Türkiye’de
bugüne dek değişik büyüklükte 204 KİT, 94 kuruluşta bulunan kamu payları (halka
arz ve İMKB’de hisse satışı yoluyla), 10 liman, 81 elektrik santrali, 40 Tesis/işletme, 3 bin
483 taşınmaz, 3 gemi ve 36
maden sahası satılmıştır.
Satışların toplam tutarı 68 milyar dolardır.
Satış bedelleri ve sözleşme koşulları incelendiğinde göze çarpan ilk özellik,
satışların düşük bedellerle ve işletmenin bankadaki parasıyla birlikte satılmış
olmasıdır. Kimi satışta bedeller o denli düşüktür ki satılan malın adeta üstüne
para verilmiştir. Seka Balıkesir İşletmesi 1,1 milyon, Amasya Şeker 1,25 milyon
(Balıkesir Seka ve Amasya Şeker’in satış bedeli İstanbul’da ortalama bir
dairenin fiyatı kadardır), PETKİM 273,7 milyon, Seydişehir Alüminyum (tüm
taşınmazlar ve barajıyla birlikte) 305 milyon, SEKA Aksu İşletmeleri 3,5
milyon, Eti Bakır 21,8 milyon, TÜPRAŞ 453,9 milyon dolara satılmıştır.
Demokrat
Parti ve Özelleştirme
Özelleştirmeyi ilk kez izlencesine (programına) alan parti
Adnan Menderes’in Demokrat Partisidir. ABD’nin Türkiye’ye girişiyle
birlikte kurulan ve CHP’yle ABD’ye yaranma yarışına girişen bu parti; KİT’lerin
kuruluşundan kısa bir süre geçmiş
olmasına ve yokluklar içindeki halkın gereksinimlerini
karşılamasına karşın, elden çıkarılması gerektiğini söyleyebilmiştir.
İzlencesinin 48 ve 51. Maddeleri'nde
şunla söylenmektedir;“Devlet
tarafından kurulmuş olan... Devlet işletmeleri, elverişli koşullarla özel
teşebbüse devredilmelidir... Devlet tarafından işletilen, bu nedenle de ülkede iş
hacmini daraltan, hayatı pahalılaştıran devlet tekeli fabrikalarının, elverişli
koşullarla özel teşebbüs ve özel sermayeye devredilmesinden yanayız”.1
Demirel Ne Diyor
Çok partili düzenden sonra yönetime gelen siyasetçilerin
hemen tümü, özelleştirmeden yana oldular. Örneğin, bir zamanlar KİT açmakla
övünen Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı olduktan sonra kararlı bir
özelleştirmeci oldu. Demirel, TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın, 10
Aralık 1999 tarihinde düzenlediği “Sanayi Kongresi 99” adlı toplantıda
şunları söyledi: “Türkiye şimdiye kadar özelleştirme falan yapmadı. 6 milyar
dolarlık özelleştirme yapıldı, bu 6 milyar dolar da masraflara gitti.
Türkiye’nin elinde 100 milyar dolarlık tesis var. Türkiye eğer bu tesisleri
özelleştirmezse bütçesini denkleştiremez. Devlete dayanarak ekonomiye artık
hayır”.2
Demirel, 6 milyar dolarlık
özelleştirme gelirinin tümünün “masrafa” gitmişken 100 milyar dolarlık özelleştirme
gelirinin neden “masrafa” gitmeyeceğini
açıklamadı.
Tansu Çiller, Devlet ve KİT’ler
DYP’nin Genel Başkanı ve 50. DYP-CHP Hükümetinin
Başbakanı Tansu Çiller; 1994 yılında
özelleştirmeyi savunurken Kemalist Cumhuriyete cepheden saldırıyor ve şunları
söylüyordu: “Türkiye’de KİT’ler her dört
günde, bir trilyon lira zarar etmektedir. Bu kurumları yıkmak zorundayız.
Eğitimin önünü açmak için, daha iyi sağlık hizmeti sunmak için buna mecburuz.
Türkiye’de herşey devletin egemenliği altında. Kendi bölgesinde son sosyalist
devleti yıkacağız. Çocuklarınıza, biz onu yıktık diyeceksiniz”.3
Yüksel Yalova ve Ebu Bevval (*)
(* Ebu Bevval: Ünlü olup tarihe geçmek
için zemzem kuyusuna işeyen Bedevi.)
57.Ecevit Hükümeti’nin Devlet Bakanı Yüksel Yalova özelleştirme konusunda söyledikleriyle şimdiden Türk
siyasi tarihine geçmiş bulunmaktadır.
16 Kasım 1999 günü düzenlediği basın toplantısında, Devlet Personel Yasası kendisini
bağlamıyormuş gibi; kamu kurumlarında genel müdür olabilmeyi “özelleştirme yanlısı olmak” koşuluna
bağlayarak şunları söyledi: “Bana gelip
açık açık ‘özelleştirmeye inanmıyorum’ diyen genel müdürü görevde tutarsam
ülkeme ihanet etmiş olurum. Özelleştirme felsefesine inanmış insanları göreve
getirmeye devam edeceğim”.4
Bülent
Ecevit’in Söyledikleri
Demirel’in bu açıklamayı
yaptığı günlerde Başbakan Bülent Ecevit, gösterişli medya yayınlarıyla
Dünya Ekonomik Forumu’na katılmak üzere Davos’a gitti. Basın, Bülent Ecevit’in
‘seyyar satıcılar gibi’ yanında yabancı sermayeye satmak üzere 53 KİT’in
tanıtım dosyası götürdüğünü yazdı. Ecevit, yabancı sermayeyi, kendi
ülkelerinde bulamadığı ayrıcalıklarla Türkiye’ye çağırdı. Bu çağrıyı yapan
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Davos’ta, Fethullah Gülen okullarını
kıvanç duyarak övüyor, trene binmeyi çok romantik bulduğunu açıklıyor ve Turgut
Özal dönemindeki uygulamalar için; “ekonomide atılan adımlar muhteşemdi”
diyordu.
Bülent Ecevit, İsviçre’nin kayak
merkezinde yabancı sermaye temsilcilerine şunları söylemişti: “Türkiye
sizler için bulunmaz bir fırsattır. Bu toplantı dış sermayeye katkı için
Türkiye’nin olanaklarının sergilenmesi bakımından büyük fırsattır. Biz,
dünyadaki yatırımcıları yalnızca Türkiye için değil, tüm bölgenin kalkınması
için katkıda bulunmaya çağırıyoruz. Gerek Doğuda gerek Batıda bunun faydalarını
göreceğiz ve böylece dünyayı kalkındırmış olacağız”.5
Eyüp Aşık
Mafya ile ilişkileri basında yer alması nedeniyle
görevinden ayrılan Devlet Bakanı Eyüp
Aşık’ın, TEKEL’in özelleştirilmesi ile ilgili sözleri çok ilginçtir. Eyüp Aşık, Amerikan sigaralarının
Türkiye pazarında yarışamadığı Samsun sigarasının, neredeyse iki yıllık kazancına
karşılık satılmak istendiği günlerde şunları söylüyordu: “Halen atıl durumda bulunan ve bir işe yaramayan TEKEL binalarını
sembolik ücretlerle çeşitli kuruluşlara devrediyoruz... TEKEL’in, çöpüne kadar
her şeyini satacağız. Bana göre tek çöp bırakılmamalıdır”.6
“Babalar Gibi Satmak”
Kemal Unakıtan
AKP’nin kurduğu 58, 59 ve 60.Hükümetlerde Maliye Bakanlığı yapmış bir kişiydi.
Konumuna uygun düşmeyen garip açıklamalarda bulunuyor, ciddiyetsizliği devlet
katına taşıyordu. R.Tayyip Erdoğan’ın
“Kemal Abi” dediği bu kişi; Tansu Çiller
gibi, Cumhuriyet’e, Eyüp Aşık gibi
KİT’lere saldırıyor, söylemleriyle Yüksel
Yalova gibi Ebu Bevval tutumuyla ünlü olup tarihe geçmeyi hak
ediyordu. Şöyle konuşuyordu: “KİT’ler
satılmasın diyenler var. Babalar gibi satarım. Parayı veren düdüğü çalar…
Sümerbank’ı tarihten sildik”.7
Recep
Tayip Erdoğan
Başbakan Recep Tayip Erdoğan,
Cevahir İş Merkezi’ni açarken
gazetecilere şunları söylüyordu: “Yatırım
için dünyanın tüm girişimcileriyle tek tek ve her yerde görüşürüm. Bakanlarıma
da her yerde görüşmelerini tavsiye ederim. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla
mükellefim”.8
R.Tayyip Erdoğan özelleştirme uygulamalarının hız kazandığı 2005 yılında, özelleştirmeyle
ihanet kavramlarını birleştiren bir konuşma yaptı ve bu konuda Yüksel Yalova’yla
aynı yerde buluştu. Şunları söyledi: “Ekonomi
mükemmel gidiyor… Özelleştirme yapmazsak halka ihanet etmiş oluruz… Erdemir’i
yabancılara söz verdim, yerli firma olmaz”.9
Metin Kilci
Metin
Kilci, 2003-2009 yılları arasındaki ÖİB Başkanlığı yapmış bir
kişidir. Başkanlığı dönemindeki 6 yılda, 1986-2014 arasındaki 28 yılda yapılan
tüm özelleştirmelerin yüzde 52’sini gerçekleştirdi. PETKİM, Seydişehir
Aleminyum, TÜRK TELEKOM, TÜPRAŞ, Başak Sigorta, ERDEMİR, ETİ Bakır, ETİ Gümüş,
Elektrik Dağıtımı, ETİ Krom gibi stratejik KİT’ler önemli limanlar onun
döneminde satıldı.10
Metin
Kilci, gazetecilere yaptığı açıklamalarda, yaptığı işin
doğruluğundan kuşku duymadığını ancak yapılan eleştirilere üzüldüğünü söyledi.
Oğlu bile, ona “baba sen vatan haini misin?”
demiş. Bir arkadaşının oğlu, kendisini televizyonda görünce babasına, “baba sen bu vatan hainiyle hala konuşuyor
musun” diye sormuş. Bunları, Kilci
kendisi anlatıyor.11
Metin Kilci,
Seydişehir Alüminyum yok pahasına satıldığı günlerde, Seydişehir halkı çoluk
çocuk sokağa dökülmüşken şu sözleri söylemişti: “Bir ya da birkaç yıllık kârına satılıyor diye özelleştirmeden
vazgeçmeyeceğiz. Üstelik kâr eden kuruluşlar daha kolay satılıyor.
Özelleştirme, çalışma potansiyelinden başka bir şeyi olmayan kuruluşların
satılmasından ibaret değildir”.12
AKP ve Özelleştirme
Özelleştirmelerin gerçek uygulayıcısı AKP’dir. Çünkü
Türkiye’de bugüne dek yapılan özelleştirmelerin yüzde 88’ini bu partinin
hükümetleri yapmıştır. Satılan devlet malları içinde 204 stratejik şirket ve
fabrika ile 3483 taşınmaz vardır. Satılan işletmeler büyük sanayi
kuruluşlarıdır ve Türkiye’nin üretim gücünün önemli bir bölümünü
oluşturmaktadır. Taşınmazlar içinde; büyük kentlerde yüksek değerli arsalar,
limanlar, akarsu santralleri, lüks oteller (İzmir Efes, İstanbul Tarabya, Bursa
Çelik Palas), depolar, v.b. bulunmaktadır.13
KİT’ler Zarar Ediyor mu
KİT’lere 1985–1995 yılları arasında hemen hiç yatırım
yapılmamıştı. KİT yatırımlarının toplam yatırımlar içindeki payı yüzde 38.4’den
yüzde 5.3’e düşürülmüş, istihdam yüzde 13.8 azaltılmış ve serbest sermaye
oluşumu gerçek (reel) olarak yüzde 66 oranında düşürülmüştü. Kilit görevlere,
yetkisiz ve yetersiz ve çoğu kez başarısızlığı amaçlamış kişiler getiriliyor,
üst düzey çalışan değişik yöntemlerle görevlerinden uzaklaştırılıyordu. KİT
ürünlerinin yarışma (rekabet) olanaklarını ortadan kaldıracak olan her tür
uygulama geniş bir biçimde yapılıyordu.
Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ‘enflasyonu önlemek
için’, enflasyonun yüzde yüzlere çıktığı bir ortamda KİT ürünlerine 6 ay zam
yapmama kararı almıştı. KİT’ler, bilinçli olarak iç ve dış borç sarmalına
sürükleniyor, geçmiş yıl kur ayrımları ve faizleri gider olarak kâr–zarar
hesaplarına geçiriliyordu. Hükümet buyruğu altındaki devlet kuruluşlarını koruyacağına
onlara zarar veriyordu. Bütün bunlara karşın, KİT'ler kar ediyordu.
KİT’ler Zarar Değil Kâr Ediyor
KİT’lerin, zarar değil kâr ettiğini, devletin yetkili
kuruluşları yapmaktadır.
Hazineye yük olmaları bir yana, elde ettikleri kazanç,
ödedikleri vergiler ve yüklendikleri ‘görev
zararlarıyla’ devlet gelirlerine önemli katkı sağlıyorlardı. Bu gerçeği
hiçbir bilânço oyunu örtemiyordu. Hazine Müsteşarlığı’nın verilerine göre,
KİT’ler 1998 yılında 10 katrilyon 559 trilyon lira (39,8 milyar dolar) gelir elde
ettiler.
376.4 trilyon liralık (1,4 milyar dolar) ‘görev zararları’ ve tüm giderler
düşürüldükten sonra 1 katrilyon 144 trilyon lira (4,3 milyar dolar) net kâr
sağladılar. Bu kâr 1999 yılında 1.6 katrilyon liraya çıktı.14
Devletin Söylediği
KİT’lerin kâr etmesi ve Türkiye Cumhuriyeti hazinesine
kaynak yaratması, 1998 yılıyla sınırlı değildi. Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurulu’nun 1996 yılında hazırladığı bir rapora göre KİT’ler Hazine’ye 1992’de
23 trilyon lira (3,3 milyar dolar), 1993’de 39 trilyon lira (2,1 milyar dolar),
1994’de 175 trilyon lira (5,6 milyar dolar), 1995’de 326 trilyon lira (7,4
milyar dolar), 1996’da 837 trilyon lira (10,3 milyar dolar) net katkı
sağlamıştı.15
Tüm olumsuz koşullara karşın KİT’lerin 5 yılda Hazine’ye
yaptığı katkı 28,7 milyar dolardı. Rakamlar enflasyondan arındırılarak gerçek
değerlerine getirildiğinde, yapılan katkının gerçek boyutu daha yukarı
çıkıyordu. 1997 yılında TEDAŞ 148 trilyon, TMO 17.5 trilyon, TEAŞ 11.6 trilyon,
TEKEL 15.2 trilyon kâr etti.16 1998 yılında Türk Telekom 111.5,
Petrol Ofisi 15.7, TKİ 12.8, DHMİ 8.4, Türkiye Şeker Fabrikaları 6.3 trilyon
lira kurumlar vergisi ödediler. Aynı yıl Ankara’da en fazla kurumlar vergisi
ödeyen ilk 10 firmanın 9’u devlet kuruluşuydu.17
Can Çekişirken Kâr Etmek
Özelleştirme kapsamına alınıp ÖİB’na devredilen KİT’ler
bile kâr ediyordu. Oysa ÖİB’na alınmak demek, mezbahaya alınmış kesimlik
demektir. Çalışanları umutsuz ve moralsizdir. İşsiz kalacakları günü
beklemektedirler. Hiçbir gereksinmeleri karşılanmamaktadır. KİT'ler öyle sağlam
kurulmuş ki, bütün olumsuzluklara karşın kâr edebiliyorlardı.
ÖİB’nın verilerine göre bu KİT’lerden 4.7 milyar doları
temettü geliri, 1,5 milyar doları diğer kaynaklar olmak üzere 5,2 milyar dolar
kâr sağlanmıştır.18
Satışın
Boyutu
Türkiye’de bugüne dek değişik
büyüklükte 204 KİT, 94 kuruluşta bulunan kamu payları (halka arz ve
İMKB’de hisse satışı yoluyla) 10 liman, 81 elektrik santrali, 40 Tesis/işletme,
3 bin 483 taşınmaz, 3 gemi, 36 maden sahası satılmış, satışların toplam tutarı 68 milyar dolar olmuştur. Satış bedelleri ve
sözleşme koşulları incelendiğinde göze çarpan ilk özellik satışların çok düşük
bedellerle yapılmış olmasıdır. Kimi satışta koşullar o denli kötüdür ki satılan
malın adeta üstüne para verilmiştir.
Birçok satışta, KİT’in, satış
anındaki parasal varlığı da satış bedelinin içinde kabul edilmiş; alıcı
peşinatın önemli bir bölümünü, bu parayla yani KİT’in kendi parasıyla
ödemiştir.
Özelleştirme konusunda
uzmanlaşmış kimi araştırmacılar, satılan KİT’lerin yenilerinin yapılması için
yarım yüzyıl gerektireceğini söylüyor. Kimisi Türkiye’nin bu kuruluşları
günümüz koşullarıyla bir daha yapamayacağını düşünüyor.
Görüşlerin doğruluk derecesi ne
olursa olsun gerçek, Türkiye’nin yitiğinin çok yüksek olduğudur. Kimi satış
bedelleri o denli düşüktür ki, birçok kimse rakamlara inanmakta güçlük
çekmektedir. Ancak ne yazık ki rakamlar gerçektir ve bunları OİB
açıklamaktadır.
Birkaç örnek verilecek olursa;
Üretim yapan KİT’ler: Seka
Balıkesir İşletmesi (1200 dönüm arazi, 60 bin kapalı olan fabrika, 203 lojman)
1,1 milyon, Amasya Şeker 1,25 milyon
(Balıkesir Seka ve Amasya Şeker’in satış bedeli İstanbul’da ortalama bir
dairenin fiyatı kadardır), PETKİM 273,7 milyon, Seydişehir Alüminyum (tüm
taşınmazlar ve barajıyla birlikte) 305 milyon, SEKA Aksu İşletmeleri 3,5
milyon, Eti Bakır 21,8 milyon, TÜPRAŞ 453,9 milyon dolar.
Oteller: Emekli Sandığı İstanbul Hilton Oteli 255,5 milyon, E.S.İzmir Büyük Efes
Oteli 121,5 milyon, İstanbul Ataköy Otelcilik 62,7 milyon, E.S.İstanbul Tarabya
Oteli 145,3 milyon, E.S. Bursa Çelik Palas 38,9 milyon (emlakçılar bu otellerin
arsa değerlerinin çok daha yüksek olduğunu söylüyor).
Deniz Ulaşım Araçları; Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) Karadeniz Yolcu Gemisi 4,2 milyon,
TDİ Ankara Feribotu 2,5 milyon, TDİ Samsun Feribotu 2,5 milyon, TDİ Turan
Emeksiz Yolcu Gemisi 0,1 milyon (yüzbin dolar), İstanbul Şehir Hatları Hiz. Tüm
gemiler 21,8 milyon dolar.
ÖİB, taşınmazların yeri ve niteliğini
açıklamıyor, bu konudaki isteklere yanıt vermiyor. Taşınmaz bedellerinin düşüklüğünün
tepki çekeceği düşünülmüş olabilir. Her nasılsa Bursa’da 3 dairenin satış
bedelleri verilmiş; 32 360, 44 469 ve 48 439 dolar.19
DİPNOTLAR
1 “Türkiye’de Siyasi Partiler” Prof.T.Z.Tunaya, Arba Y., 2.B., sf. 668
2 Sabah
11.12.1999
3 “KİT
Sistemlerinin İktisadi Değerlendirilmesi, Nicel İrdeleme, Özelleştirme
Sorunları ve Politika Seçenekleri Özet Rapor” KİGEM Yay. 1997, sf.30
4 “Özelleştirme
Karşıtı Görevde Kalamaz” Cumhuriyet, 17.11.1999
5 “Ecevit
53 Projeyle Gitti” Cumhuriyet 28.01.2000
6 Hürriyet 12 Ağustos 1998
7 “Artık
Sümerbank Yok Sömürübank Var”, Mustafa Balbay, Cumhuriyet 02.08.2005
8 Milliyet.om.tr
16.Ekim.2005, sabah.com.tr 16.11.2005
9 “Yabancılara Söz Verdim” Yeniçağ
26.07.2005
10 TC.Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı www.oib.gov.tr
11 “25 Milyar Dolarlık Özelleştirme Yaptım
Oğlum” “Vatan Haini Misin Diye Soruyor” Zaman 22.12.2007
12 “Kârlı Şirket Kolay Özelleşir”
Cumhuriyet 27.05.2005
13 TC.Özelleştirme
İradesi Başkanlığı, www.oib.gov.com
14 Cumhuriyet
10.04.1999
15 “Başbakanlık
Yüksek Denetleme Kurulu Raporu” ak. Ali Nejat Ölçen, “Türkiye Sorunları”
Yıl 6, Sayı 33
16 Milliyet
20.11.1997
17 Dünya
13.05.1999
18 Kaynak Ö.İ.B.
Özelleştirme Uygulamaları I www.oib.gov.tr
19 Ö.İ.B. www.oib.gov.tr, 1985-2014
uygulamalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder