1 Mayıs
1975 günü, Vietnam Ordusu Vietkong birlikleriyle birlikte Saygon’a girdi ve
dünyanın süper gücü ABD’yi bozguna uğratan son noktayı koydu. ABD Ordusu,
savaşmak için getirdiği hava ve deniz araçlarının tümünü bu kez kaçmak için
kullandı ve Vietnam’da tarihinin en büyük askeri yenilgisini aldı. 1 Mayıs
1975, 20.yüzyılda Türk Kurtuluş Savaşı’yla başlayan ulusal bağımsızlık
savaşlarının doruk noktasıdır ve yoksul bir ulusun birliğini sağlaması
durumunda neleri başaracağını gösteren evrensel nitelikli bir zaferdir. Yazıyı,
Vietnam halkının yüz yıl süren ulusal bağımsızlık mücadelesine saygıyla
yayınlıyoruz.
Ulusçu Devinimler
Vietnam’da da ilk ulusçu eğilimler 19.yüzyıl sonu ile
20.yüzyıl başlarında ortaya çıkmaya başladı. Fransız eğitimi almış aydınlar,
orta sınıf temsilcileri ve öğretmenler bu eğilim öncülüğünü yaptılar.
19.Yüzyılın
ulusçuları, sömürgeciliği ve ona karşı verilecek savaşımın yöntemlerini
bilmiyorlardı. Kurulması gereken yeni düzen konusundaki tutarlı bir düşünceleri
yoktu. Düşünce ve davranışlarında Batı’nın etkisinden kurtulamıyorlardı.
Aydınların bir bölümü sömürgeci çemberin kendiliğinden kalkacağını ve
Fransızların Vietnam’a 1789 ruhunu getireceğine inanıyordu.
Ulusal Devrim Partisi
Vietnam ulusal hareketinin uzun bir sessizlik döneminden
sonra, 1927 yılında Vietnam Ulusal
Devrim Partisi kuruldu. Önceki dönemlere göre bağımsızlığı daha çok öne
çıkaran bu parti, terör ağırlıklı eylemlere girişti. Hazırlıksız şiddet,
ayrılık ve kopmaları getirdi. Parti içinde, birbirlerinin başarısızlığından güç
almaya çalışan ılımlılar ve sertlik yanlıları olarak iki küme oluştu.
Girişilen
hemen tüm eylemler şiddetle bastırıldı. Son olarak 1930 Şubat’ında, Kuzey
garnizonunda başlatılan ayaklanma başarılı olmadı ve Ulusal Devrim Partisi’nin kadroları dağılmaya başladı. Bunların
bir bölümü çatışmalarda öldü, bir bölümü de kurşuna dizildi. Ölüme mahkum
olanlar sömürge yönetimi ve Fransız gazetelerinin bile saygısını kazanan bir
inanmışlık içinde öldüler.
Komünist Parti ve Ho Şi Minh
Ulusal Devrim Partisi’nin kadroları saf dışı
bırakıldığı günlerde Komünistler ortaya çıktı. O güne dek ismi pek duyulmamış
olan Nguyen Ai Quoc’un (sonradan Ho Şi Ming adını alacaktır) 1930
Şubat’ında Çinhindi Komünist Partisi’ni
kurdu. Benzer yöntemlerle savaşım veren Komünist
Parti, Ulusal Devrim Partisi’nden
aldığı kadrolarla, ülkenin içinde bulunduğu karışık durumdan yararlanarak hızlı
bir büyüme gösterdi.
Komünist Parti, yeni baskı uygulamaları ve pirinç
zammına tepki gösteren kitleleri, eyleme çekmekte başarılı oldu ve 12 Eylül
1930’da Kuzey Vietnam’da köylüleri ayaklandırdı ancak ayaklanma bastırıldı.
Sınıfsal Değil Ulusal Savaşım
Komünist Parti, 1930 yenilgisinden sonra, sınıf savaşımını
ikinci plana atarak ulusal savaşımı ve buna uygun örgütlenme biçimini öne
çıkardı. Ho Şi Minh’in elden ele dolaşan yazıları, dilden dile dolaşan
sözleri, sürekli ulusal bağımsızlık ve özgürlükleri işliyordu. Bu dönem, Ho
Şi Minh’i ulusal kahraman haline getiren ve devrimci hareketin tüm
Vietnam’a yayıldığı bir dönem oldu.
İdeolojik Karışma
Savaşımın kitleselleşmesi, ulusal birliği sağlamanın
önündeki engelleri gidermedi, tam tersi arttırdı. Sınıf mücadelesini ikinci
plana atsa da Komünist Parti’nin
Komintern ve Sovyetler Birliği ile bağımlılık
doğuran ideolojik ilişkileri sürüyordu.
Stalin-Troçki çatışması, Vietnam’a da yansıdı ve burada
güçlü bir örgüte sahip Troçkistlerle Stalinistler birbirine karşı, silah dahil
yoğun bir çatışma içine girdi.
1931 yılında Japonya Çin’e saldırdığında Sovyetler
Birliği, bütün Asya komünistlerini Japon saldırısına karşı ortak savaşıma
çağırdı. Bu ani siyaset değişikliğini, Komünist
Partisi büyük bir bağlılıkla uyguladı. Ancak, ülke dışındaki bir olay
için yapılan siyaset değişikliği Vietnam’daki bağımsızlık savaşımına büyük
zarar verdi.
Japonlara karşı birleşmek adına, sömürgeci güçlerle
işbirliği yapıldı. Bu büyük yanılgı Fransa’yı rahatlattı. Kimi yumuşama
eğilimleri gösterse de bu fazla uzun sürmedi ve Fransa 1939 yılında Komünist
Parti başta olmak üzere, siyasi etkinliklerin tümünü yasakladı.
Vietnam halkı
ulusal bağımsızlık savaşımını bir türlü, tam anlamıyla kendi istenci (iradesi) altına
alamıyordu. 1939’da yeraltına çekilen Komünistler, uzun süre Sovyet hükümetinin
belirlediği siyaseti izledi. Üstelik bu dönemde Rusya’dan herhangi bir askeri
ya da mali yardım da görmediler. Bunun üzerine bir süre sonra Çin’e yanaştılar.
Oysa Çin o aşamada Vietnam’a yardım yapacak durumda değildi.
Kendi Gücüne Güvenmeme
Birinci
Dünya Savaşı’nın başladığı 1939 yılında, Fransız sömürgeci işgal başlayalı 80
yıl olmuştu. Onca özveri ve savaşıma karşın bağımsızlık yolunda elle tutulur
bir başarı sağlanamamıştı. Avrupa kendi içinde kanlı bir savaşa tutuşurken Vietnam Devrimi’nin öncü kadrosu
hala, Fransız sömürgeciliğinin ancak dış desteklerle ortadan
kaldırılabileceğine, askeri ve siyasi destek bulamadıkları sürece, kurtuluş
yolunda fazla bir şey yapılamayacağına inanıyordu. Halkına ve kendi gücüne
güven, ulusal eyleme ağırlığını hala koyamamıştı.
Devrimci Birlik (Vietminh)
Bu dönemde sessiz kalınmasının bir başka nedeni,
savaşımın biçim ve anlayışında köklü bir değişimin yapılıyor olmasıydı. Ho-Şi
Ming, Mayıs 1941’de, Vietnam’ın Bağımsızlığı için Devrimci Birlik ya
da kısa adıyla Vietminh’i kurdu.
İşbirlikçi olmayan tüm ulusal güçleri çatısı altında savaşıma çağıran Vietminh,
bir ulusal cephe örgütüydü.
Bu örgüt yalnızca köylüleri ve işçileri değil; yurtsever
toprak sahiplerini, sömürgeciliğe karşı tavır alan Güneyli tarikatları,
Katolikleri ve aydınları bir araya getirmeyi amaçlamıştı. Programında;
Fransa’nın Vietnam adına Japonya ile imzalamış olduğu anlaşmaların
reddedilmesi, işbirlikçi olmayan herkesle işbirliği, işgal yönetimiyle
uzlaşanların hain ilan edilerek topraklarının yoksul köylülere dağıtılması,
genel oy hakkı, demokratik özgürlüklerin sağlanması, siyasi af ve ekonomik
istemler vb. yer alıyordu.
Vietminh ve programı başarılı oldu ve bu
yeni örgüt Komünist Partisi’nin yerini
aldı. Ulusal güçler hızla bir araya gelmeye başladı. Yurt dışında komünistlerin
azınlıkta olduğu bir geçici hükümet kuruldu. 1944 yılının sonlarına doğru ilk
düzenli silahlı birlikler kurulmaya başlandı. Vietminh, 13 Ağustos
1945’de ayaklanma ilan etti ve 16 Ağustos’da Honoi’ye, 25 Ağustos’da Saygon’a
girdi. 2 Eylül’de siyasi bağımsızlık ilan edildi.
Kısa Süren Bağımsızlık
Vietnamlılar çok uzun yıllar, uğruna savaşım verdiği
bağımsızlığa fazla sevinemedi. Yüzyıllar süren sömürgecilik ve çatışmalar, bu
acılı ulusu yoksulluğa sürüklemişti. 1945 başlarında, orta ve Güney Vietnam’da
ortaya çıkan kıtlık tam 2 milyon insanın açlıktan ölmesine yol açtı.
Vietminh’in kurulması ve izlediği siyaset, o
güne dek bir türlü gerçekleştirilemeyen ulusal birliği sağlamıştı. Dış
etkilerin belirleyiciliğinden kurtularak kendi gücüne dayanmak ve bağımsız
karar verme, Vietnam’ı özlediği ulusal birliğe, çok uzun ve kanlı yıllardan
sonra olsa da ulaştırmıştı.
1941’de
ulusal birlik anlayışıyla kitlelere açılan Ho Şi Minh’e başlangıçta hiç
kimse önem vermemişti. Yeni siyaset kısa sürede başarı getirmiş ve bu başarının
mimarı Nguyen Ai Quoc, tüm Vietnam’da yeni adıyla, Ho Şi Minh
(ışığa kavuşturan kişi) olarak büyük ün kazanmıştı. Vietminh öylesine
büyümüş ve kitlelere yayılmıştı ki Komünist
Partisi adeta “Marksçı araştırmalar yapacak basit bir düşünce
derneğine dönüşmüştü”.1
Yeniden İşgal
Vietnam halkı, İkinci Dünya Savaşı biter bitmez, tarihinde
gördüğü en acı ve en vahşi yeni bir döneme girdi. Fransız birlikleri, 25 Eylül
1945 günü Güney Vietnam’a çıkarma yapmaya başladı.
Vietminh hükümeti, ABD’ye başvurarak
Fransızların 2.Dünya Savaş’ında Çinhindi’nde Japonlarla işbirliği yaptığını,
kendilerinin ise Vietnam’a demokrasi getirmeğe çalıştığını belirtip, bu yönde
gerçekleştirdikleri iyileştirmeleri sıralıyarak, ABD’den Fransız işgalini
durdurmasını istedi.
ABD, o
dönemde bu tür işgallere karşı çıkacak demokratik bir ülke olarak görülüyordu.
Amerikalılar bu isteklere doğal olarak aldırmadı. Dünyanın paylaşımına son
biçim henüz verilmemişti. Sovyetler Birliği, ABD ve İngiltere bu biçimi
Potsdam’da verdiler ve buradan Vietnam’ın hiç beklemediği bir sonuç çıktı.
Ho Şi Minh’in Çağrısı
Ho Şi Minh 1946 Aralığında halka bir çağrı yaptı. Bu
çağrı, ulusal birliği halk savaşının her aşamasında yaşama geçiren bir ilke ve
kitleleri yurt savunmasında birleştiren bir ulusal ant oldu.
Ho Şi Minh’in halka yaptığı çağrı şöyleydi: “Din,
parti, köken ayırımı gözetmeksizin herkes, erkekler ve kadınlar, gençler ve
ihtiyarlar, Fransız sömürgeciliğine karşı savaşmak için, yurdunu kurtarmak için
ayaklansın! Tüfeği olan tüfeğini, kılıcı olan kılıcını kullansın! Ve eğer
kılıcı da yoksa kazma, kürek tırpan kullansın...”2
1949’a dek süren anti-sömürgeci savaş, Çin’de Mao’nun
Çang Kay Şek’i yenmesiyle önemli bir desteğe kavuştu. Sovyetler Birliği
ve Çin, 1950 Ocağında Vietnam Cumhuriyeti’ni tanıdı. ABD ise, soğuk savaşın en
hızlı dönemi olan o günlerde, Fransız işgal kuvvetlerinin desteğiyle, Güney’de
kurulan kukla hükümeti tanıdı. Ardından, Fransızlara askeri yardımda bulundu.
Vietnamlılar birkaç yıl önce ulusal bağımsızlık için yardımını istedikleri
Amerikalıların gerçek niteliğini görmüş oldu.
Vietnam
sorununu çözmek için Cenevre’de toplanan konferans 21 Temmuz 1954 yılında
kapandığında Vietnam, 17.paralelle ikiye bölünmüştü. Kuzey’de Bağımsız Demokratik Vietnam Cumhuriyeti (Kuzey Vietnam)
Güney’de, Batı desteğinde, Vietnam
Cumhuriyeti (Güney Vietnam).
Bölünme ve ABD İşgali
Kuzey Vietnam’ın çevre ülkelere örnek olmasından çekinen
ABD, özellikle CIA (Central Intelligence Agency) ajanları aracılığıyla Saygon’a
yerleşti. Güney Vietnam’ın başına getirilen Ngo Ding Diem, baskıcı bir
dikta devleti kurdu.
Diem, Cenevre
Antlaşması gereğince 1956 yılında yapılması gereken seçimleri yapmadı ve
siyasi çalışmayı yasakladı. Bu uygulamalara, Kuzey Vietnam ve Çin’den başka
karşı çıkan olmadı. Vietnam iç savaşı da içeren yeni ve kanlı bir çatışma
dönemine daha girdi.
1959 yılında Güney’de, başını komünistlerin çektiği bir
ayaklanma ortaya çıktı. 20 Aralık 1960’da Güney Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi (Vietkong) kuruldu. Vietminh
gibi tüm ulusal güçleri bünyesinde toplayan Vietkong kısa sürede büyük
bir güç durumuna geldi.
Vietkong’un Diem’e karşı savaşımına Budhacılar da katıldı. Budhacı 8 rahibin Diem rejimini
protesto etmek amacıyla arka arkaya kendilerini yakması etkili oldu. Toplumsal
karşıtçılığın bu denli artması Diem’in sonunu getirdi. ABD, CIA’nın
yönlendirmesiyle, bir askeri darbe düzenledi ve yönetime kendisinin getirdiği Diem
öldürüldü. Yeni bir cunta hükümeti kuruldu.
ABD ve Savaş
Hükümet değişikliği, Güney’deki karmaşayı gidermedi. ABD
başkanı Kennedy, Vietnam sorununu çözmek için bölgeye Amerikan askeri
gönderdi. 16 bin kişilik bu ilk kuvvet dolaysız bir biçimde çatışmalara sokuldu
ve ABD tarihinin ilk askeri yenilgisini alacağı Vietnam savaşına bulaşmış oldu.
Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Kruşçev,
6 Ocak 1961’de bağımsızlık savaşlarını destekleyeceğini bildirmiş ve bu
bildirime uygun davranarak desteğe başlamıştı. Sovyet ve Çin yardımıyla Vietnam
sorunu, uluslararası askeri ve siyasi bir sorun durumuna gelerek olağanüstü bir
boyut kazandı.
Uzun
yıllar süren savaşlar nedeniyle zaten yorgun ve bitkin duruma gelmiş Vietnam
halkı, kendisini bu kez bir cehennem içinde buldu. Sıradışı bir ulusal
dirençle, dünyanın tartışmasız süper gücü olan ABD’yi ve onun ileri
teknolojiyle donatılmış ordusunu yendi. Vietnam, ABD Silahlı Kuvvetlerinin
1961’de gelişinden tam 14 yıl sonra, 1 Mayıs 1975 yılında, tam olarak,
bağımsızlığına kavuştu.
ABD’nin Vietnam’a Yaptığı
ABD Hava Kuvvetleri Vietnam’a, yalnızca 1965-1968 yılları
arasındaki üç yıl ve 1972 yılındaki 6 aydan oluşan 3,5 yıllık bir zaman dilimi
içinde tam bir milyon yüz bin ton bomba attı. Bunun ne anlama geldiği, 4 yıllık
2 dünya savaşında pasifik çatışmaların tümünde 650 bin ton bomba kullanıldığı
bilinirse açıkça ortaya çıkacaktır.
14 yıllık
savaş içinde, ABD kaynaklarına göre, 55 bin Amerikalı, 200 bin Güney Vietnam’lı
asker, 725 bin Kuzey Vietnam ve Vietkonglu asker ve 500 bin sivil olmak üzere
1,5 milyon insan öldü. ABD, 1972 yılında savaşa, 580 bin Amerikalı, 64 bin
Koreli, Taylantlı, Avustralyalı, bir milyon sekiz yüz bin Güney Vietnamlı asker
ile 3500 helikopter ve 2000 savaş uçağı sürmüştü.3
Rus ve Türk Devrimi’nin Vietnam’a Etkisi
1917 Rus ve 1923 Türk Devrimleri, Vietnam Ulusal Savaşımı’nı
da olumlu yönde etkilemiştir. Türk Ulusal Bağımsızlık Savaşı, Vietnam’da ilgi
uyandırmış, sömürgeci büyük devletleri yenmenin mümkün oluğunu onlara
göstermiştir.
Bağımsızlığa
kavuşup Kalkınmanın ancak Fransız yardımıyla sağlanabileceğine inanılan bir
dönemde, yoksul ve yalnız Anadolu halkının başarısı, Vietnamlı ulusçulara yeni
bir ufuk açtı. Bu ufkun boyutu, Ho Şi Minh’in; “Türk halkı hayranlık
verici bir cesaret ve fedakarlık ruhuyla uğursuz Sevr anlaşmasını yırttı ve
bağımsızlığını kazandı. Emperyalizmin düzenlerini yendi ve sultanın tahtını
devirdi. Bitkin, parçalanmış ve çiğnenmiş bir ulusu, birleşmiş ve güçlü bir
cumhuriyet haline getirdi, devrimini yaptı” biçimindeki sözleriyle ortaya
çıkmaktadır.4
DİPNOTLAR
1 “Sosyalizm
ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi” İletişim Yay., 4.Cilt, sf.1051
2 a.g.e. sf.1045
3 a.g.e. sf.1051
4 “Büyük Larausse” Gelişim Yay.,
sf.5293
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder