devrimci hareketin tüm Vietnam’a yayıldığı bir dönem oldu.
İdeolojik Karışma
Savaşımın kitleselleşmesi, ulusal birliği sağlamanın
önündeki engelleri gidermedi, tam tersi arttırdı. Sınıf mücadelesini ikinci
plana atsa da Komünist Parti’nin Komintern ve Sovyetler Birliği ile bağımlılık doğuran ideolojik ilişkileri
sürüyordu.
Stalin-Troçki çatışması, Vietnam’a da yansıdı ve burada
güçlü bir örgüte sahip Troçkistlerle Stalinistler birbirine karşı, silah dahil
yoğun bir çatışma içine girdi.
1931 yılında Japonya Çin’e saldırdığında Sovyetler
Birliği, bütün Asya komünistlerini Japon saldırısına karşı ortak savaşıma
çağırdı. Bu ani siyaset değişikliğini, Çinhindi Komünist Partisi büyük
bir bağlılıkla uyguladı. Ancak, ülke dışındaki bir olay için yapılan siyaset
değişikliği Vietnam’daki bağımsızlık savaşımına zarar verdi.
Japonlar’a karşı birleşmek adına, sömürgeci güçlerle
işbirliği yapıldı. Bu büyük yanılgı Fransa’yı rahatlattı. Kimi yumuşama
eğilimleri gösterse de bu fazla uzun sürmedi ve Fransa 1939 yılında Komünist
Parti başta olmak üzere, siyasi etkinliklerin tümünü yasakladı. Vietnam halkı
ulusal bağımsızlık savaşımını bir türlü, tam anlamıyla kendi istenci (iradesi)
altına alamıyordu.
1939’da
yeraltına çekilen Komünistler, uzun süre Sovyet hükümetinin belirlediği
siyaseti izledi. Üstelik bu dönemde Rusya’dan herhangi bir askeri ya da akçalı
yardım da görmediler. Bunun üzerine bir süre sonra Çin’e yanaştılar. Oysa Çin o
aşamada Vietnam’a yardım yapacak durumda değildi.
Kendi Gücüne Güvenmeme
Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1939 yılında, Fransız
sömürgeci işgali başlayalı 80 yıl olmuştu. Onca özveri ve savaşıma karşın
bağımsızlık yolunda elle tutulur bir başarı sağlanamamıştı. Avrupa kendi içinde
kanlı bir savaşa tutuşurken Vietnam Devrimi’nin öncü kadrosu hala, Fransız
sömürgeciliğinin ancak dış desteklerle ortadan kaldırılabileceğine, askeri ve
siyasi destek bulamadıkları sürece, kurtuluş yolunda fazla bir şey
yapılamayacağına inanıyordu. Halkına ve kendi gücüne güven, ulusal eyleme
ağırlığını hala koyamamıştı.
Japonlar,
19 Haziran 1940’dan sonra Vietnam’a geldi ve ülkeyi Fransızlarla birlikte
kullanmaya başladı. Fransızlara karşı Japonlardan yardım uman ulusçular, 1944’e
dek etkili bir eylem içinde olamadı.
Devrimci Birlik (Vietminh)
Bu dönemde sessiz kalınmasının bir başka nedeni,
savaşımın biçim ve anlayışında köklü bir değişimin yapılıyor olmasıydı. Ho-Şi
Ming, Mayıs 1941’de, Vietnam’ın Bağımsızlığı için Devrimci Birlik ya
da kısa adıyla Vietminh’i kurdu. İşbirlikçi olmayan tüm ulusal güçleri
çatısı altında savaşıma çağıran Vietminh, bir ulusal cephe örgütüydü.
Bu örgüt yalnızca köylüleri ve işçileri değil; yurtsever
toprak sahiplerini, sömürgeciliğe karşı tavır alan güneyli tarikatları,
Katolikleri ve aydınları bir araya getirmeyi amaçlamıştı. İzlencesinde
(programında); Fransa’nın Vietnam adına Japonya ile imzalamış olduğu
anlaşmaların reddedilmesi, işbirlikçi olmayan herkesle işbirliği, işgal
yönetimiyle uzlaşanların hain ilan edilerek topraklarının yoksul köylülere
dağıtılması, genel oy hakkı, demokratik özgürlüklerin sağlanması, siyasal af ve
ekonomik istemler vb. yer almaktaydı.
Vietminh ve izlencesi başarılı oldu ve bu
yeni örgüt Komünist Partisi’nin yerini aldı. Ulusal güçler hızla bir
araya gelmeye başladı. Yurt dışında komünistlerin azınlıkta olduğu bir geçici
hükümet kuruldu. 1944 yılının sonlarına doğru ilk düzenli silahlı birlikler
kurulmaya başlandı. Vietminh, 13 Ağustos 1945’de ayaklanma ilan etti ve
16 Ağustos’da Honoi’ye, 25 Ağustos’da Saygon’a girdi. 2 Eylül’de siyasi
bağımsızlık ilan edildi.
Kısa Süren Bağımsızlık
Vietnamlılar çok uzun yıllar, uğruna savaşım verdiği
bağımsızlığa fazla sevinemedi. Yüzyıllar süren sömürgecilik ve çatışmalar, bu
acılı ulusu yoksulluğa sürüklemişti. 1945 başlarında, orta ve güney Vietnam’da
ortaya çıkan kıtlık tam 2 milyon insanın açlıktan ölmesine yol açtı.
Vietminh’in kurulması ve izlediği siyaset, o güne dek
bir türlü gerçekleştirilemeyen ulusal birliği sağlamıştı. Dış etkilerin
belirleyiciliğinden kurtularak kendi gücüne dayanmak ve bağımsız karar verme,
Vietnam’ı özlediği ulusal birliğe, çok uzun ve kanlı yıllardan sonra olsa da
ulaştırmıştı.
1941’de
ulusal birlik anlayışıyla kitlelere açılan Ho Şi Minh’e başlangıçta hiç
kimse önem vermemişti. Yeni siyaset kısa sürede başarı getirmiş ve bu başarının
mimarı Nguyen Ai Quoc, tüm Vietnam’da yeni adıyla, Ho Şi Minh
(ışığa kavuşturan kişi) olarak büyük ün kazanmıştı. Vietminh öylesine
büyümüş ve kitlelere yayılmıştı ki Komünist Partisi adeta "Marksçı
araştırmalar yapacak basit bir düşünce derneğine dönüşmüştü”. 1
İçte Birlik Dışta Sorun
İçte, Ho Şi Minh’in birleştirici tutumu ile
ayrılıklar aşıldı. Ancak, dış sorunlar ulusal bağımsızlık konusundaki özgüven
eksikliği nedeniyle aşılamıyordu. Çin, kuzeyde Vietnam üzerinde daha çok söz
sahibi olma isteği içindeydi. Vietminh ise ABD ile iyi ilişkiler
kurmaya, onlar tarafından tanınmaya ve Birleşmiş Milletler’e alınmaya önem
veriyordu.
O günün,
dünya siyasi modası, Vietnam’ı da etkilemiş, ABD desteğini almanın birçok
sorunun çözümünü sağlayacağına inanılmıştı. Ho Şi Minh Şubat 1948’te,
ABD başkanı Truman’a yazdığı mektupta; “Amerikalılar, Filipinler’in
bağımsızlığını destekledikleri gibi, Vietnam’ın da bağımsızlığını
desteklemelidirler” diyecektir. 2
Yeniden İşgal
Bu tür ‘iyi
niyetli’ diplomatik istemler, kısa sürede ‘boş istekler’ haline geldi ve Vietnam halkı, tarihinde gördüğü en
acı ve en vahşi yeni bir savaş dönemine girdi. Fransız birlikleri, 25 Eylül
1945 günü Güney Vietnam’a çıkarma yapmaya başladı.
Vietminh hükümeti, ABD’ye başvurarak Fransızların
2.Dünya Savaş’ında Çinhindi’nde Japonlarla işbirliği yaptığını, kendilerinin
ise Vietnam’a demokrasi getirmeğe çalıştığını belirtip, bu yönde
gerçekleştirdikleri iyileştirmeleri sıralıyarak, ABD’den Fransız işgalini
durdurmasını istedi.
ABD, o
dönemde bu tür işgallere karşı çıkacak demokratik bir ülke olarak görülüyordu.
Amerikalılar bu isteklere doğal olarak aldırmadı. Dünyanın paylaşımına son
biçim henüz verilmemişti. Sovyetler Birliği, ABD ve İngiltere bu biçimi
Potsdam’da verdiler ve buradan Vietnam’ın hiç beklemediği bir sonuç çıktı.
Ho Şi Minh’in Çağrısı
Ho Şi Minh 1946 Aralığında halka bir çağrı yaptı. Bu
çağrı, ulusal birliği halk savaşının her aşamasında yaşama geçiren bir ilke ve
kitleleri yurt savunmasında birleştiren bir ulusal ant oldu.
Ho Şi Minh’in halka yaptığı çağrı şöyleydi: “Din,
parti, köken ayırımı gözetmeksizin herkes, erkekler ve kadınlar, gençler ve
ihtiyarlar, Fransız sömürgeciliğine karşı savaşmak için, yurdunu kurtarmak için
ayaklansın! Tüfeği olan tüfeğini, kılıcı olan kılıcını kullansın! Ve eğer
kılıcı da yoksa kazma, kürek tırpan kullansın...” 3
1949’a dek süren anti-sömürgeci savaş, Çin’de Mao’nun
Çang Kay Şek’i yenmesiyle önemli bir desteğe kavuştu. Sovyetler Birliği
ve Çin, 1950 Ocağında Vietnam Cumhuriyetini tanıdı. ABD ise, soğuk savaşın en
hızlı dönemi olan o günlerde, Fransız işgal kuvvetlerinin desteğiyle, Güney’de
kurulan kukla hükümeti tanıdı. Ardından, Fransızlara askeri yardımda bulundu.
Vietnamlılar birkaç yıl önce ulusal bağımsızlık için yardımını istedikleri
Amerikalıların gerçek niteliğini görmüş oldu.
Vietnam
sorununu çözmek için Cenevre’de toplanan konferans 21 Temmuz 1954 yılında
kapandığında Vietnam, 17.Paralelle ikiye bölünmüştü. Kuzeyde Bağımsız
Demokratik Vietnam Cumhuriyeti (Kuzey Vietnam) Güneyde, Batı desteğinde, Vietnam
Cumhuriyeti (Güney Vietnam).
Bölünme ve ABD İşgali
Kuzey Vietnam’ın çevre ülkelere örnek olmasından çekinen
ABD, özellikle CIA (Central Intelligence Agency) ajanları aracılığıyla Saygon’a
yerleşti. Güney Vietnam’ın başına getirilen Ngo Ding Diem, baskıcı bir dikta
devleti kurdu.
Diem, Cenevre Antlaşması gereğince 1956 yılında
yapılması gereken seçimleri yapmadı ve siyasi çalışmayı yasakladı. Bu
uygulamalara, Kuzey Vietnam ve Çin’den başka karşı çıkan olmadı. Vietnam iç
savaşı da içeren yeni ve kanlı bir çatışma dönemine daha girdi.
1959 yılında Güney’de, başını komünistlerin çektiği bir
ayaklanma ortaya çıktı. 20 Aralık 1960’da Güney Vietnam Ulusal Kurtuluş
Cephesi (Vietkong) kuruldu. Vietminh gibi tüm ulusal güçleri
bünyesinde toplayan Vietkong kısa sürede büyük bir güç durumuna geldi.
Vietkong’un
Diem’e karşı savaşımına Budhacılar
da katıldı. Budhacı 8
rahibin Diem rejimini protesto etmek amacıyla arka arkaya kendilerini
yakması etkili oldu. Toplumsal karşıtçılığın bu denli artması Diem’in
sonunu getirdi. ABD, CIA’nın yönlendirmesiyle, bir askeri darbe düzenledi ve
yönetime kendisinin getirdiği Diem öldürüldü. Yeni bir cunta hükümeti
kuruldu.
ABD ve Savaş
Hükümet değişikliği, Güney’deki karmaşayı gidermedi. ABD
başkanı Kennedy, Vietnam sorununu çözmek için bölgeye Amerikan askeri
gönderdi. 16 bin kişilik bu ilk kuvvet dolaysız bir biçimde çatışmalara sokuldu
ve ABD tarihinin ilk askeri yenilgisini alacağı Vietnam savaşına bulaşmış oldu.
Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Kruşçev,
6 Ocak 1961’de bağımsızlık savaşlarını destekleyeceğini bildirmiş ve bu
bildirime uygun davranarak desteğe başlamıştı. Sovyet ve Çin yardımıyla Vietnam
sorunu, uluslararası askeri ve siyasi bir sorun durumuna gelerek olağanüstü bir
boyut kazandı.
Uzun
yıllar süren savaşlar nedeniyle zaten yorgun ve bitkin duruma gelmiş Vietnam
halkı, kendisini bu kez bir cehennem içinde buldu. Sıradışı bir ulusal
dirençle, dünyanın tartışmasız süper gücü olan ABD’yi ve onun ileri
teknolojiyle donatılmış ordusunu yendi. Vietnam, ABD Silahlı Kuvvetlerinin
1961’de gelişinden tam 14 yıl sonra, 1 Mayıs 1975 yılında, tam olarak,
bağımsızlığına kavuştu.
ABD’nin Vietnam’a Yaptığı
ABD Hava Kuvvetleri Vietnam’a, yalnızca 1965-1968 yılları
arasındaki üç yıl ve 1972 yılındaki 6 aydan oluşan 3,5 yıllık bir zaman dilimi
içinde tam bir milyon yüz bin ton bomba attı. Bunun ne anlama geldiği, 4 yıllık
2 dünya savaşında pasifik çatışmaların tümünde 650 bin ton bomba kullanıldığı
bilinirse açıkça ortaya çıkacaktır.
14 yıllık
savaş içinde, ABD kaynaklarına göre, 55 bin Amerikalı, 200 bin Güney Vietnam’lı
asker, 725 bin Kuzey Vietnam ve Vietkonglu asker ve 500 bin sivil olmak üzere
1,5 milyon insan öldü. ABD, 1972 yılında savaşa, 580 bin Amerikalı, 64 bin
Koreli, Taylantlı, Avustralyalı, bir milyon sekiz yüz bin Güney Vietnamlı asker
ile 3500 helikopter ve 2000 savaş uçağı sürmüştü. 4
Rus ve Türk Devrimi’nin Vietnama Etkisi
1917 Rus ve 1923 Türk Devrimleri, Vietnam Ulusal
Savaşımını da olumlu yönde etkilemiştir. Türk Ulusal Bağımsızlık Savaşı,
Vietnam’da ilgi uyandırmış, sömürgeci büyük devletleri yenmenin mümkün oluğunu
onlara göstermiştir.
Bağımsızlığa
kavuşup Kalkınmanın ancak Fransız yardımıyla sağlanabileceğine inanılan bir
dönemde, yoksul ve yalnız Anadolu halkının başarısı, Vietnamlı ulusçulara yeni
bir ufuk açtı. Bu ufkun boyutu, Ho Şi Minh’in; “Türk halkı hayranlık
verici bir cesaret ve fedakarlık ruhuyla uğursuz Sevr anlaşmasını yırttı ve
bağımsızlığını kazandı. Emperyalizmin düzenlerini yendi ve sultanın tahtını
devirdi. Bitkin, parçalanmış ve çiğnenmiş bir ulusu, birleşmiş ve güçlü bir
cumhuriyet haline getirdi, devrimini yaptı” biçimindeki sözleriyle ortaya
çıkmaktadır. 5
DİPNOTLAR
1 “Sosyalizm
ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi” İletişim Yay., 4.Cilt, sf.1051
2 “Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler
Ansiklopedisi” İletişim Yay.,
4.Cilt, sf.1052
3 a.g.e. sf.1045
4 a.g.e. sf.1051
5 “Büyük Larausse” Gelişim Yay.,
sf.5293
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder